Chanyeol ve Baekhyun eve döndüler, annesi bugün babasının işten döneceğini söyledi. Babası emekli olması gerekirken iş aşkından hala çalışıyordu. Kapı çaldığı sırada Chanyeol kapıdan geçiyordu, açtı.
''Hoşgeldin baba.''
''Naber evlat?''
Herkes salona geçince salona gelen Baekhyun gözlerini hayretle açtı, emin olmak için yaklaşıp yaka kartına baktı. Bu oydu, Park Sungjin. Babasını içeri attırabilen korkusuz polis. ''Bana bir yerden tanıdık geliyorsun?'' dedi.
''Ben aranan bir--''
''Evet onu biliyorum, Chanyeol anlattı ama burada kalmanız tehlikeli size bir yer ayarladım en azından sakin bir yer.''
Baekhyun koltuğa oturdu.
''Sen eskiden aldığım bir davayı incelerken gördüğüm çocuksun, değil mi? İsmin Baekhyun.''
''Evet, size teşekkür ederim.''
''Siz... Tanışıyor musunuz?''
''Aşağılık pislik, senden korkmuyorum beni korkutamazsın.''
Polisler katil zanlısını götürürken merdivenin orada korkuyla duran üç çocuğu gördü. Sungjin, onlara yaklaştı. ''Merhaba çocuklar, Ben Park Sungjin Polisim. Sizinle de tanışabilir miyim?''
''Ben Baekboem küçük kız kardeşimiz Baekhee.'' Dedi en büyüğü.
''Bende Baekhyun.''
Sungjin onlara sarıldı. ''Geçti çocuklar, güvendesiniz artık.''
''Seni daha önce farkedemedim, özür dilerim.''
''Davayı gizli tutyorlardı. Sizin suçunuz değil Bay Park. Bana göre siz benim adaletli kahramanımsınız.''
''Ah hayır ben kahraman değilim.''
''Bizim için bir cümleniz yetti. 'Güvendesiniz artık.' ''
Sungjin kalktı ve Baekhyuna sarıldı. Baekhyun bunu beklemiyordu ama o da karşılık verdi. ''Her şey için teşekkürler Bay Park.''
Chanyeol ve Baekhyun babasının onlar için ayarladığı yere gitmek için çıktılar, Chanyeol arabadayken yanına oturan gözleri dolu çocuğa baktı. ''Ağlayabilirsin rahatlayacaksan.''
Baekhyun hızla gözyaşlarını sildi. ''Ağlamıyorum ben.''
Chanyeol eğildi ve yanağını okşadı Baekhyunun. ''Ama ağladın.''
''Ağlamadım--''
Chanyeol arabayı kenara çekti, Baekhyunun kafasını kendine çekip göğüs hizasında yerleştirdi.
''Ağlamak suç değil, ağlayabilirsin. Kimse sana kızmaz, kimse seni sorgulamaz, kimse seni aşağılamaz. İçini açacak rahatlayacaksan ağlayabilirsin Baekhyun. Sadece ben varım burada, sadece ikimiziz, korkma.''
Baekhyun kısa bir sessizlikten sonra birden ağlamaya başladı. Zihnine doluyordu annesinin ölü bedeni, babasının vahşeti, küçük bedeninin korkusu.
Eve gittiklerinde Baekhyun uyumak istediğini söyledi. ''Başım ağrıyor uyuyacağım.''
''Tamam bende yatacağım ama çok kötüysen ağrı kesici ilacını almalısın.''
''Uyursam geçecektir.''
''Tamam ama kötüleşirse beni uyandır.''
''Neden? Annem gibi davran diye mi?''
''Annen seni çok seviyor olmalı o zaman.''
''...''
''Özür dilerim.''
''Sorun değil, çok ağladığım zaman bütün bedenim yoruluyor yatsam iyi olacak kafam ağırlaşmış gibi.''
''Tamam, iyi geceler kelebeğim.''
''...''
Baekhyun, salona gidip yastık geçirdi Chanyeola. ''Özür dilerim!''
Baekhyun, yastığı Chanyeolun göğüsüne attı. Chanyeol, vurulmuş gibi yaparak yere düştü. Baekhyun da eğildiğinde artık Chanyeolun üstündeydi ama aralarında yastık vardı.
''O cümleyi yeniden derseniz ağzınıza yastık sokarım Memur Park.''
Chanyeol donmuştu, Baekhyun üstünde dururken hiçbir şeye odaklanamıyordu. Chanyeol Baekhyun kalkarken bu sefer o Baekhyunun üstündeydi. Baekhyun göz devirdi.
''Böyle ne kadar devam edeceğiz? Hala başım ağrıyor.''
Chanyeol, Baekhyunun yanağına dokundu ve okşadı. Sonra saçına dokundu ve perçemlerini geriye itti. ''Sarhoş gibisin, Park.''
''Bana ne yaptırıyorsun Baekhyun? Daha önce yapmadığım içimden gelen tuhaf şeyler yapıyorum.''
''Sana bir şey yaptırmıyorum, bana karşı aşk sarhoşu olan sensin.''
''Ya sen Baehyun?''
''Ben ne?''
''Beni sevemez misin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katilin Kelebekleri ¦ ChanBaek (Tamamlandı)
FanficByun Baekhyun, bu adaletsiz dünyada kadınlara şiddet uygulayan, çocuklara tecavüz eden kişileri polis yakalayamadan öldürüyordu. Onu böyle farklı yapan şeyden biri de öldürdüğü herkesin yanında kağıttan kırmızı bir kelebek bulunuyordu. Park Chanyeol...