#8: "Şirine"

2.6K 143 3
                                    

"Ama ben bunlayı giymek istiyoyum."

"Ablacım bunlarla çok üşürsün gece, bak zaten hastasın daha fazla olmana gerek yok."

"Ya ben bunu giyemedim." Diye arkadan söylenen Atalay'a baktım. Yazık çocuk bir saattir pijamasıyla cebelleşiyor. Avşar en sonunda ikna olup verdiğim pijamaları giyerken bende Atalay'a doğru ilerleyip onun sıkışmış olan kafasını boyun kısmından geçirdim.

"Bakııııın." diyip içeriye koştu Aytekin.

"Senin niye üzerinde pijamaların yok?" Diye sorarken buldum kendimi. Baha sözde onu giydirecekti. "İkna olmuyor beyefendi." Diye söylenerek arkasından giren Baha'ya bir bakış atıp Aytekin'e döndüm. "Hadi üzerini giyin ablacım."

"Olmaz, ilk önce şu kaslarıma bir bak. Onları sana göstermem gerekiyor." Çocuğunda normali beni bulmaz ki zaten. Aytekin kollarını büküp -sözde- olan minik kaslarını gösterirken hala tişörtünü giymemiş olması beni endişelendirdi. Bu çocuklar kesin hasta olacak.

"Bak büyüyünce daha da kaslı olacağım. Söz. O zaman aynı abim gibi olacağım zaten." Deyip Baha'ya doğru gidince tek kaşım kalktı. Ne yapmaya çalışıyor bu çocuk? Gidip bir anda Baha'nın tişörtünü hafiften kaldırıp kaslarını ortaya çıkarınca gözlerimi kaçırdım hemen ve geri Atalay'a döndüm.

"Gördün mü abiminkileri onunkisi gibi olacak benimkilerde." Dediğinde Baha'nın mırıldanışını duydum. "O çoktan gördü."

Avşar birden "O ne demek abi?" Diye sorduğunda gözlerim büyüdü. Önümde duran Atalay da sırıtmaya başlayınca yüzümü buruşturdum. Bu adamında en olmadık yerlerde çenesini açası geliyor!

"Neyse, siz film seçtiniz mi?" Diye konuyu değiştirdim. Bu gün az rezil olmamıştım zaten, daha fazlasına hiç gerek yok. O TKB ve biricik yardımcısı Makbule yüzünden başıma gelmeyen kalmadı! Hayır zaten bundan sonrası beni delirtip kendileriyle günlere götürmeleri olur. Biraz zor olur!

"Şirinleri izleyeceklermiş." Diye söylenen Baha'ya zıt bir şekilde Avşar sevinçle ellerini çırptı. "Hadi hemen gidip izleyelim." Diyerek yatağının üzerinden indi ve minik adımlarıyla bize bakmadan odadan çıktı. Onun arkasından Atalay da giderken Aytekin de kardeşlerini takip ediyordu ki belinden tuttuğum gibi kaldırıp onu kucağıma aldım. "Kaçmak yok beyefendi! O pijamaları giymek zorundasın." Aytekin "Ama niye ki?" Diye sorunca onu da götürüp yatağının üzerine ayakta bıraktım ve kenarda duran pijamalarını alıp giydirmeye başladım. "Çünkü çok soğuk ve hasta olmanı istemiyorum. Tamam mı?"

Aytekin aniden yine sırıtmaya başladı. "Ha beni sevdiğinden yani?" Bende hafifçe onun gibi sırıtarak başımı olumlu anlamda salladım. "Sırf sevdiğimden." Yüzündeki ifade büyük bir gülümsemeye dönüşürken kocaman gamzelerini ısırmak istedim. Çapkın olduğu kadar da sevimliydi küçük bey. Bir anda yatağının üzerinde zıplayıp yanağıma bir öpücük kondurdu sonrada oturup yataktan aşağıya doğru kaydı. Hiç bir şey demeden gülerek odadan kaçtığında arkasından sadece baka kaldım. Şu üçüzler kalbimi ısıtıyorlardı sanki ve bu da uzun süredir hissetmediğim bir şeydi.

Baha kardeşlerinin arkasından bir şey söylemeden çıkınca odadan derin bir nefes aldım. Bu iki günü nasıl geçirecektim acaba ben?

...

"Allah'ım çok güzel." Deyip ellerini yanaklarına koydu, sonrada televizyona doğru eğilip dirseklerini de dizlerine dayadı Atalay. Filmi açtığımız andan beri beni şok eden bir performans sergileyip Şirine hakkında konuşup duruyordu. Biraz fazla etkilenmiş minik.

"Sarı saçları ne güzel parlamıyor mu?" Dedi ekrandan gözünü ayırmadan. Allah'ım güldüm güleceğim şimdi! Bizim akıllı miniğimiz Şirine'ye aşık çıktı iyi mi?

ÜÇÜZ MÜ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin