18. BÖLÜM - MUTLULUĞA YAKALANDIK

3.1K 422 222
                                    


Savaş bitti, teslim oldum sana aşk...
Bir ömür kalbine tutuklandım...
Hava olaylarından ibaretti hayat,
Dert, tasa rüzgarları esti başımızda...
Ama bu sefer sağanak mutluluğa yakalandık...

-*-

Birlikte kahvaltıya indiklerinde Tuğra üçünü cam kenarında bir masaya oturttu, “Ben size servisleri alırım, siz oturun canım,” dedi.
“E birlikte alalım-” diye itiraz eden sevgilisine gülerek karşılık verdi.
“Üç zeytin, bir yumurta, peynir yok onun yerine börek, bol reçel ve çay.”
Pelin’in gözleri kocaman açıldı, “Unutmamışsın.”

Tuğra eğilip kulağına “Dün gece unutmadığımı açık bir şekilde gösterdiğimi düşünüyorum,” diye fısıldadı ve servisleri almak için diğer tarafa yürüdü. Pelin masada sağa sola bakıyor, yanaklarının kızarıklığını gizlemeye çalışıyordu. Karşısında oturan kızları Allah’tan kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Bu adamı ömrüne katmakla harika bir karar almıştı.

Tuğra dördüne de ayrı ayrı servis hazırlamış, içeceklerini getirmiş, ortaya da değişik börek, simit çeşitleri koymuştu. Kızları kahvaltılarına dalmışken Tuğra yanında oturan kadının kulağına “Bir ara kaçabilirsek odaya gidelim mi?” diye sordu.
Pelin ona ters ters baksa da bütün bedeninde kan akışı hızlanmış ve midesinde o bilindik kelebekler Bachata oynamaya başlamıştı, “Kızlar var Tuğra. Ayrıca tatildeyiz.”

“Yani de...” dedi e’yi uzatarak, “Bence onca yıl tatildeydik, azıcık faaliyete mi girsek? Üç kızla baş etmek zor, dört beş tane yandaş lazım bana.”
“Maşallah sana! Hepsini ben mi doğuracağım?”
Tuğra kahkaha attı, “Yok bir iki kişi buluruz, bölüşürsünüz aranızda.”
“Edepsiz!” dedi çıkışarak. “Kızlarımla tatile geldim ben. Sen çık odada otur.” Sonra sinirle ekledi, “Ya da bulacağın o bir iki kişiyle yapmaya başla çocukları!”

“Ah, kıskanman beni acayip tahrik ediyor, demiş miydim sana?”
“Hayır!” diye ters bir şekilde cevapladı. Bu adamın yanında değil başka kadın görmek, düşünmeye bile tahammülü yoktu.
“O zaman söyleyim; beni kıskanınca seni alıp odaya çıkasım ve saatlerce seninle sevişesim geliyor.”
“Tamam Tuğra, önüne bak.”
“İnan önüme bakmak istemezsin şuan-” demişti ki kadın ona inanamıyormuş gibi baktı.
“Ay Tuğra, saçmalama ve yemeğini ye!” dedi eli ile yüzünü yellerken.

O sırada masaya kafasında Noel şapkası, üzerinde de Noel kıyafetleri olan çok hoş bir kız yaklaştı. “İyi tatiller, kızlarınız mı?”
Pelin kaşlarını çatmış, sevgilisine hayranlıkla bakan kadına “Yok yan marketin elemanları,” diye homurdanırken, Tuğra “Evet kızlarımız,” demişti bıyık altından gülerek. Bu kadın onu kıskanınca çok ateşli oluyordu. Harika...
“Bugün saat iki ile beş arası çocuklar için Yılbaşı eğlencesi var. Hemen yan taraftaki çocuk kulübemizde. Katılmak isterler mi?”

“Bilmem,” dedi kızlarına bakan Tuğra. “İster misiniz kızlar?”
“Evet!” diye bağırdı ikisi aynı anda.
“Süper hemen isimlerinizi ekliyorum.”
“Selin, Derin Kayacı.”

Kadın masadan uzaklaşınca Tuğra sevgilisine döndü ve sırıttı, “İki ve beş arası odadayız sevgilim. Beni kıskanman büyük hareketti, cesaretini takdir ettim doğrusu.”
“Bok odadayız Tuğra! Kızlarımı da o baba avcısı Noel cadısına vermeyeceğim!”
Tuğra kahkaha atarken, Pelin eline aldığı böreği sinirle ısırıyordu.

***

Tuğra bornozunu giyip yine bornozu ile saçını kurulayan kadının arkasından ona sarılıp, dudaklarını boynuna bastırdı. “Banyodan çıkınca çok seksi görünüyorsun.” Sonra daha vurgulu bir şekilde fısıldadı, “Hala...” eski günleri hatırlatmak istemişti ona.
“Seksiliği bırak. Çocukların eğlencesi bitmek üzere, giyinip onları almaya gidelim.”
“Tamam gideriz bebeğim. Biz gelmeden salondan çıkarmıyorlarmış zaten.” Eline telefonu alıp kadını yanağından öperek ikisinin fotoğrafını çekti.

AŞK'4.SANİYE * İ.G.A.S. II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin