"YÜZLEŞME"
Bölüm şarkısı:
Candan Erçetin- Bahane
Eylem Aktaş- SöyleyemedimAz önce, 'bu konağa gelin geliyorsun' mu demişti o?
Evet. Öyle demişti.
Çocukluk hayalim ellerimden bir uçurtma ipi gibi kaçıp giderken, o ipin ucunu İstanbullu yakalamıştı.
Ben çocukluk hayalime veda ettiğimi sanarken, İstanbullu bana o hayalimin kapılarını sonuna kadar aralamıştı.
İçimdeki binlerce kelebeğin kanat çırpışlarını bariz bir şekilde hissediyordum. Zira İstanbullu bana o ellerimin arasından kaçıp giden ipin ucunu, ellerimin arasına tekrar vermişti. Hep yüreğimde taşıdığım çocukluk hayalimi artık ellerimin arasında taşıyordum.
İstanbullu sayesinde.
Neden teklifimi kabul etmişti, ya da neden tekrar dönmüştü bilmiyordum. İstanbullu bana cevap verene kadar bunlar aklımda birer soru işareti olarak kalacaktı.
Arabanın camına yasladığım başımı usulca kaldırdım. Araba hareket halinde olduğu için cam titriyordu ve beraberinde başımı da titretiyordu. Bu biraz rahatsız ediciydi. Bakışlarımı istanbullu'nun yan profiline çevirdim. Araba sürerken oldukça dikkatli görünüyordu. Yüzünün sert çehresi onu çekici kılıyordu. Saçının bir kaç tutamı alnına düşmüştü. Fakat bu onu rahatsız etmiyor olmalıydı. Ayrıca saçlarının bu hali beni de rahatsız etmiyordu. Tatlı görünüyordu.
İbo yanımızdan ışık hızıyla ayrıldıktan sonra İstanbullu bu konu hakkında daha sonra konuşmak istediğini açıkça belirtmişti. Ben ise hala şaşkın olduğum için söylediği her şeyi sadece başım ile onaylamakla yetiniyordum. Hatta belli bir vakit sonra söylediklerini dinlemeyi bile bırakmıştım. Aklımda asla ama asla susturamadığım tek bir soru vardı.
"Teklifimi neden kabul ettin?"
Sesim arabanın içini doldurduğunda herhangi bir tepki vermedi. Hala pür dikkat yola bakıyordu.
"İstanbullu?" dedim, dikkatini çekmek için. "Sana söylüyorum," Nihayet bakışlarını bana çevirdi. "Neden kabul ettin?"
"Umurunda mı?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım.
"Ne demek umurunda mı? Tabiki de umurumda." Bakışlarını tekrar yola çevirdi. "Teklifimi duyduğun gün arkana bakmadan kaçtın. Bir hafta sonra da sanki hiç veda etmeden gitmemiş gibi tekrar geldin!"
Derin bir nefes aldı. "Kafam karışıktı."
"Bu mudur yani?" dedim, hayretle. "Kafam karışıktı diyp bir kenara mı çekileceksin?!"
"Ne yapmamı istiyorsun Mihriban?" diye sordu, bakışlarını bana çevirerek. "Kendime bile açıklayamadığım bir şeyi sana nasıl açıklayabilirim?"
Duraksadım.
O da mı benim gibi hissediyordu?
Ben de bu teklifi neden ona yaptığımı açıklayamamıştım. O da aynı şekilde bu teklifi neden kabul ettiğini mi kendisine açıklayamıyordu?
"Bak, Mihriban...Ben o gün sana veda etmedim çünkü tekrar dönecektim. Neden gittiğimi bilmiyordum ama, senin yanına tekrar döneceğimi çok iyi biliyordum." Tam dudaklarımı bir şey söylemek için aralamıştım ki devam etti. "Neden diye sorma. Nasıl diye sorgulama. Ben de bilmiyorum. Sadece beden olara İstanbuldaydım ama hem aklımı, hem de kalbimi Midyat'ta bırakmıştım."
Şaşkınlık tüm hücrelerimi tekrar ele geçirdi. Bir şey diyemedim. Bakışlarımı ondan çektim ve önüme döndüm. Söyleyecek bir şey bulamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İPSİZ UÇURTMALAR MATEMİ
Teen Fiction"Ve bizler, ipsiz uçurtmalar gibiydik. Aşk'sız, umutsuz ve eksik." Mardin Midyat'a kara sevdalı bir hanımağa'nın, Mihriban Şalaban'ın hikayesi. AŞİRET/ TÖRE ©Tüm hakları saklıdır! -Wattpadd'e "İPSİZ UÇURTMALAR MATEMİ" ad'lı ilk ve tek kitaptır!