Bu sabah kafeyi Ayşe açtığı için hiç acele etmeden yavaş yavaş yürüyordum mahalleye doğru.
Sabahları yürümek uykumu açıyordu ve daha dinç oluyordum, bu yüzden yürümeyi seviyordum.
Mahallenin girişinde küçük çocukların aralarında bağırışarak kavga ettiğini görünce kaşlarım istemsizce çatıldı. Mahalleden iki tane çocuk, kendilerinden birkaç yaş büyük çocuklar tarafından itilip kakılıyorlardı. Büyük olanları tanımıyordum.
"Hop," diyerek yanlarına gittim. Sabahın köründe kavga edecek enerjiyi nereden buluyorlardı acaba. "Hayırdır?"
Bilal ile Hasan anında arkama geçip saklandılar.
"Topumuzu patlattılar Ömer abi," diyerek kalın ceketime tutundu Hasan. Tek kaşımı havalandırarak tanımadığım üç çocuğa baktım. Ben gelince sanki biraz korkmuş gibilerdi ama üç kişi olmanın verdiği cesaretle de geri adım atmadılar.
Bizim çocuklar 8 yaşındaysa onlar 13 yaşındalardı.
"Topları yüzünden bisikletten düşecektim," diye atarlı bir şekilde konuştu çocuk. "'Buyurun topunuz' mu deseydim? Bu kaç oldu!"
"Evet öyle deseydin," dedim sinirlenerek. Topu patlattıkları yetmiyormuş gibi bir de dövmeye kalkışmışlardı. Üçü de korkmuş gibi bir adım gerilediler.
Birden omuzuma sert bir baskı hissedince kafamı hafifçe arkaya çevirdim, Kenan omzumu sert bir sekilde sıkarak 'şş' diye fısıldamıştı. Ne ara geldiğini duymasam da sanırım sakin olmam gerekiyordu.
"Çocuklar, özür dileyin bakayım abilerinize."
Hasan'la Bilal saklandıkları yerden çıkıp ellerini önlerinde birleştirdiler ve mahçup mahçup yeniden özgüven gelen çocuklara baktılar. Çok tatlılardı.
"Özür dileriz," diye mırıldandılar aynı anda. Onlar özür dileyince diğerleri de tatmin olarak başlarını salladı.
"Tamam, bir daha olmasın." Arkalarını dönmüşlerdi gitmek için, ama Kenan izin vermedi.
"Siz de toplarını patlattığınız için özür dilemelisiniz."
İstemeye istemeye özür dilediler, sonra da aralarında anlaştıkları için çocuklar uzaklaşmıştı. Biz halen orada dikiliyorduk.
"Sen de iyice benimsedin mahalleyi hee, küçücük çocukları mı dövecektin?" diye sordu gülerek.
"Gelmeseydin döverdim." Bilmiş bilmiş konuşan çocuklardan nefret ediyordum.
"Saçmalama," diyerek yürümeye başlayınca adımlarımı hızlandırarak yanına gittim. "Ben de sizin oraya geliyordum, kurabiye çekti canım."
Kurabiyelerimi beğenmesi beni gururlandırıyordu, hatta canı bile çekiyordu.
"Çok güzel yapıyorum, değil mi?" Beklemediği soru karşısında ilk başta şaşırsa da, sonra kafasını sallayarak gülmüştü. "Bugün taksiye çıkmıyor musun?"
"Yok, bütün gece çalıştım yeni geliyorum işten." Hangi ara çıkardığını görmediğim kürdanı ağzına aldı. Biraz ileride duran taksi arabasının önüne gelerek bana işaret etti. "Atla, aynı yere gidiyoruz."
İtiraz etmeden bindim arabaya. Dediği gibi aynı yere gidiyorduk. Arabayı çalıştırdığında morarmış göz altlarını gördüm. Bütün gece çalıştığı için uykusu olmalıydı.
"Gözlerinden uyku akıyor," dediğimde kürdanı oynatarak gülümsedi.
"Kaç gündür geceleri uyuyamıyorum, ondandır."
![](https://img.wattpad.com/cover/290254875-288-k481007.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ MAHALLE -BXB
Ficção Adolescente!Tamamlandı! Yıllardır işlettiği kafeyi, hiç tanımadığı bir mahalleye taşımıştı Ömer.