Hafta içi derslerim bittikten sonra bir kaç haftadır planlanan proje için yapılacak olan toplantıya gitmem gerektiğini bana hatırltan kişi Serkan'dı. "Hangi odayı verdiler bize?" Serkan yıllardır tanıdığımız, yakın bir arkadaşımızdı Ulus'la. Serkan'ın solistliğini yaptığı grubu dinlemeye gittiğimizde tanışmıştık yıllar önce."Büyük olanlardan birini. Başka okullardan gelenler falan da var." Koridorda beraber yürümeye devam ederken etrafın fazla sesli olmadığını fark ettim. "Geç mi kaldık biz?"
"Biraz." Koridorun sonundaki bir kaç basamağıda indikten sonra iki geniş kapıdan birini Serkan açıp önden geçmem içinde bana yol verdi. "Teşekkürler." Geniş odanın ortasındaki toplantı masasının etrafındaki neredeyse bütün sandalyeler doluyken bütün bakışların bize döndüğünü fark ettim. Bir daha asla böyle şeylere geç kalmayı planlamıyorum. Gözlerim masanın baş köşesinde oturan Emre ve Açelya'ya odaklandı hemen.
Emre "Hoşgeldiniz." Diyerek bize gülümsedi. Bir kaç kişide selam verdikten sonra hepsi geri aralarındaki fazla sesli olmayan sohbetlere geri döndü. "Kalan bir kaç kişi daha var, onlar da gelince başlayabiliriz."
Serkan da yanımda masanın diğer tarafına kendi yerlerimize doğru yürürken Can'ın ayağa kalkıp bize doğru bir kaç adım attığını gördüm fakat benim asıl dikkatimi çeken o değildi. İstemsizce odaklandığım kişi Can'ın yanında oturup onunla beraber ayağa kalkan kişiydi. Can kimseye bırakmadan lafa girdi. "Siz ikinizi biriyle tanıştırmak istiyorum, Baha, bunlar İzem ve Serkan."
Bende ki şansın içine tüküreyim ben.
Serkan hemen gülümseyen yüz ifadesiyle elini uzatıp Baha ile tokalaştı. Gözler bana döndü bu sefer de. İşte o an ne oldu bilmiyorum ama sanki karşımdaki adamı geçtiğimiz bir kaç aydır tanımıyormuş gibi, sanki ilk gördüğüm anda bir tek belinde havluyla karşımda dikilmemiş gibi, kim olduğundan hiç haberim yokmuş gibi davrandım.
"Memnun oldum." Hafiften sırıttığını gördüm bak bu sefer, cidden. Hatta bakışlarının değiştiğine de yemin edebilirim ama o da bozmadı beni. "Bende." Elimi sıkıp bıraktığında Can "Seminerlerin tanıtımını Serkan ve İzem yapıyor olacak. Baha ve arkadaşları da gönüllü olarak buradalar."
"Eğer her hangi bir desteğe ihtiyacınız olursa yardımcı olmaktan zevk alırım." Serkan bizim adımıza ona teşekkür ederken habire bana bakan gözleri yüzünden bakışlarımı masanın başında oturan Açelya'ya çevirdim. Beni görünce gülümseyip yanındaki ofis sandalyesine işaret etti. Zaten kalan bir kaç kişinin de geldiğini görünce yanımda dikilen üçlüye dönüp "Yerlerimize geçelim, başlamak üzereyiz." Hepsi yorum yapmadan yerlerine doğru ilerleyince bende Açelya'nın yanına doğru ilerledim. Serkan da peşimden geldi ve yanıma yerleşti.
Lafa başlayan Emre oldu. "Evet arkadaşlar, hepiniz hoş geldiniz. Projenin ayrıntıları ve program saatleri hakkında konuşmaya başlamadan önce burada gönüllü olarak bulunan grubumuza teşekkür etmek istiyoruz. Böyle büyük bir proje de çalışan ekibimiz ne kadar büyükse işimizin de bir o kadar kolay olacağını düşünüyoruz."
Açelya devam etti. "Ana temamız hakkında hepinize daha önceden attığım e-mail de projeyi detaylı bir şekilde anlatmıştık ama kısaca üzerinden geçecek olursak; son zamanlarda ülkemizde de etkilerini gördüğümüz küresel ısınma hakkında bizden bir sonraki jenerasyonu bilgilendirmek istiyoruz. Hatta planımızın içinde izin alabilirsek sadece üniversite kampüslerine değil, liselere ve orta okullarda da seminer vermek var."
"Önümüzdeki iki ay boyunca çalışma zamanlarımız hepimiz için değişebileceği için, görev ayrımıyla beraber her grubun programı da ayrı olacak, o kısmı size bırakıyoruz, fakat her hafta bu saatte aynı bu şekilde büyük buluşmalarımız gerçekleşmeye devam edecek. Tabii bunlar her hangi farklı bir gelişmeyle beraber değişebilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZ MÜ?
Humorİşte tam o anda... Avşar'ın boyama kitabında taşırdığı en son çizgi de... Baha'nın bana dik dik baktığı o anda telefonum çaldı. Bilin bakalım kim arıyor? Allah'ım keşke şu an gözlerim kanıyor olsaydı da ben bu ismi bu telefonda görmeseydim. TKB AR...