''Neyse, unutalım gitsin dün geceyi.''
''İstemiyorum, beni öptüğünü hatırlamak istiyorum.''
''Jonginden haber var mı?''
''Konuyu değiştirmeye çalışıyorsun ama görmezden geleceğim. Hayır, hızına yetişemiyoruz. Ondan geriye tek kalan kurbanlarının üstündeki beyaz zambak çiçeği.''
Aniden kapı çaldı. ''Jongin olabilir mi? Bizi duymuş mudur?''
''Evet Memur Park, koskoca ünlü aranan Zambak Katili Kim Jongin aptal bir hırsız gibi kapı çalacak.''
''Haklısın benim hatam.''
Kapıyı açar açmaz Baekhee üstüme atladı, onu kucakladım. ''Prensesim.''
''O günden beri başımın etini yedi, seni daha çok seviyor resmen kıskanıyorum kardeşim.''
Karşımda abimi görünce durakladım. ''Baekkie hyung neden ağlıyorsun? Biz buradayız ağlama lütfen.''
''İyiyim ben, özür dilerim hyung her şey için özür dilerim.''
Abim beni sarıp sarmaladığında evdeymişim gibi hissettim.
''Baekhyun... Sana bir şey demem gerek. Ama mantıksız bir şey yapma tamam mı? Sakin ol.''
''İyiyim hyung, çıkar ağzındaki baklayı.''
''Babamız... hayatta.''
Anılar aklıma doluştuğunda olduğum yerde kaldım.
'İşe yaramaz.'
'Lanetli.'
'Sen başımdaki bir lanetsin.'
'Lanet, büyük bir başbelasısın.'
'Annen benim yüzümden değil, senin bana bulaştırdığın lanet yüzünden öldü. Seni iblis.'
Chanyeol, elini omzuma koydu. ''Baekhyun...'' dedi. Oda benim gibi şoktaydı. ''Nerede o piç?'' dedim sakince. ''Baekhyun bak sakin olmalısın'' dedi abisi. ''Hyung, nerede o pislik?'' dedim tekrar, elim titriyordu. ''Seul karakolunda.'' ''Şerefsiz...''
''Hyung...'' Baekhee, korkuyla bana bakıyordu. Onu tamamen unutmuştum, sakinleşmeye çalışıp Baekheenin yanına gittim. ''Baekhee, prensesim sen Baekbeom hyungla kal tamam mı burada? Ben bir yere gidip geleceğim.''
''Hyung babamız bu dünyada değildi, öyle demiştiniz.''
''Prensesim sen bunu düşünme tamam mı? O hala orada, bizim için yok. Hiçbir şey değişmeyecek sana söz veriyorum.''
Baekheenin saçını okşayıp yanaklarını öptüm. Sarıldım, Baekbeom hyung bana bakıyordu. Baekheeden ayrılınca montumu giydim, Chanyeol arkamdan geldi, hyungum da koşarak gelince onlara döndüm. ''Baekhyun boş ver, zaten cezasını çekecek.'' dedi abim. ''Cezasını çektireceğim.''
''Adalet var Baekhyun.''
Chanyeola döndüm. ''Daha öncede demiştim Memur Park, adaletsiz adalet sisteminize güvenmiyorum.''
''O zaman bana güven.''
''Baekhyun hyung...'' Baekheeye baktım. ''Merak etme prenses, sadece hesap soracağım tamam mı? İyi olacağım.''
''Seninle geliyorum.''
''Bana ne? Ne yaparsan yap, bana engel olmada gerisi umurumda değil.''
Chanyeol ile çıkınca karakola doğru yol aldık.
''Gerçekten sadece konuşacak mısın?''
''Yalan söylemem ben, belki bir iki yumruk geçiririm.''
''Koruyucu meleğin gibi hissediyorum cidden.''
''...''
****
''Siz kimsiniz?'' diye sordu güvenlik. Chanyeol, polis rozetini çıkardı. ''Busan karakolundan Memur Park.''
''Bu kişi Byun Baekhyun değil mi? Ne işi var yanınızda?''
''Benim sorumluluğumda, belge var.''
Belgeyi çıkardı ve gösterdi. Güvenlik yol verince içeri geçtik. ''Neredeler acaba?''
Aniden yabancı olmayan silüet kan akışımı hızlandırdı, korku ve sinir bütün vücudumu sardı. Bu hayatımı, evin içinde beni seven tek ebeveynimi çalan adamdı. Babam olacak adamdı. ''Baekhyun sakin ol.'' dedi Memur Park. ''Nasıl sakin olabilirim?! O annemi öldürdü gebermeyi hakediyor!'' sesimi yükseltince adam bizim olduğumuz yere baktı. Adamın gözlerinin korkuyla titrediğini görmüştüm. Hışımla onun üstüne yürüdüm, Chanyeol arkamdan gelip bileğimi tuttu ama çok geçti. Karşısındaydım. ''Azrailin olmayı çok isterdim sevgili babacığım?'' dedim. Adamın gözleri korkuyla açıldı. ''Baekhyun? Sen misin?'' dedi sadece. ''Evet benim lanetli oğlun, hiç sevgi kırıntısı vermediğin oğlun, ne yaparsa yapsın gözünde hep çöp olan oğlun evet benim ve iğrenç bir katilim ama bunların sorumlusu sensin baba.''
Onun yanındaki adamlar dışındakiler yanıma gelip beni ayırmaya çalıştılar. ''Bırakın.'' Başka birinin sesiyle adamlar durdu. ''Müdürüm bu Byun Baekhyun.'' dedi biri.
''Sadece on dakika daha bekleyin, bu süre içinde hem bizden hem de Memur Park onlaarı gözetlesin dışarıda da iki kişi kalsın. Ama burada tartışmayın burası bir karakol, Herkesin işi var.''
Bir odaya geçince benim yanımda Chanyeol oturdu. Babam olacak piçin yanına da iki güvenlik oturdu. ''Özür dilerim Baekhyun.''
Birden kahkaha attım. ''Özür mü? Özür mü diledin az önce?'' dedim ve ayağa kalkıp ellerimi masaya koydum ve ona doğru eğildim. ''Özür dilemen annemi geri getirmiyor seni şerefsiz.''
''Evet. Biliyorum, ama yinede özür dilerim beni affetmeyeceksin ama özür dilemek istiyorum.''
''Özür dilemek erdemli insanların işidir, senlik bir şey yok.''
****
Her şey bitince çıktık, gözlerim istemsizce doldu. Kapı sesini duymamla Chanyeol beni kendine çekti, yüzüm onun göğüsündeydi. Yavaşça fısıldadı. ''Ben buradayım Baekhyun, geçti iyiydin.'' dedi ve saçımı okşamaya başladı. Derin nefes verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katilin Kelebekleri ¦ ChanBaek (Tamamlandı)
FanficByun Baekhyun, bu adaletsiz dünyada kadınlara şiddet uygulayan, çocuklara tecavüz eden kişileri polis yakalayamadan öldürüyordu. Onu böyle farklı yapan şeyden biri de öldürdüğü herkesin yanında kağıttan kırmızı bir kelebek bulunuyordu. Park Chanyeol...