15. BÖLÜM - PEMBE RUJ

2.9K 454 243
                                    

Ateş ve Elif ağırlıklı ama çok eğlenerek hatta kendi kendime gülerek yazdığım bir bölüm oldu. Umarım sizde aynı keyfi alırsınız...

*-*
Tuğra kızlarını atlatabilmek için kırk takla atmıştı. En sonunda onları yatırdıktan sonra kendi de odasının kapısında durmuş içeri bakıyordu. Artık neden bu oda, bu yatak hatta bu ev bile boş boş çekilmez hale gelmişti.

Kapının tıklatılma sesi ile kaşlarını çattı ve “Pelin...” diye mırıldanıp, gülümseyerek aynanın karşısına geçti. Üstündeki tişörtü hızla çıkarıp, saçlarını düzelttikten sonra kapıya gitti. Heyecanla açtığında kapıda gördüğü ile ofladı.

Mert ise sırıtıyordu, “Çakal pislik, Pelo mu sandın otuz iki dişle açtın kapıyı? Bir de üstsüz üstsüz, adi sapık seni.”
“Hayır Merto, karşıdaki zücaciyeciden tencere-tava sipariş ettim, onları bekliyordum,” dedi yüzünü buruşturarak. Hayır hayaller hayatlar, tecrübesini bu kadar acı yaşaması adil miydi şimdi?

“Şakacı. Bir de üstünü çıkarmış, iğrenç ya. Pelo olsa ne olacaktı? Ah seksi Zeus, kutsal bakir adamım, deyip üstüne mi atlayacaktı?”
“Lan bir kessene, ne alakası var? Kızları yatırdım, duş şey edecektim, girecektim!” dedi sinirle. Hayır şimdi adamı boğazlayacaktı.

“Her neyse canım banane, ben evden azıcık kaçtım da, Aydan yoksa o tencere-tavayla kafamı kıracaktı.”
“Neden?”
“Korunmadım diye. Ben evli ve ateşli bir erkek olduğumdan demin hazır çocuk da uyumuşken, sevişelim azıcık dedik! Korunmadım bende-”
“Tamam lan kes! Kuzenim o benim Mert, bunu o aklın almıyor galiba. Ayrıca abi burası kaçak sığınma merkezi mi? Gidin oğlum başımdan, Allah Allah.”

Mert kaşlarını çattı, “Senin canın mı sıkkın? Hayırdır? Ne bu gerginlik?”
Tuğra içeri geçip koltuğa attı kendini, “Gergin falan değilim,” derken bile sesindeki acı elle tutulur gibiydi.
“Neyse tatilde bol bol sevişirsiniz, geçer gerginliğin. Bunlar hep yılların birikimi,” dedi masadaki çikolatayı alıp, açarak yerken. “Pelo da öyle gergin. Sizde ikiniz tuhaf yaratıklarsınız, insanüstü bir gücünüz var söyleyim. Bunca sene hiç sevişmeden kalabilmek, vay canına. Takdirliksiniz yeminle.” Sonra kaşlarını çattı, “Lan doğruyu söyle, gizli gizli sevişiyor musun sen?”

Tuğra bir tek bakış atmış bu bakış da Mert’i ikna etmişti, “Peki tamam, hadi başkalarıyla sevişmediniz, aşıksınız. Anladık da, abi bari arada birbirinizle sevişseydiniz. İhtiyaç bu sonuçta.” Sırıttı, “Mesela Aydan küsken bazen beni odadan atıyor, bir gün sonra geliyor, sevişiyoruz, sonra yine atıyor. Manyak, resmen kullanıyor beni.”

“Kuzenim o benim Mert. İstersen yatak odanızı anlatma, ağız burun bırakmam sende yeminle. Yeter lan!”
“Öf, iyi tamam be. Sıkıcı. Neyse, ben Pelo’nun ağzını aradım, sen adım atarsan sevişir seninle.”
Tuğra birden yerinde diklendi, “Lan manyak mıyım ben senin ipinle kuyuya ineyim? Konuşmuş da sevişirmiş de..." Sıkıntı ile nefes alıp verdi. “Ben bira alacam dolaptan, içer misin?”

“Olur, yürüyerek geldim zaten.” Masadaki diğer çikolatayı da yedi. “Ayrıca o kuyu yakında susuzluktan kurur, daha da istesen de inemezsin. Bence elini çabuk tut.”
“Kes Mert!” Tuğra bir kaba çerez koyup, ardından dolaptan iki bira alarak koltuklara geldi. “Al,” dedi elindekinin birini ona uzatarak.

“Anlat hadi ne oldu?” sonra da ciddi bir ses tonu ile, “Ayrıca biz arkadaş değil miyiz oğlum? Her şeyimi anlatıyorum ben, sen yıllardır içine atıyorsun,” diyerek onu cesaretlendirdi. “Ayrıca biliyorum, bu tatil geriyor seni?”

Tuğra önce ona bir iki saniye baktı, sonra da tuttuğunun farkında olmadığı nefesi bırakıp, “Aynen,” dedi. “Aslında... Yani tatil planını ben salladım,” deyip masum bir bakış attı.
“O ne demek?” diye sordu piç bir sırıtmayla. Sonra da adamın surat ifadesinden anlayıp “Hadi canım!” dedi omzuna bir iki kere vurarak. “Çakal... Kızları kullandın.”

AŞK'4.SANİYE * İ.G.A.S. II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin