"Ya Kenan ben topluyorum sen dağıtıyorsun, arkanı toplasana!" Koltuğun üzerine çıkardığı pijamalarını sinirle toplarken söylenmeden edemiyordum. "Misafirler gelmeden gördüm iyi ki."Yeni traş olmuş bir şekilde salona giriş yaptığında dudaklarım istemsizce büzülmüştü. Sakalsız halini sevmiyordum.
Tamam hala çok yakışıklıydı, ama öpüşürken sakalları yanağıma batınca daha güzel oluyordu.
"Gülüm niye sinirleniyorsun sabah sabah, tamam ben toplarım ver." Elimde tuttuğum pijamaya uzandığında ona sırtımı dönerek engel oldum.
"Çok geç artık, yapıyorum ben. Sen git hazırlan," diye trip attığımda ben bile kendime yüzümü buruşturmuştum.
Stresliydim ve bu yüzden kaç gündür Kenan'a çatıp duruyordum.
İlk defa evimize gerçek misafirler geleceği için çok heyecanlıydım, her şeyin mükemmel olmasını istiyordum ve belki biraz abartıyor olabilirdim.
Batu, Harun ve Ece gelecekti, bu heyecanımın asıl sebebi Ece'ydi zaten.
Ece arayıp ağlayarak niye gittiğimizi sorduğunda Kenan lafı dolandırmadan doğruca anlatmıştı nedenini, doğal olarak şaşırmıştı başta ama abisinin özleminden çok büyük bir tepki vermemişti. Hatta Kenan'la görüntülü konuştuğunda ara sıra ben de görünüp selam veriyordum ve hiç yadırgamadan benimle sohbet ediyordu.
İlk defa beni gerçekte, abisinin sevgilisi olarak göreceği için gergindim.
"Yavrum doğru dürüst eşyası bile olmayan evimizi üç gündür temizleyemedin, şerefsiz Batu için sence de abartmıyor musun?"
Bozularak kaşlarımı çattım. "Eşyalarımızı bu ay alsaydık keşke." Salonun ortasındaki ev sahibine ait olan eski koltuk ve küçük sehpalar dışında salonumuz bomboştu. Yatak odamızda yeni aldığımız yatağımız, ve yine ev sahibine ait küçük bir dolap ve kitaplık vardı. Son olarak da mutfakta buz dolabı ve yemek masası vardı.
Çok fazla eşyamız olmasa da gerekli olan şeyler vardı en azından.
"Olmaz," derken hala elimde tuttuğum pijamayı tutup çekti ve kendi eline aldı. "O para senin hakkın. Bir aycık daha idare ederiz işte ne olacak? Çok şükür aç değiliz açıkta değiliz, sen kafeyi açtıktan sonra kazandığımız parayla istediğini alırız."
Ayşe kapattığımız kafenin satış işlemlerini sonunda hallettiği için parayı bana ulaştırmıştı ve ben de o paranın bir kısmıyla eşyalarımızı alalım demiştim ama izin vermemişti. Biran önce kafeyi açmamı istiyordu.
Birisi kapıya vurunca geldiklerini anlayıp gözlerimi kocaman açtım. Kenan katladığı pijamayı sehpaların üzerine koyuyordu. "Geldiler Kenan, ne yapacağız?"
Bana ters ters bakıp kaşlarını çattı. "Saklanalım mı gülüm? Bizi yerler mazallah."
Benimle dalga geçtiği için omzuna yumruğumu geçirdim. "Ne dalga geçiyorsun ya? Heyecanlandım, ne var?"
Sırıtarak kapıya doğru yürüdü ve tam yanımdan geçerken yanağımdan sıkı bir makas almıştı.
O kapıyı açarken alt dudağımı dişleyerek yanına ilerledim.
"Hoş geldiniz," diye gülümseyerek kapının kenarına geçti Kenan, ben de onun yanındaydım. Ece kocaman gülümseyerek abisine sarıldığında ben Batu'yla Harun'u süzüyordum.
İkisi de Kenan'a sarılmak için çocuk gibi sıra bekliyordu ve onu çok özledikleri sabırsız olmalarından belliydi. Komik göründüklerinden dolayı gülmemek için kendime hakim olmayı başarmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ MAHALLE -BXB
Novela Juvenil!Tamamlandı! Yıllardır işlettiği kafeyi, hiç tanımadığı bir mahalleye taşımıştı Ömer.