9. BÖLÜM - ACIN BANA EMANET, SEN GİT ARTIK

3.3K 504 170
                                    

ve uzun bir aradan sonra sürprizli bir bölümle sizlerleyim... Azıcık aksiyon katalım mı? -Pelin & Tuğra ağırlıklı bir bölüm oldu.

-*-
Yüreğim yandı be adam,
İçimde fırtınalar koptu, durduramadık...
Acın bana emanet,
Sen git artık, bu aşkı yüreğimizde taşıyamadık...

*-*
Ateş kahve yapıp terasa çıktığında Elif uzaklara dalmıştı, adamın yanında oturması ile irkildi.
“Benim,” dedi Ateş.
“Dalmıştım.” Adamın elinden kahveyi alıp, bir yudum içti.
“Nasılsın?”


Dudaklarını büzdü, “Aslında iyiyim. Hafiflemiş hissediyorum. Ama bir yanımda boşluklar var Ateş, yani kurduğum hayaller-”
Ateş elini tutarak onu susturdu, “Elif, hayallerini bundan sonra ikimizle ilgili kur olur mu?” gülümsedi, “Biz seninle harika anne-baba olacağız. Ben sana mükemmel bir aile vereceğim, söz.”
“Sen bambaşkasın Ateş, senden yana en ufak bir şüphem yok,” deyip gülümsedi.

Ateş de ona bakıp gülümserken yavaşça yaklaşıp dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı. “Seni özledim,” derken sesi boğuklaşmıştı. “Hemde çok...”
Elif konuşmuyor, ondan gelecek hamleyi bekliyordu. Ateş kızın elindeki kahveyi alıp masanın üstüne koydu, “Sana içemeyeceğimiz kahveler yapmayı özlemişim,” dedi gülerek ve ayağa kalkarak elini uzattı ona. “Gel benimle...”

Birlikte yatak odasına girdiklerinde Ateş usulca kapıyı kapatıp, kilitledi.
“Pelin Tuğra’da kalı-” diye açıklama yapmak isteyen kızı Ateş “Şişş...” diyerek dudaklarıyla susturdu ve sert bir şekilde belinden tutup kendine çekti. Üzerindekileri de hızlı bir şekilde çıkarırken bir yandan da kendi soyunuyordu. Kızı duvara yaslarken, sanki kaçacakmış gibi bedenini önüne siper edip kendi pantolonuyla iç çamaşırlarını da çıkardı.
“Hazır mısın?”
Elif gülümsedi, “Her zaman,” deyip adamın yüzünü avuçlarının arasına alıp öpmeye başladı ve ikisi yavaş yavaş arkadaki yatağa doğru ilerlediler.

***

Tuğra yatakta oturur vaziyette, gözünde gözlükle elindeki tabletten maillerine bakarken Pelin yatağa zıplayarak oturdu. “Sevgilim!” dedi neşeyle.
“Efendim güzelim,” diye yanıtlarken onu tabletten gözünü ayırmamıştı.
Pelin ofladı, “Hadi ama benimle ilgilen, seni özledim.”


Tuğra bir tek bakışlarını ona çevirdi “Yaa...” dedi.
“Yaa... Hadi...” sabahlığını çıkarıp siyah saten mini geceliği ile kaldı.
“Of of of! Ateş edip seni yakarım diyorsun?”
Kucağına otururken adamın tişörtünü çıkardı, “Hayır. Bombayı kucağına verir, seni havaya uçururum, diyorum.”

“Yalnız bu çok iddialı oldu.”
“Asla iddiasız olmadım sayın Kayacı. Şimdi beni öper misiniz artık?”
Tuğra elindeki tableti yana bırakırken, gözündeki gözlüğü de çıkardı. “Büyük bir zevkle!” deyip öperken telefonunun çaldığını duydu. İkisi aynı anda ayrılıp, aynı anda eğilerek telefona baktılar.
“Şeyda kim?”

Tuğra sinirini kontrol etmeye çalışırken, “Kuzenim, önemsiz,” deyip redde bastı.
“Açsaydın. Bu saatte aradığına göre önemli.”
Tuğra onu altına alıp öpmeye başladı, “Senden başka hiç kimse şuan önemli değil.”
Kız kıkırdarken adam onun üzerindeki geceliği hızla çıkarıp öpmeye devam etti. Ama bu sefer mesaj gelmişti.

Ş: “Şu telefonu açar mısın?”

Tuğra telefonu Pelin’e göstermeden mesajı okuyup hızla sildi. Sonra da telefonu uçak moduna alıp, yeniden sevgilisine verdi tüm dikkatini.
“Kimmiş?”
“Kuzenim, ne yapıyorsun falan yazmış, hadi boşver şu telefonu da öp beni,” diyerek dudaklarını ele geçirdi.

AŞK'4.SANİYE * İ.G.A.S. II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin