"ZOR KADIN"
Sertab Erener, Voice Male - Zor Kadın
Sözlerin tamamen hükmünü yitirdiği an, bu andı.
Ve benim tüm sınırlarımı yakıp yıktığım an, yine bu andı.
Mutlu olmayı bende hak ediyordum.
Ve ilk defa kendim için bir şey yaptım.
Elimdeki saksı hızla yeri boylarken, dudaklarım İstanbullu'nun dudaklarıyla buluştu.
Bu buluşma ikimiz içinde ani, şaşırtıcı hatta hissiyat olarak oldukça uzak bile olabilirdi. Fakat büyüleyiciydi.
Ve asla anlamsız değildi.
En azından benim için.
Boşluktaki ellerim İstanbullu'nun ensesini bulurken, İstanbullu'nun elleride sanki ezelden beridir yeri orasıymış gibi belimi sardı.
Nefesimiz yetmediğinde kısa süreli bir es veriyor, tekrar soluğu birbirimizin dudaklarında alıyorduk.
Bu şekilde kaç saniye geçti, ya da zaman aktı mı bilmiyordum.
Çünkü zaman benim için dudaklarımız buluştuğundan beri durmuş gibiydi.
Akmıyordu.
Güçlükle birbirimizden ayrıldık. Yumduğum gözlerimi açmak için kendimi asla hazır hissetmiyordum. Fakat İstanbullu bunun tam tersini düşünüyor olacak ki, belime sarılı iki elinden birisi belimden uzaklaştı ve nazikçe çenemi kavradı. Gözlerimi açmam gereken o ana gelmiş bulunmaktaydık.
Gözlerimi açtım.
Ve açar açmaz dünyanın en güzel manzarası olabilecek o gözlerle karşılaştım.
Güneşin portresi olan, güneş gözlerle.
Yutkundum.
Bir şey söyleyecek miydi? Mümkünse söylemesindi. Zira şuan onun gözlerini seyretmek, onunla konuşmaktan çok daha iyi bir seçenekti.
"Saksı kırılmış..." diye mırıldandım, gözlerinin en içine bakarak.
"Hı?"
"Saksı diyorum... Kırılmış."
"Saksı mı?"
"Öhm, öhm, öhm." Duyduğumuz öksürük sesleri ile hızla birbirimizden ayrıldık.
"Yani bölmeyeyim bölmeyeyim dedim de az daha önümde birbirinizi yiyecektiniz." dedi, Cansu gözlerini kocaman büyüterek.
Utançtan ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde alt dudağımı dişlemeye başladım. Fakat İstanbullu'nun durumu benden daha farklı olacak ki, sınırlı olduğu nefes alışverişlerinden bile belli oluyordu.
"Niye buradasın Cansu?" diye sordu, öfkesini bastırmaya çalışarak.
"Buradayım çünkü abiciğim ben o filmlerdeki ana karakterler tam öpüşeceği sırada onları bölerek izleyicileri çıldırtan o sinir bozucu karakterim." dedi, gülümseyerek. Duraksadı. "Ama ben rolümü oynamak için oldukça geç kaldım sanırım." Omuz sikkti. "Her neyse. Ben bu rolde oldukça yeni sayılırım. Alışmaya çalışıyorum. Siz de azıcık idare ediverin canım."
İstanbullu sabır dilenen, sert ve oldukça derin bir nefes aldı. "Ne rolünden bahsediyorsun sen Cansu?" diye sordu, öfkeli bir tonla.
"Of yeni şahit olduğun bir şey değil merak etme. Daha öncede çok kez role girmiştim. Mesela lisedeki sevgilin Nehiri sevmediğim için kaynana rolüne girmiştim." dedi, Cansu açıklama yaparcasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İPSİZ UÇURTMALAR MATEMİ
Teen Fiction"Ve bizler, ipsiz uçurtmalar gibiydik. Aşk'sız, umutsuz ve eksik." Mardin Midyat'a kara sevdalı bir hanımağa'nın, Mihriban Şalaban'ın hikayesi. AŞİRET/ TÖRE ©Tüm hakları saklıdır! -Wattpadd'e "İPSİZ UÇURTMALAR MATEMİ" ad'lı ilk ve tek kitaptır!