#17: "İnsaf"

943 81 6
                                    


"El insaf yeter artık ya! Bu kadın her zaman böyle mi yapa—"

Bu kim be?

Aynı benim gibi şaşırmış bir şekilde baktı bana. "Sen benim adımı nereden biliyorsun? Ayrıca kadına benzeyen bir halim mi var benim?"

Karşımda dikilen adama boş boş baktım. Bu yüz bir yerlerden tanıdık geliyor.

Yanımda dikilen Ulus sordu. "Ne ismi?"

"İnsaf benim ismim."  Bu sefer de ben "Ne?" diye sorarken merdivenlerden koşarak bir şey bize doğru gelmeye başladı. 

"OĞLUUUMMM!" Safinaz?

Ben hala yarı uyuyor olduğum için olup biteni benden önce idrak eden Ulus "Böyle bir isimde ancak Safinaz dan beklenirdi zaten." diye bir yorum yaptı. Kafamı çevirip Ulus'a baktım. "Safinaz hangi ara çocuk yapmış?" Ulus bana kaşlarını kaldırarak "E yok artık İzem. Bir az uyan, kendine gel. Habire bahsediyor ya Safinaz teyze." dedi ama hala aklıma öyle biri gelmedi. Fazla mı uykusuz kaldım acaba ben?

Biz bu konuşmayı yaparken arkada kıyamet kopuyordu. "OYŞ ANASININ GUZUSU! OY SANA GURBAN ANNEN! YERİĞM SENİ YERİĞM!" Baya sevdi yalnız çocuğu. Ulus yanımda gözlerini silermiş gibi yapıp "İnanılmaz bir kavuşma sahnesi gerçekten" diyince kendimi tutamayıp güldüm. Safinaz'ın oğlu kendini geri çekip "Yeter annem yeter." diyerek geri çekti. "Senin yamuk parmaklarına kurban nedir anne?"

Ulus'la gülerken kaçırdığımız şeyi duyunca biz daha da gülmeye başladık. Ana, oğulun gözleri bize döndü. "Gız ne gülüyonuz?"

"Hiç. Çok güzel kavuştunuz da ona güldük." diyerek Safinaz'a cevap verdim. O da sırıttı. "He çoğ güzel gavuştuk demi?" Oğlunun yanağından bir makas aldı. "Bizi tanıştırsana anne." Daha çok bizim yaşlarımızda gözüken İnsaf- Allah'ım bu nasıl isimdir?- bakışlarını hala kapıda pijamalarıyla dikilen bize çevirdi. "Pardon gece gece sizide uyandırdık. Ben doğru kata geldiğimi sanıyordum." Ulus gülümsedi. "Sorun değil. Hem ne güzel bir sahneye eşlik etmiş olduk."

"Ulus'tu değil mi? Bir kaç kez annemi aradığımda konuşmuştuk?"

Ulus onu onayladı. "Evet memnun oldum tekrardan." Bakışlar bana döndü. "Gördüğüm diğer kızda sendin o zaman." Elimi uzattım. "Demek sende Safinaz teyzenin oğlusun." Uzattığım eli tutup sıktı. "Alp ben." 

"Hani İnsaf'tı ismin?" Tebessüm etti. "İkinci adım o." Buna bir ara çok fena güleceğim de şimdi olmaz. "İzem bende." Safinaz şaşırtıcı bir şekilde tuttuğu sessizliğini sona erdirdi." Hadi o gadar uzağ yoldan geldin, biraz dinlen de agşama geliğriz yemeğe buraya demi?" Bak! Bak! Kadına bak! Kendini de davet ettirdi hemen! 

"Tabi, Safinaz teyze. Bekleriz." Püğ! Bu da yumuşak kalpli hemen tamam diyor.  Bu lafı söylerken de ikisi de benimle hiç göz teması kurmadı biliyor musun? Ne yaptıklarını da biliyorlar yani. Bana hiç soran yok! Sorsan bu evde yaşamıyorum da zaten.

Birbirlerine "İyi akşamlar." diyerek olayı orada bitiren Ulus ve Safinaz dan sonra yatağıma geri döndüm ama uyuyabildiğim söylenemez. Kardeşim kaç gecedir bütün uykumun içine etti bu Safinaz. İlk önce gelir gece gece beni şoka sokar, ertesı günü de kendisi yoksa zebanisini gönderir. Tövbe Allah'ım. 

O gün öğleden sonra evden çıkıp kafeye doğru gittim. Bizim Ulus hakikatten hem Makbule teyze, hem de Safinaz teyze ve oğlunu akşam yemeğine çağırdığı için gidip bir şeyler almam lazım.  Rıdvan abimin yaptıklarını bizimkilere tattırmadan göndermek olmaz şimdi. 

Kışı bu sene fazla soğuk geçirdiğimiz için afedersiniz kıçım dondu ama yol kısa olduğu için yürümesem kendimi kötü hissederim şimdi. Kafenin kapısını ittirip içeri adım attığımda yüzüme sıcak hava vururken bir yandan da şu kapının üstündeki zilin sesini duydum. Kafede normalde de olduğu gibi bir kaç masa dolu olduğu için etrafta bir garson duruyordu ama Rıdvan abi ortalıkta yoktu. Tezgahın olduğu tarafa doğru ilerleyip garsona nerede olduğunu soracaktım ki bir anda Hasan bey oradan bir yerden fırlayıp önümde bitti. 

ÜÇÜZ MÜ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin