#3: "Üçüz Mü?"

4.5K 184 13
                                        


Her sabah olduğu gibi yine yorgan ile zorlu bir savaşa girip galip gelmemle başladı günüm.  Üstüme evde giydiğim bir şeyleri geçirip hazır Ulus'tan ses gelmiyorken bize kahvaltı hazırlarım diye düşünerek mutfağa doğru ilerledim.  

Geçirdiğimiz bir kaç günden sonra nihayet bu sabah biraz huzurlu olduğum için yüzümdeki hafif tebessümle mutfak kapısını ittirip içeri girdim fakat gördüklerim rüya gibi olan sabahımı kâbusa çevirecek türdendi.

O ne be?!

İçten içe hakikatten kâbus görüyor olabileceğimi düşünmedim değil. Hani belki bilmeden Ulus'u kızdırmışımdır da kafama ıslak odunla falan vurmuştur diye ama nerde bende o şans...

Karşımdaki manzarayı baştan sona yeniden süzdüm.

Safinaz teyze mutfağın ortasında bir elinde oklava diğerinde de bıçak ile durmuş bana bakıyordu. "Günaydın gız ." Dediğinde oturup şuracıkta ağlayasım geldi. Kadın her geçen gün evi ele geçiriyor!

"Safinaz teyze sabah sabah ne işin var bizim evde?"

"E mantı yapayım dedim." Dedi önündeki unladığı masayı ve hamuru göstererek. Git kendi evinde yap kadın! "Ayrıca insan bi hoşgeldin der, gabasın gızım gaba." Derin bir nefes alıp sakin kalmayı denedim "Ulus nerede Safinaz teyze?"

"Egmek almaya gitti bende onu beklerken hem gahvaltıyı hazırladım sonrada size mantı yapayım dedim." Oha! Kadın Ulus'u beklerken mantı bile açmış. "Sen geç otur gahvaltına başla." Dediğinde gözlerim hazırladığı kahvaltı masasına doğru gitti ve şimdi dürüst olacağım o manzaradan sonra kadına kızamadımda. Onun yerine dediğini yapıp tıpış tıpış yerime geçtim. Ne kadar sinir bozucu olursa olsun baya iyi yemek yapıyor ne yapayım şimdi. Ben yerime geçtikten bir süre sonra Ulus'ta ekmekle gelince ikisininde sofraya oturmasını bekleyip bende başladım. Onlar sohbet ederek gülmeye başladıklarında bende kendi kendime neden hala onları dinlediğimi sorguluyorumç

Bana ne ulan Selda'nın üç çocuğunu kocasına bırakıp kaçmasından! Birde dönüp bana 'Gız sende de bu potanziyel var.' demesi yok mu! Yemin ediyorum elimdeki çatalı domates yerine bir an ona saplamak istedim! Yok abi! Ben bu kadını hiç bir zaman sevemeyeceğim galiba.

Gözlerim o esnada kolumdaki saate gidince bakışlarımı Ulus'a çevirdim. "Benim ne giyineceğimi sen seçer misin? Hiç bir saat orada durup o mu, bu mu demek istemiyorum." Safinaz teyze bunu duyunca bir an elindeki çatalı masaya düşürdü ve hemen ayağa kalktı "Ulus gızım yemeğini yesin biz beraber seçelim mi gıyafetlerini?" Buldu tabii fırsatı. "Yok, yok. Ulus bana yardım eder! Değil mi canım benim?" Kız ağzını açıp cevap veremeden atıldı hemen yanımdaki. "Öyle olmaz! Ben seçerim sen gel benimlen." Safinaz teyze kolumdan tuttuğu gibi mutfaktan çekiştirerek çıkarttı beni.

"Ulus!" Diye bağırdım peşimizden gelmesi için-ki geldi de. Hele bir gelmeseydi bak ben ona neler yapıyorum. Odama girdiğinde direkt dolabıma ilerledi ve sırayla kıyafetlerimi çıkartıp yatağımın üstüne atmaya başladı. Eline gelen şortlarımdan birini havaya kaldırıp yüzünü buruşturdu ve onu da fırlattı. Bakışlarımı sırıtarak bize bakan Ulus'a çeviridim. "Ben bunları toplamam." Elini öylesine salladı. "Boş ver, ben onunla toplarım bir ara." dedi ve gülmeye devam etti. Bak bir de eğleniyor!

Bu böyle bir saat daha devam etti, bana on yıl gibi geldi ya orası ayrı. En son kendi evine gidip köyde giydiği eteği getirdiğinde ben yere yatıp ağlıyordum. Rezalet! Ben Safinaz teyzeyi boğazlamayı planlarken canım, balım, kuzum, bir tanecik arkadaşım sonunda aklına gelmiş olacak ki olaya bir dur dedi. Beni ayağa kaldırıp kıyafet seçti ve ardından banyoya ittirip üstüme de kapıyı kapattı. Onun verdiklerini giydikten sonra banyodan çıktım, Allah'tan Safinaz teyzeyi de o sırada göndermişti de rahat ettim.

ÜÇÜZ MÜ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin