Bölümü bu kadar geç yayınlamamızın nedeni ikimizinde sınavları olmasıydı. Bu kadar beklettiğimiz için özür dileriz. Yazın daha çok bölüm yayınlamaya çalışcaz. Flashback ve Elif'in Jack'le olan konuşmaları normalde ingilizce ama biz Türkçe yazmayı tercih ettik.
Herkese iyi okumalar.
Multimedia:Jack
ELİF
Gözümü yavaş yavaş açmaya çalışırken gözlerim benim tersime kapanmaya çalışıyordu. Sonunda gözlerimi açabildiğimde yavaşça yerimde doğruldum. Gözlerimi etrafımda gezdirdim. Bana oldukça tanıdık gelen bu ev 'taş ev'di. Peki ama ben ne zaman ve neden buraya gelmiştim?
En son hatırladığım şey arkamdan ağzıma kapatılan mendil ve bayılmadan önce kulağıma fısıldanan sözlerdi. Beni kaçıran her kimse ellerimi ve ayaklarımı bağlamamıştı. Ben tam beni kimin kaçırmış olabileceğini düşündüğüm sırada taş evin kapısı aralandı.
Kapı açılıp da içeri giren tanıdık yüzü gördüğümde gözlerime inanamadım. Öyle ki hayal gördüğümü düşünüp bir kaç kere gözlerimi açıp kapadım. Ama hiçbir şey değişmedi. Hayal değildi, karşımdaki gerçekten de Jack'di.
Flashback
Mert olmadan geçirdiğim bir gün daha... Cam kenarındaki sıramdan dışarıyı seyrediyordum. Sıramda tek oturuyordum. Zaten kimseyle çok iletişim kurmazdım. Mert'in ölüm haberi geldikten sonra iyice içime kapanmıştım. Hoca gelip ders başladıktan sonra kafamı sıraya koydum. Hocalarda bana pek karışmazdı.
Teneffüs olduğunda kantine inip boş masalardan birine oturdum. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Ben anılarda iyice kaybolmuşken karşımdaki sandalyenin çekildiğini fark ettim.
"Elif"
İşte yeniden başlıyoruz dedim içimden. "Ne var Jack" dedim.
"Okuldan sonra bir yerlere gidelim mi?"
Göz devirip cevap verdim. "Hayır!"
Net cevabım karşısında şaşırmadı. Alışmıştı artık. O benimle flörtleşmeye çalıştıkça ondan uzak durmaya çalışıyordum. Telefonu cebime sıkıştırıp ayağı kalktım.
"Yeter artık bırak peşimi Jack" deyip sınıfa yöneldim.
"Şimdilik tamam ama göreceksin Elif. Eninde sonunda benim olacaksın." dediğini duyar gibi oldum.
İçimden 'deli bu' diye geçirirken sınıfa ulaşmıştım.
Flascback Son
"Sen..." diyebildim sadece. Yüzündeki sinsi sırıtışla gelip yatağa oturdu. O oturunca yatakta geriye doğru kaydım.
"Kaçma" deyip elini bana doğru uzattı.
"Dokunma bana" dedim resmen tıslayarak.
Güldü. Tiksintiyle ona baktım. "Neden kaçırdın beni?"
"Sana demiştim?" deyip yüzümü okşadı. Eline vurup uzaklaştırdım. Tekrar güldü. "Benim olacaksın demiştim."
İstemsizce güldüm. "Delisin sen" dedim başımı iki yana hızla sallarken. Bütün bunların bir rüya olmasını istedim. Gözlerimi kapatıp açacaktım ve evde yatağımda uyanacaktım. Denedim. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Ama hayır. Jack hala karşımdaydı.
"Deli değilim sadece çok seviyorum" dedi.
"Seninki sevgi değil takıntı." dedim. Bu sözü ikinci kez birine kullanıyordum. Daha önce de Mercana söylemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Vazgeçme
Lãng mạnBirbirini herşeyden çok seven iki genç... Nedeni bilinmeyen bir düşmanlık... Yalan bilgiler sonucu yapılan bir kaza... Ve kaybedilen bir hafıza... Saklanan sırlar ve söylenen yalanlar en kötü neye yol açabilir? ...