𝟕

509 71 42
                                    

"San"

Wooyoung'un sesiyle gülümseyerek karşısındaki meleğe baktı Şehvet Tanrısı.

"Evet Meleğim?"

"Hani artık senin görevli meleğinim ya."

"Hıhım"

Wooyoung yanaklarını hafif şişirerek konuştu.

"Sana dünyayı gezdirmek istiyorum!"

San bu teklife gülümsemişti. Dünyayı zaten avcunun içi gibi biliyordu. O bir Tanrıydı? Ama bunu Wooyoung'a fark ettirmeden cevapladı.

"Neden olmasın Meleğim? Zevk duyarım bundan"

Wooyoung Tanrısına içten ve en parlak gülüşünü sunarken San da onu aşkla koyulaşmış bakışlarla izledi.

"Pardon? Bir de dünyayı mı birbirine katsın bu"

Seonghwa'nın sesiyle ikili bakışlarını kusursuz bedene çevirdi.

"Hwa hadi ama Woo'ya böyle söyleme"

"Woo'ya değil sana diyorum zaten?"

Wooyoung istemsizce kıkırdarken San şapşal bakışlarla sızlandı.

"Neye gülüyorsunuz böyle küçük Melek, bakıyorum çok hoşunuza gitti?"

Wooyoung alt dudağını ısırarak başını salladığında San da sırıtmıştı.

"Her nereye gidiyorsanız bende geliyorum, itiraz yok!"

San arkasını dönmeden önce gözünü devirip yanaklarını şişirerek ofladı. Gece Tanrısı'nın her işe burnunu sokan sesini tabii ki her yerde tanırdı.

"Yunho bu baş başa bir gezi olacak ne sen geliyorsun ne de Seonghwa?"

Yunho başını arsızca sallarken küçük bir çocuk gibi sırıttı.

"Üzgünüm ama biz de geliyoruz San... Şehvet Tanrısının kontrolsüzce dünyada gezmesine Tanrı izin verir mi sence onu bunu seviştirirsin birbiriyle, cık cık cık"

Seonghwa kahkaha atarak Yunho ile yumruk tokuşturduğunda Wooyoung sessizce olanları izliyordu sadece.

"Sannie, sorun değil bizimle gelebilirler"

Wooyoung mırıldandığında San onun her zaman için anlayışlı oluşuna dayanamayarak dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.

"AWWH ÇOK TATLILAR!"

Seonghwa ve Yunho gözlerini kapatırken arkadan yankılanan neşeli sesle San o güzel dudaklardan ayrıldı.

"Hongjoong sende mi? Şaka mısınız siz?"

"Ama şu aşk meşk işleri beni ilgilendiriyor diye geldim hiç kusura bakmayın"

Seonghwa güzel gülüşüyle sevgilisini yanına çekerken konuştu.

"Zaten dünyaya tatile gidiyoruz bebeğim"

"Vay canına uzun zamandır gitmiyordum sanırım"

"San bizi gezdirecekmiş"

Seonghwa'nın dediğiyle San ağzı açık bakakalırken ufak tefek kahkahalar yankılanmaya başlamıştı.

San en sonunda çocuktan farksız bu üç Tanrıyla zıtlaşmayı bırakıp boyun eğmişti. Hem Wooyoung ile daha sonra Cennetin en güzel köşesinde vakit geçirebilirdi sonuçta.

"Peki Yeosang'ı da ziyaret edebilir miyiz?"

Wooyoung tatlı ortamın arasında en masum sesiyle sormuştu bunu. San da gamzelerini çıkaran bir gülüşle cevapladı.

"Bence hep birlikte ona güzel bir sürpriz yapabiliriz hım?"

"Hıhı olur~"

Tekrar güzel gülüşlerini birbirlerine sunduklarında San aklından 'bu Tanrıların dünyayı nasıl birbirine katabileceğini' hesap etmeye çalışıyordu.

Ve inanın dostlarım bir Tanrı olmasına rağmen San bile bunu tahmin edemiyordu...

Evveeett geçiş bölümüydü bu. Birazcık komedi katalım dedim 8 makes 1 team çünkü.

Mingi aşırı saçma şekilde girecek bu arada ama oralar da komedi.

Fikirleriniz en az sizin kadar değerli benim için, belirtmeyi unutmayın, MWAAHH

Thousand Miles // JongSangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin