Bölüm 20- Kutsal Cumartesi

938 118 24
                                    

Yeni kontrol edebildiği soyu ve Karle'nin ona verdiği kılıç tekniğiyle ilk kez bir canavarla savaşıyordu Hikawn. Öyle ya da böyle bir canlının canını aldığı ilk seferdi. İçeri giren adamla o tarafa döndü.

Mark ise az önceki manzaradan farksız olan sahneye büyük bir tepki vermedi. Alışmış gibi hissetti.

"Efendim de bitirdi mi?" dedi Hikawn aniden. Mark, az önceki çocuğu kastettiğini anladı.

"Evet, bu defa iki canavar istedi." dediğinde Hikawn sırıttı. Karle kendisinden önce bitirmişti.

"Öyleyse ben de iki canavar istiyorum."

Mark çaresizce başını salladı. Bugün hiç normal şeyler olmuyordu.

Hikawn yaklaşık iki saat sonra antrenmanı bıraktı. Bedeni Cebral kan soyunu bu kadar uzun süre tutamıyordu. Henüz yedi yaşında olan vücudunun belli limitleri vardı.

Dışarı çıktığında hala kapalı sahayla Karle'nin içeride olduğunu anladı. Yumruk olan ellerini sıktı. Hala yeterli değildi. Efendisini koruyabilecek kadar güçlü olmalıydı ama ondan daha güçsüzken bunu nasıl yapabilirdi ki?

Oturma alanına doğru gidecekken memurun sesiyle arkasını döndü.

"Kredilerini almayacak mısın?" dedi memur sakince.

Hikawn ödeme alması gerektiğini hatırladı ve o tarafa döndü. Memur suratsız yüzünü, umutsuz bir ifadeyle iki yana salladı.

"Teyit etmek için soruyorum. Yirmi iki dördüncü seviye akademi canavarı katlettiniz, değil mi?"

Hikawn saymamıştı ama yine de başını salladı. Sayıların önemli yoktu geleni kesmişti.

"Her canavar için yüz kredi kesildi. Beş yüz kredilik ödülle birlikte toplamda 8.800 kredilik ödülünüzü kartınıza yüklüyorum. Onaylıyor musunuz?"

Hikawn bu formaliteleri salakça bulsa da itiraz etmedi.

"Evet."

Memur kredi yüklemesini tamamlayıp kartını Hikawn'a geri uzattı.

"Kredileriniz akademi içerisindeki her yerde geçerlidir. Yine bekleriz." dedi Memur yine beklemediğini belli eder bir tonda. Hikawn nedense bu adamın dünyada var olan herkesten nefret ettiğini düşünüyordu.

"BULDUM!"

Aniden gelen çığlıkla kim olduğunu anında anladı Hikawn. Efendisinin kaçışı buraya kadardı.

"Neredeydiniz canım? Akademiyi üç kez tavaf ettim sizi bulmak için. Buraya da gelmiştim halbuki." dedi Luna örgülü saçlarını geriye atarken.

Aniden gelip Hikawn'ın koluna girdi.

"Genç Lord nerede?" dedi gülerken.

Hikawn başını çevirdi. Luna oldukça yakınındaydı.

"Akademide ünvanla hitap etmek yasak Leydi Luna." dedi ve Luna'nın yapıştığı kolunu kurtardı.

"Leydi? Az önce ünvan kullanmak yasak diyen sen değil miydin? Neyse ne, boşver. Karle nerede?"

Hikawn olduğu yere oturdu.

"Gelir birazdan." dediğinde Luna kollarını birbirine bağladı. Hikawn en başından beri kendisine karşı çok soğuktu.

Luna gidip tam Hikawn'ın yanındaki sandalyeye oturdu.

"Bugün çok ilginç değil miydi? Hiçbir sınıfta karşılaşmadık resmen şaka gibi."

Hikawn cevap vermedi. Luna da cevap beklemiyordu. Luna konuşmaya devam etti. Hikawn da o yokmuş gibi davranmaya.

Yaklaşık bir saat sonra kapı açıldı. Elinde kılıçla birlikte Karle çıktığında Hikawn yerinden fırladı.

Kötü Adam Yaşamak İstiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin