#1: "O..."

6.2K 207 7
                                    

"İzem, kalkar mısın artık geç kalacaksın!"

"Hayır Ulus! Kalkmak gibi bir planım yok! Ve gelecek yüz yıl boyuncada olmayacak! Beni rahat bırak!"

"Patrona da derdini sen anlatırsın!" diyen sinirli sesini duyduğumda gözleri aniden açıldı. Geç kaldım!

Doğrulmaya çalıştım, fakat sarıldığım yorganım buna izin vermedi. Ufak bir üçüncü dünya savaşından sonra, yorganıma karşı galibiyetim ile ayaklandım. Yorgana küçümseyici bakışlarımı atarken bir yandan da banyoya doğru ilerledim. Üstümü giyinip, işlerimi halledip geri odaya girdiğimde saçlarım elektriklenmiş olduğu için ayrı bir uğraşta onlara harcadım.

Ben kendimi hızla hazırlamaya çalışırken kapı zilinin sesini duyduğumda Ulus'un açmasını bekledim ama zil çalmaya devam etti. Benim güzel arkadaşım en az benim kadar tembel olduğundan benim açmamı bekliyor olmalıydı. Son bir kere aynadan saçlarıma bakıp hızlı adımlarla kapıya doğru yürüyüp açtığımda önce delikten bakmamamın hüsranını yaşıyordum.

"Safinaz teyze!" Diye yalandan bir gülümsemeyle baktım kadının suratına.

Ellerini göğüslerin altında buluşturmuş, omuzlarını dikleştirmiş, yüzündeki memnuniyetsiz ifadeyle bakıyordu. "Ulus gızım yok muydu? Sen niye açıyorsun ki kapıyı?" Dedi. Keşke hiç açmasaydım, haklısın. "Mutfakta işi vardı onun, sen bana söyle."

"Dünkü oğlanları evden attınız mı ona bakmaya geldim! Binaya habire erkek sokuyorsunuz ya! Burada sizin haricinizde de genç, evlenme çağında olan gızlar var! Onlar için tehlikeli yani!"

Dünkü oğlanlar?

"Ne oğlanı Safinaz teyze?"

"Hıh! Dün binaya iki dene genç oğlan soktuğuz ya! Onları diyom." Köyden geldiği için olan konuşma bozuklukları ve  arada gelip giden şivesi normalde onu tatlı göstermesi gerekiyordu, ama şahsen kendisini hiç sevmezdim. Ara sıra kafasına eser, bize uğrar bir şeyler zırvalayıp giderdi. Ne o beni severdi, ne ben onu.

"Yok Safinaz teyze, onlar yukarıdakilerle gitmişlerdir."

Tek kaşını kaldırarak bana dik dik baktı "Emin misin? Onlar edepli gızlardır amma-"

"Eminim Safinaz teyze. Hadi sen gidip onları bir kontrol et." Kapıyı kapatacakken beni durdurdu "E bir Ulus gızımı görseydim."

"İşi varmış Safinaz teyze! Hadi ben yokken gelip görürsün Ulus kızını." Beni bir süzüp "Eh eyi bakalım." deyip arkasını döndüğünde kapıyı kapattım, bu kadın beni sinir ediyordu! Bunca zaman boyunca arkamda görülmeyecek bir şekilde duran Ulus ilk önce koluma çimdik attı.

"Ah! Acıdı!"

"Niye uğraşıyorsun kadıncağız ile?"

Kadıncağız mı? O mu kadıncağız? Hadi oradan!

Ulus'u takmadan içeri geri döndüm ve hazır kahvaltı masasına ilerleyip hemen yerime geçtim. Arkamdan gelen Ulus'ta bana kötü bakışlar atarak karşıma yerleşti. Fazla zamanım olmadığı için ağzıma bir kaç şey tıkıştırdıktan sonra ayağa kalktım. "Benim acilen çıkmam gerekiyor, yine geç kalırsam azar işiteceğim çünkü." derken ceketimi üstüme geçiriyordum. Botlarımıda giydikten sonra Ulus'a bir öpücük gönderip kapıyı kapattım. Akşam geldiğimde de sinirli olmasını istemem yani.

Çalıştığım kafe bizim eve yaklaşık 10-15 dakika yakınlıktaydı. Normalde daha erken kalktığım için kafeye yürürken etrafa bakınma gibi bir ayrıcalığım oluyordu fakat bu gün öyle bir şey için zamanım yoktu-ki zaten buz gibi havada donmamak için de acele ediyordum yalan değil.

ÜÇÜZ MÜ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin