1.2

6.4K 308 111
                                    

"Hiçbir şey yemedin."

Hastanenin kafeteryasında oturmuş düşüncelerime dalmışken daha bugün tanıdığım yengemi bir şeyler yemesi için getirmiştim. Bana söylenilen bu sözler kulaklarıma ulaştığında düştüğüm derin düşünceleri bir kenara atarak Saye'ye baktım. Aynı yaşta olduğumuzdan yenge hitabına gerek olmadığını söylemişti.

" değilim."

Utangaç bir şekilde başını eğip ellerine baktı.

"Jiya hakkını ödeyemem. Sen benim oğlu-"

Bu kaçıncı aynı cümlesiydi bilmiyorum ama artık mecburmuş gibi teşekkür edip durması utanmama neden oluyordu.

"Saye ben bir doktorum, bu benim görevim. Lütfen artık teşekkür etmeyi bırak."

Utangaç biriydi. Hemen yanakları kızardığında kendimden daha utangaç bir insanın varlığını gördüğümden şaşkındım. Saye dediğim her şeye kızarıyordu.

"Seni neden bu kadar kötü anlattılar anlamıyorum, söylenenler yüzünden oğlumu senden uzak tutuyordum ama sen onu iyileştirdin."

Bir süre için kendi kendime bu sözlerin ağırlığı altında kalmış ama kurtulmaya çalışmıştım. Canımın acıdığını ve gizlemem gerektiğini bildiğim halde ağır geliyordu. Bu sözlerine diyecek bir şeyim yoktu, zamanında bu sözlerin gerçekliğine kendim de inanmıştım. Onu suçlayamazdım ki.

"Berzan abiye baktın ?"

Konuyu değiştirdiğim için yeniden utanç içinde başını eğmiş bu konuda konuşmayı bırakmıştı. Berzan abinin kendinden geçmiş gibi olan hali beni korkuttuğundan karısını yanında isteyebilirdi.

"Ben ona bakayım o zaman."

Onu küçük bir baş sallamasıyla onaylayarak gidişini izledim. Bakışlarım ellerime döndüğünde bir süre için nefessiz kalmıştım, bu eller ile yeğenimi kurtarmıştım. Ailemin dediğinin tam tersini başarıyordum sanırım, insanların hayatında uğursuz değil diye anılmamak istediğim tek şeydi. Omzuma konulan elle irkilerek yanıma doğru baktım.

"Jiya, iyi misin?"

Helin olduğunu anladığım da yerimden kalkarak kollarımı boynuna doladım. Burnumun ucu sızlıyordu, ağlamak istiyordum ama neden ağlayacağımı bilmiyordum.

Bana GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin