#20: "Dünki Randevu"

968 65 3
                                    




"İzem abla?" Bakışlarım kenarda oturup önündeki maskeyi boyayan- daha doğrusu boyamaya çalışan- Aytekin'e döndü. "Efendim ablacım?"

"Biz neden bunları yapıyoruz ya?" Masanın diğer ucunda oturan Ata'ya döndüm. "Ata abinin yaptığı hatayı düzeltmek için ablacım." Ata kaşlarını çattı. "Ben hata falan yapmadım. Çocuklar sonradan hikayenin nasıl garip olduğunu öğrenmesinler diye en başından anlattım işte."

"Tamam o kısmı anladıkta sayende geceleri uyuyamıyor şimdi Avşar. İnsan beş yaşındaki bir çocuğa neden o şekilde anlatır ben anlamıyorum. Hayır eğlenecek başka birini bulamadın mı?"

"Hatamızı düzeltmeye çalışıyoruz işte İzem. Hem bak ne güzel eğlence olacak hepimiz için." Oturduğu yerden bizi izleyen Aytekin bir şey söylemeden derin bir nefes vererek geri önüne döndü. Çocukta bezdi yemin ediyorum.

Şu anda onların salonunda oturmuş kostüm ve maskeler hazırlıyorduk üçümüz. Kırmızı başlıklı kızı canlandıracağız da maalesef. Avşar Ata'nın hikayeyi anlatma şekli yüzünden kabuslar görmeye başlayınca kendi kendine böyle bir fikirle geldi ve şimdi dürüst olmak gerekirse hakikatten de güzel ve eğlenceli bir plandı. Karakterleri de Avşar'ın izlemesi için biz canlandıracağız bu arada. Ata bey şu anda bir senaryo hazırlıyor. Gören de sanarki hakikatten bir tiyatro oyunu yapıyoruz.

Atalay üzeri değişmiş bir şekilde aşağıya indiğinde gelip yanıma oturdu. "Bitmedi mi daha?" Ata benim yerime cevap verdi. "Yok abicim. Benim daha bu senaryoyu tamamlamam lazım." Atalay'ın bakışları bana döndü. "Neyi tamamlaması lazımmış?"

"Senaryoyu. Hikayeyi yeniden yazıyor anlayacağın." Aklıma yeniden yukarıdaki ikili geldi. "Avşar'ı da yıkadı mı abin?" Bakışları kucağımda duran laptopun ekranından bana döndü. "Şimdi onu yıkıyor. Ona süprüz olsun diye gelip görmesin dedi." Sürpriz kelimesini ifade edişine güldüm. "Sürpriz."

"Süpriz?"

"Sürpriz." Dudaklarımı takip ederek tekrar etti. "Sürpriz." Başımı salladım. "Evet." Sonunda doğru söyleyişine mutlu olup sırıtınca onu kendime doğru çekip başından öptüm. "Aferin sana." Kollarını belime dolayıp bana doğru yaslandı. "Oyalanma Aytekin, kardeşine hazırlıyoruz bunu." Aytekin oflayarak bıraktığı fırçayı geri eline aldı. "Tamam abi." Ata'nın bakışları bize döndü. "Atalay, abim sende İzem ablanı rahatsız etme, onunda işini bitirmesi lazım öğlenden önce." Atalay başını sallayıp yanımdan kalkarken içten içe ona sarılmaya devam edip işimi boş vermek istedim ama Ata'nın dediği gibi bitirmem gerekiyordu. "Gel sende Aytekin'e yadım et. O bu gidişle bitiremeyecek." Aytekin'in kafasını kaldırıp Ata'ya kaşları çatık sinirli bir bakış attığını gördüm. Atalay söylenildiği gibi kardeşine yardım etmeye giderken bende işime döndüm.

Yaklaşık yirmi dakika sonra Baha ve Avşar hala aşağıya inmedikleri için gidip onları kontrol etmek geldi aklıma.

Yukarı çıktığımda çocukların odasına doğru ilerledim ama orada kimseyi bulamayınca kaşlarımı çatarak odadan çıktım. Baha'yı bulmak için onun odasına doğru ilerlerken tam kapıyı çalmadan önce içeriden gelen sesleri duydum. "Ya abi! Düzgün olmadı o! Bıyak İzem ablayı çağıyalım lütfen!" Ne olduğunu anlamadığım için kapıya tıkladım ve içerden ses gelene kadar bekledim. "Gel." Kapıyı aralayıp içeri başımı uzattığımda etraftaki kıyafetler yüzünden doğru düzgün Avşar'ı göremedim. Baha odanın ortasında elindeki iki gömlekle boş boş bana bakarken gözlerim odanın içinde Avşar'ı aradı.

En sonunda yatağın yanında yerde üzerindeki büyük gömlek ve başında lacivert bereyle oturan Avşar'ı gördüm. "Avşar?"

"İzem abla! Kurtay beni lütfen."  Baha'ya döndü bakışlarım. "Banyo yaptırıp getirecektin hani?" Elindeki gömlekleri yatağa fırlattı. "Yardıma ihtiyacım vardı. Avşar da yardım etmeyi kabul etti." Avşar oturduğu yerde beresini çıkartarak ofladı. "Böyle değil ama!" Onun yakınışına gülerek yanına gittim ve tutup onu kucağıma aldım. Bacaklarının üzerini saran kıyafetler yere düşerken Avşar kollarını bana gösterdi. "Çıkmıyorlar." Onu geri yatağın üzerine ayakta bırakıp düğmelenmiş kollarını abisinin büyük gömleğinden çıkartmayı denedim. Bu adamın kaç tane gömleği var ya?

ÜÇÜZ MÜ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin