İyi okumalar.
***
Taehyung'un o gece Muse'a ulaşması normalden biraz daha uzun sürdü.
Sonunda geldiğinde gözleri, sevgili Hyun-Gi'sini gördüğü sahneye çekildi. Ama yalnız değildi.
NCT 127'den Cherry Bomb çalarken Dae-Jung ile dans ettiğini görünce öfkeden alev alev yandı.
Dansları agresifti, hareketleri çok samimi görünüyordu. Neredeyse birbirleriyle flört ediyor gibiydiler. Hyun-Gi'nin figürünü okşarken adamın vücudundan gelen şehveti algılamak kolaydı.
Deli gibi çığlık atan insanlar.. bunun için oradaydılar ve Hyun-Gi dudaklarını yalayıp ısırmaya devam ederken bundan biraz fazla zevk alıyor gibiydi.
Çok fazlaydı.
Dans etmeye devam ettiler, ara sıra birbirlerine sürtündüler ve Taehyung'a her an patlayabilecekmiş gibi hissettirdiler.
Şarkı sonsuz bir işkence oldu.
Bitirdikten bir süre sonra odaya götürüldü ve ona içmesi için onu daha da sinirlendirmeye yetecek kadar zaman verildi.
Onu aptalca bir şey yapmaktan alıkoyacak bir Hoseok ya da Yoongi yoktu.
Odaya girdi ve onu her zamanki gibi karşılayan Hyun-Gi'ye baktı.
''Hoşg-''
Taehyung onu duvara itti ve neredeyse çocuğun gömleğini yırtarken onu sertçe öpmeye başladı. Dudaklarını bıraktı ve köprücük kemiğini ısırmaya başladı ve her yerinde acı verici izler bıraktı.
"Ah... kes şunu.." Canını acıttı ve Hyun-Gi buna hazır değildi.
Taehyung ısırmaya devam etti.
"Taehyung.. KES ŞUNU!" Tüm gücüyle itti onu.
Bu Tae'yi hiç mutlu etmedi.
Kıskançtı, o yaralanmıştı..
Ama sonra bir şey hatırladı..
Hyun-Gi onun değildi..
Aralarında hiçbir şey yoktu. Gerçekte kim olduğunu bile bilmiyordu.
Ve onun için bir şey netleşti.. o çok derindeydi..
ve dışarı çıkması gerekiyordu..
Taehyung'un kapaya doğru gittiğini gördü.
"Taehyung, bekle!" Hyun-Gi elini tuttu ve gitmesini engelledi.
"Üzgünüm..Neyi yanlış yaptığımı bilmiyorum ama..Üzgünüm..Eğer kıskanıyorsan.. Dae-Jung'la hiç ilgilenmiyorum!! Sadece-"
"İş?" Yüzünü dönmeden sordu.
Hyun-Gi başını eğdi, Taehyung'un neyi kast ettiğini biliyordu.
O müşteri değil miydi?
O... sadece iş değil miydi?
"Taehyung.."
"Senden hoşlanıyorum.."
Hyun-Gi kafasını kaldırdı, şaşkınlıkla Tae'nin arkasına baktı.
"Senden çok hoşlanıyorum..Yoongi bana gelmemem gerektiğini söyledi.. bunun benim için iyi olmayacağını.. ama düşündüm, kontrol edebilirim kendimi.. ama yapamam.."
Yavaşça Hyun-Gi'nin elinden kurtuldu.
"Sanırım bir süre gelmeyeceğim...Kendine dikkat et."
Hyun-Gi'yi, sanki hala Taehyung'un elini tutuyormuş gibi uzatarak ayakta bıraktı.
***
Olabildiğince yavaş eve yürüdü.. yolda bulabildiği her taşı tekmeledi.
Konuşacak birine ihtiyacı vardı..
Taehyung:
bu kadar geç rahatsız ettiğim için özür dilerim
uyuyor musun?
Jimin:
Sorun değil :)
naber?
Taehyung:
ben...
buluşabilir miyiz?
Jimin:
şimdi?
ah, hala işteyim, birkaç saate bitiririm.
Her şey yolunda mı?
Taehyung her zaman her şeyi tek başına yutan çocuktu ama bu sefer onun için çok fazlaydı ve içecekler ona hiç yardımcı olmadı. Kalbi kırıktı ve sarhoştu.
Taehyung:
iyi değilim..
iyi değilim..
Jimin:
Taehyung
Sorun ne?!
dinle şimdi gidemem ama
evde misin?! Bana adresini yolla
İşim bitince doğruca oraya gideceğim!
***
Jimin'in vardiyası biter bitmez, Taehyung'un evine geldi. Onun için endişeleniyordu.
Kapıyı çaldı ve açtığında Taehyung'un yüzünden yaşların süzüldüğünü gördü.
Taehyung ikinci kez düşünmedi ve kendini Jimin'e attı, ona olabildiğince sıkı sarıldı.
"Sorun değil.. Sorun yok..Şimdi buradayım. Üzgünüm."
***
🥺🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕄𝕦𝕤𝕖 -𝕍𝕞𝕚𝕟-
Fanfiction"𝕊𝕖𝕟𝕕𝕖𝕟 𝕚𝕤𝕥𝕖𝕕𝕚ğ𝕚𝕞 𝕙𝕖𝕣 ş𝕖𝕪𝕚 𝕪𝕒𝕡𝕒𝕔𝕒𝕜𝕤ı𝕟, 𝕕𝕖ğ𝕚𝕝 𝕞𝕚? 𝕄𝕒𝕤𝕜𝕖𝕟𝕚 çı𝕜𝕒𝕣.." "𝕂𝕠𝕣𝕜𝕒𝕣ı𝕞 𝕓ö𝕪𝕝𝕖 𝕠𝕝𝕞𝕦𝕪𝕠𝕣. 𝕐ü𝕫ü𝕞ü 𝕘ö𝕣𝕞𝕖𝕟𝕖 𝕚𝕫𝕚𝕟 𝕪𝕠𝕜."