4.1

1.8K 154 171
                                    

Yorucu bir günü geride bırakıp, resmen ayaklarımı sürüye sürüye hastaneden çıktım. Tüm gün koşturup durmaktan öte aklım sürekli Devran'ın kendisindeydi. Ondan gelen ne bir arama ne de bir mesaj vardı, somurtarak geçirmiştim tüm günümü.

"İşte böyle." diye konuştum telefonun ucunda ki Helin'e.

"Akılsızsın sen qize, akılsız. Geberesice kızdan bir kurtulamadık gitti." 

Şilan'a saydırıp durdu, onun yüzünden kendimi tehlikeye attığım için bana da ayrıca saydırdı. Konuyu her değiştirdiğimde bir anda yükseliyor ve Şilan'a küfürlerini sıralıyordu. Cevdet abi ve beni bekleyen arabasını görmeyince kaşlarımı çatarak çevreme baktım.

"Gulamın, sonra konuşalım ?"

Saydırmayı bıraktı.

"Tamam canım, dikkat et."

Telefonu kapatmadan önce bir kez daha bağırdı.

"Sakın bir mallık yapma."

Telefonu çantama atıp yeniden çevreme baktım, beni bekleyeceğini düşünmüştüm ama ortalıkta görünmüyordu. Unutmuş muydu, tabii ki eve kendim gitmekte bir problem görmüyordum ama Devran ayarlamıştı. Onu arayıp aramamak arasında kaldım.

Kızgındı sonuçta.

Fakat taksiyle eve dönersem daha çok kızacağına emindim. Ne yapmam gerektiğini düşünürken birkaç metre ötemde bana doğru gelen arabayla geriye bir adım attım, tam önümde durdu. Şaşkın şaşkın tanıdık olmayan arabaya bakarken kötü bir hisle doldum, o gelmiş olabilir miydi?

"Ne bekliyorsun?"

Camı açılan arabadan önce Devran'ın kehribar gözlerini ardından sorgulayan soğuk sesini işittim. Bir ona bir de arabaya baktıktan sonra arabanın etrafında dönüp, ön koltuğa yerleştim. Kemerimi takarken Devran arabayı çalıştırdı.

"Arabayı tanıyamadım."

Kehribarlarını yola dikmiş, bana bakmıyordu. İnanılmaz bir istekle ona bağırasım geldi, uzattığını düşünmüyordum ama bana soğuk yaptığı için her an bir öfke patlaması yaşayacakmış gibi hissediyorum. Bana yakın olmasını, gülmesini ve sarılmasını istiyordum.

Bana GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin