Bölüm 21- Şövalye Dean

972 112 73
                                    

İkisi birlikte kasinoların dolu olduğu caddeye geldiler. Basit bir cadde değildi hatta cadde bile denemezdi. Yaklaşık dört kilometrelik yol boyunca yüzlerce kumarhane işletiliyordu. İmparatorluk ailesi bizzat buranın belli bir bölümünü yönetiyordu.

Karle olduğu yerde hafifçe gerildi. Son kalite taşlarla bezelenmiş yoldan tut ilgi çekici tabelalara, süslü dükkanlardan tut kalabalık sokaklara kadar, farklı bir dünyadaymış gibi hissettiriyordu.

"Vaay. Amma da fiyakalı bir yermiş burası." dedi Karle şaşkınlıkla. Gerçekten beklentilerinin çok ötesindeydi. Ardından Hikawn'a döndü.

"Sen nasıl buldun?"

"Size katılıyorum efendim."

Karle duraksadı.

"Neye katılıyorsun? Fiyakalı oluşuna mı?"

Hikawn ciddiyetle cevap verdi.

"Evet efendim. Bence de çok fiyakalı."

Karle gülerek yürümeye başladı. Hemen arkasından iki tane Lucian Elit Birlik şövalyesi yürüyordu. İfadeleri oldukça ciddi ve işlerinde profesyonellerdi. Her Elit Birlik şövalyesi yıllarca süren zorlu eğitim ve yoğun çabayla bu mertebeye geliyordu. Tam da bu yüzden kendilerini Lucian'a adamış şekilde yetiştiriliyorlardı.

Onların da işinin yaptığının farkında olsa da Karle bu durumdan memnun değildi. Yine de peşime kimse takılmasın diye karşı çıkmak istese bile son olanlardan yüzünden babasıyla bu konuda tartışmak istemedi. Hayır cevabını alacağı gereksiz bir polemikti.

"Efendim bir şey soracağım." dedi Hikawn yürürken.

Kolkola girmiş erkek ve kadınlar yanlarından geçiyordu. Bir çoğu şık giyimli olsa da her çeşit insan vardı.

"Ne oldu?" dedi Karle ona dönüp.

"Kumarda yüzde yüz başarı nasıl sağlanır anlamıyorum. Böyle bir şey mümkün mü?"

Normalde imkansız, demek istese de demedi Karle. Ona marketten kısa süre önce satın aldığı itemden bahsedemezdi. Üstelik sadece o eşyayla başarılı olmasına da imkan yoktu.

Kumarhane sahibini de mekanın işleyiş şeklini de bilmeliydi ve Karle biliyordu. Herif kitapta dört bacak üstünde yürüyen yalan makinesi puştun teki olarak geçiyordu.

Adı Morde Raggy'di. Kasinolar sokağında toplam üç kumarhaneyle ciddi güç sahibi biriydi. Bugünlere hayır işleyerek gelmemişti. Her türlü hile hurdayı yapıyordu. Her seferinde bunu yaparsa yakalanırdı o yüzden işini titizlikle yürütüp bir de çaktırmıyordu. Karda yürüyüp izini belli etmeyen türden bir adamdı.

Karle tam da bu yüzden Raggy'i seçti. Diğerlerinin aksine yalancı ve düzenbaz insanları severdi. Çevirdikleri dolaplardan keyif alıyordu ve onlara herhangi bir şey yaparken vicdan azabı çekmesi gerekmiyordu. Şimdi aynı dolapları Raggy'de çevirip parasını temiz bir cebe indirmeliydi.

Karle'nin dudakları kıvrıldı.

"Kumar bir şans oyunudur ama karşındaki tanıyorsan, şansa o kadar da ihtiyacın yoktur."

Başka bir şey demezken sakince yol boyu yürüdüler. İstedikleri yere vardıklarında Karle durduğu gibi arkasını döndü ve neredeyse iki metre olan şövalyelere doğru başını kaldırdı.

"Siz ikiniz, burada bekleyin." dedi ve Raggy yazan kumarhaneye doğru ilerleyecekken kısa ve yaşlı olan şövalye konuştu.

"Üzgünüm Genç Lord. Verdiğiniz emirler Markinin emirleriyle çelişiyor. Üstelik böyle bir yerde sizi yalnız bırakamayız. Lütfen eşlik etmemize izin verin."

Karle beklediği cevabı alsa da hafifçe kaşlarını çattı. Bu ikisinin yanında olmasının kendisine hiçbir faydası yoktu. Bu iki izbandut herif yanında durursa Raggy hile yapmaya yeltenmeyecekti. Raggy hile yapmazsa Karle o hileyi ona karşı kullanamazdı. Kullanamazsa altın kazanamazdı. Kazanamazsa sinirlenirdi ve bu kimsenin hayrına bir sonuç olmazdı. O yüzden bu ikisinin acilen buradan gitmesi gerekiyordu.

"Adın ne senin?" dedi Karle şövalyeye doğru.

"Charles efendim."

"Senin?" dedi yanındaki daha uzun ve genç şövalyeye doğru.

"Dean efendim."

"Evet, Charles ve Dean. Sanırım yanlış anladığınız bir nokta var." dedi ifadesi gittikçe sinirli bir hal alırken.

"Sizden rica etmiyorum. Burada kalmanızı emrediyorum. Burada emirleri babamdan değil benden alacaksınız. Öldürülmek istendiğimde değil iki tane, koca bir birlik Lucian şövalyesi vardı. Yine de zar zor kurtuldum. O yüzden temkinli olacağınız yer zengin insanlarin olduğu kumarhaneler değil. Ha temkinli olmanız gereken yere de Genç Lordunuz olarak ben karar vereceğim ve siz de o emirlere uyacaksınız. Herhangi bir itiraz istemiyorum. Anlaşıldı mı?"

Karle'nin sesi sakin çıksa da suratı öfkesini belli ediyordu. Kuyruk gibi peşine takılan insanlarla burayı nasıl soyacaktı? Zenginliğini baltalayan bu ikiliyi gerekirse çöpe atardı.

"Ama efend-"

Genç olan lafa atlamak üzereyken önündeki şövalye onu durdurdu.

"Emredersiniz Genç Lord. Dediklerinizi uyup sizi kapıda bekleyeceğiz fakat her on beş dakikada bir iyi olduğunuza dair bize bilgi vermelisiniz. Aksi halde güvenliğinizden emin olmak için içeri girmek zorunda kalacağız."

Karle duraksadı. Hala işine gelmese de fazla zorlamanın bir anlamı yoktu.

"Pekala. Burada kalın. İyi olup olmadığımı Hikawn gelip size aktaracak." dediğinde genç şövalye Dean tekrar itiraz edecek gibi oldu. Karle durdu ve açık kumarhane kapısına ilerlemeden önce genç şövalyeye döndü.

"İtiraz istemediğimi söylememe rağmen iki kez bana karşı çıktın. Biri diğerine niye karşı çıkar biliyor musun Dean? Madem bir şey demeyeceksin ben söyleyeyim. Kendi söylediğinin daha doğru olduğunu düşündüğü için. Benim emirlerim senin doğrularından daha geri plandaysa, bir şövalye olarak sana ihtiyacım yok demektir. Senin adına babamla ben konuşacağım. Bugünden itibaren bana bağlı olan hiçbir şövalye birliğinde seni istemiyorum. Döndüğümde gitmiş ol. Charles burası için yeterli."

Cümlesi bittiğinde sarsılmış şaşkın bir Dean ve bir şey demek üzere olan Charles vardı ama durdu şövalye. Karle'nin karakterini anlamıştı. Genç Lord kararlı, dediğim dedik ve katı biriydi. Çaylak ama çalışkan astına üzüldü Charles. Fazla dürüst ve iyi bir çocuktu Dean ama patavatsızlığının bir gün ona dert olacağını biliyordu.

Karle o sırada mutluydu. Başındaki belayı savacak bir neden bulmuştu. Şövalyenin bu işten en az zararla çıktığından emin olacaktı. Babasına tipini beğenmedim falan derdi. Dean yakışıklı bir genç adam olsa da bu sebep yeterliydi. Mesele böylelikle biter gider diye düşünüyordu ama etraftaki herkesin nasıl dehşete düştüğünü fark etmemişti.

Hikawn bile bu keskin kararla şaşırırmıştı. Efendisi tavizsiz ve kararlı biriydi. İçinden gururlandı.

Karle diğerlerinin düşüncelerinden bihaber başından atmayı başardığı şövalyelerin heyecanıyla kazanacağı altınlar için hevesle plan kuruyordu.





Kitabı seviyor musunuz?

Gidişattan memnun musunuz? 

Ne sıklıkla bölüm gelmesini istiyorsunuz?

Kötü Adam Yaşamak İstiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin