Tam üç gündür Karle, Alex'i odasında ziyaret ediyordu.
Onunla alakalı fark ettiği şey ise çocuk ne zaman yanina gelse kekeleyip kızarıyordu. Genelde fazla konuşmadan yapbozu yapıyorlardı. Dört bin parçalık yapbozu bitirmek üzereydiler.
Kendisi kardeşinden daha fazla parça koysa bile dört yaşında bir çocuk için anormal hızlı bir şekilde bulup yerleştiriyordu Alex. Karle onun bu haline şaşırıyordu çünkü kardeşi beklediğinden çok daha zekiydi.
"Alex."
Çocuk aradığı parçadan başını kaldırdı.
"E...efendim ağabey.
"Kılıç kullanmayı öğrenmek ister misin?"
"Ha?"
Dudakları hafifçe açılmış abisine şaşkınlıkla bakıyordu. Siyah dalgalı saçlarından birkaç tutam yüzüne düşmüştü.
"Sana kılıç kullanmayı öğreteceğim. İster misin?"
Karle birkaç gün önce kılıç kullanmak istediğinde sanki biliyormuş gibi oldukça rahat bir şekilde kullandığı için daha önceden bu bedenin öğrendiği ve bu konuda oldukça yetenekli olduğunu anlamıştı.
"Be-ben!"
Adeta tutulmuştu. Zorlukla birkaç kelime sarf eder etmez aceleyle devam etti.
"Gerçekten, gerçekten öğretecek misin ağabey?!"
Yerinden fırladığı gibi Karle'nin yanına geldi. Karle bu ani atakla irkilse de belli etmeden hafifçe başını salladı. Onun bu kadar mutlu olmasını kesinlikle beklemiyordu.
O sırada Karle, Alex'in titreyen ellerini fark etmemişti. Etseydi kesinlikle ürperirdi.
Üç gün sonra ikisi de kıyafetlerini değiştirmiş ellerinde tahta kılıçlarla Lucian Markiliğinin şövalye talim alanındaydılar. Bu kısmı bilerek boşalttırmıştı çünkü görev ona kardeşine kendisinin öğretmesini istiyordu.
Karle yaşına nazaran uzun olsa bile bu nedene alışmakta zorlanıyordu. Başta fazlası yadırgasa bile yavaş yavaş normal gelmeye başlamıştı.
"Saldır bana."
Elinde tahta sopayla pozisyon aldı Karle ama Alex oldukça tereddütlü duruyordu.
"A-ama-"
"Alexander!"
Tam adını sertçe söylediğinde Alex'in omuzları titredi. Karle dört yaşındaki bir çocuğun tereddütünü anlayabiliyordu ama yine de taviz vermedi. Bu dünyaya gelmeden önce normal karakteri böyle değildi. Lucian kanıyla alakası var mı emin olamadı.
"Geliyorum!"
Alex kendine gelmiş gibiydi. Hafifçe geri çekilip tahta kılıcı tüm gücüyle ileri doğru savurdu. Dört yaşındaki çocuk için imkansız olan güçlü bir vuruştu.
Fark etmeden dudakları kıvrıldı. Alex beklentisinin çok üzerindeydi.
Tak!
Tak!
Tak!
Art arda vuruşlar boş alanda yankı buluyordu.
"Tüm gücünü tek vuruşa verme. Önemli olan ne kadar kontrollü vurduğun."
Tak!
Tak!
Karle Alex'in sağlam vuruşunu karşılayıp onu geriye doğru ittiğinde küçük çocuk oldukça yorulmuş duruyordu.
Alnındaki damlaları elinin tersiyle silip tekrar abisine döndüğünde Karle oldukça ciddi duruyordu.
"Fazla enerji harcadığın için çabuk yoruluyorsun. Gücünü ayaklarına ver. Ne kadar şekilli hareket ettiğin önemli değil, minimum hareket maksimum fayda. Bu Lucian kılıç tekniğinin temelidir."
Alex abisine hayran bir ifadeyle onu onayladığında Karle onun böyle kocaman gülümsemesine ne sebep oldu bilmiyordu. Tanrı aşkına çocuğu neredeyse döverek eğitiyordu.
"Tekrar saldır."
"Tamamdır!"
Tam iki saat sonra Karle artık ayakta duramayacağından emin olduğunda yorgunluktan yere yapışan çocuğu kollarından tutup kaldırdı. Birlikte içeri girdiklerinde Alex'i kişisel hizmetçisine verdi. Anormal hızlı gelişiyordu. Verdiği talimatlara aynen uyuyor ve çok hızlı kavrıyordu. Duruşunu bile rahatlıkla ayarlamıştı. Kardeşi ileride kesinlikle bir canavar olacaktı.
"Sistemi aç!"
【Sistem açılıyor.】
Görev sekmesini tekrar açtı.
【Görevler
➞ Akademi canavarını yen.
2.500 puan
➞ Lucian soyunu keşfet.
1.500 puan
➞ Alex Lucian'a kılıç kullanmayı öğret.
3000 puan
[İlerleme 1/5]
➞ Roland Escart ile tanış.
5.000 puan】Demek beş ders vermesi yeterliydi. Çok değildi karşılığında wushuyu istiyorsa büyük bir bedel değildi. Canavarı kendi elleriyle büyütmek dışında bir halt döndüğünü yoktu. Karle kardeşini kullanmayı tercih edebilirdi ama Alex iki tarafı keskin kılıçtı. Sosyopat manyağın tekini yetiştirmekle ilgilenmiyordu.
【Yan görev aldınız!】
【Yan görev açılıyor onaylıyor musunuz?
Evet/Hayır】Yan görev de ne halttı şimdi? Kabul ete bastı.
【Hikawn Cabral'ı kurtar.
2.500 puan】Ne?
Hikawn Cabral mi? Ana karakterin gücünün denk olduğu için ilk kitapta destekleyici rolde ölen evrendeki en büyük dahi mi?
Kitapta onu nasıl tanımladığını hatırlıyordu.
'Eğer tanrı onun yaşamasına izin verseydi, Hikawn Cabral bambaşka bir dünya yaratabilirdi.'
"Siktir. Bunu kurtarmamı mı istiyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Adam Yaşamak İstiyor
General FictionEn büyük hobisi fantastik hikayeler okumak olan sıradan bir adam, intihar etmek üzere olan bir kızı kurtarmak isterken ölür ve en sevdiği roman serisi olan "Tek İmparator" kitabında Karle Lucian'ın bedeninde yeniden doğar. Asıl sorun Karle'nin ana...