Mutimediada alisin giydiği kıyafetler var bu arada volt ve okuma sayımız gittikçe artıyor size çok teşekkür ederim iyi okumalar :)
ALİSİN AĞZINDAN;
Egeberk gittiğinden beri beste büyük bir çöküntü içerisindeydi. Mesela bugün hiç birşey yiyip içmemişti ve bizimle de konuşmamamıştı. Sadece yatağında oturup durmadan aynı şarkıyı dinliyordu. Bizde kendine birşey yapar diye yanından ayrılmıyorduk. Hepimiz birlikte besteyi avutmaya çalışırken birden kıçımdaki telefon titreşti. Alıp baktığımda Berk'ten mesaj gelmişti. Hemen okudum.
(Orangutanım)= alis bugün akşam 21.00 de restorantın önünde bekle. Yazıyordu.
Mesajı kızlara okuyunca hepsi sevinmişti. Beste bile hafif bir tebessüm yapmıştı. Beste için buda bir başarı sonuçta. Diye bu konuları konuştuktan sonra hepimiz valizlerin önüne geldik ve benim ne giyeceğime karar vermeye çalıştık. Karlar biraz eridiğinden hava o kadarda dondurucu soğuk değildi. O yüzden yeşil-mavi gibi rengi olan bir pantolon, üstünde kedi olan beyaz bir tişört, onun üstünede pantolonumunda renginde ceketim. Beyaz saatim ve Nikelarımla süper olacaktım. Kıyafetlerimide ayarladıktan sonra valizimden maşamı aldım ve banyoya gidip saçlarımı yapmaya başladım. Akşam kesinlikle süper olmalıydım.
SAAT 20.58 GEÇE;
Süperior ve heyecanlı bir şekilde restorantın önünde bekliyordum. Saat 20.58'di kızlarımı takip ediyordu napıyordu pis sappıkkkk. Neden gelmemiştiki. Tüm bunlara dalmışken arkamdan biri hızla gözlerimi kapadı. Bende Kıpırdanmaya başlayıp arkadaki kişiye ayağımla tekme attım. Tekme attığım kişi acıyla inlerken arkamı döndüğümde o kişinin Berk olduğunu gördüm. Hemen özür dileyip sarıldım. Gerçekten vurmak istememiştim. Berk'e daha çok sarılarak;
(Alis): acıdı mı ?? dedim.
(Berk): sırıtatak evet öpte geçsin dedi.
Bende kafasına bir tane geçirdim. Allahım ne sapık bu erkekler yaa, diye içimden söylenirken oda kıs kıs gülmeye devam etti. Bu arada bu orangutan beni niye çağırdı??! Ve napıcaktık ki acaba diye bir 10 dakika gibi bir süre bunları düşündükten sonra daha fazla dayanamayıp ;
(Alis): Berk ya ne yapıcaz ?? Ve nereye gidiyoruz?? gibi sorular o sordum.
(Berk): şu korkunç ormana gidelim mi ? Diye sorucaktım sana, hani yarın gidiyoruz ya macera yaşamış oluruz dedi. Bir yandanda eliyle ormanı göstererek.
Gitsemiydik ki bir yandan korkuyordum bir yandan da Berkle yalnız kalmak istiyordum. Duygularımı dinleyerek ;
(Alis): tamam hadi gidelim dedim. Gülerek,
Berkte bana bakarak gülümsemişti ve kafasını sallamıştı. Onu böyle mutlu görmek hoşuma gidiyordu. Ormanın girişine ilerlediğimizde birden içim ürpermiş ve içimden bir ses bu ormana girmemiz gerektiğini söylüyordu. Bir ara duraklamıştım ama Berk kolumdan çekmiştirerek götürmeye devam etmişti. 15 dakika gibi bir süre sonra ormana varmıştık. Sessizce yürümeye başladık ama şimdiden korkuyordum. Etraf çok ıssız ve korkutucuydu. Berk bile biraz tırsmıştı.
Bir süre daha yürüdükten sonra, saatte iyice geç olmaya başlamıştı. Bende artık daha fazla dayanamayacaktım ki Berk'e doğru dönüp;(Alis): Berk artık gidelim mi? Korkmaya başladım. Ayrıca saatte çok geç olmuş dedim.
(Berk): tabi bende azıcık tırstım vallaha dedi.
20 dakika boyunca yürüdükten sonra dönüp dolaşıp aynı yere geldik ve ikimizde aynı anda "sanırım kaybolduk" dedik. Çok korkmaya başlamıştım. Çıtırtı sesleri geliyordu. Aynı korku filmlerindeki gibi....
Gözlerimin dolduğunu hissetmiştim. Korku filmlerinden korkmazdım ama eğer böyle birşey yaşarsam sanırım ölürdüm. Birden yere oturup ağlamaya başladım. Berk'te endişeli bir şekilde yanıma geldi ve oturup beni kucağına aldı. Kıpkırmızıydım olmuştum. Şuan onun kucağındaydım beni kendine çekip sarılarak;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitme desem
Teen FictionBirbirlerini çok seviyorlar...Önlerinde hiçbir engelleri yok....Fakat her zaman olan çok kötü birşey var. Hayatlarından hep birileri eksiliyor. Ama yinede dayanmaya çalışıyorlar. Çünkü onlar birbirlerini çok seviyorlar. Çünkü onlar çok aşık. En öne...