#eylem aktaş-söyleyemedim
"Sevginin bile kazanamadığı bir kalbi hiç bir nefret öldüremez"
Zihin karanlık bir okyanus gibidir.sen kaçtığında aslında kaçmadığını sadece o suyun içinde debelendiğini fark ediyorsun.
Zaman bütün acıları bir ok haline getirip seni tam yüreğinden vuruyorsa o zaman yenilmeye mahkumsun.
Bilincim ağzımdan püskürtüğüm su ile yerine gelirken bulanıklaşan bir erkek suileti netleşerek endişeli bir ifade ile bana bakan zahir ile birlikte geri adımlar ile geriye gittim.
Bedenim bu soğuk havada resmen buz kütlesine dönüşürken buranın bir kırsal alanda olduğumuzu gördüm.
"Mavi iyi mısın??"dedi yaklaşmaya çalıştığında geri adım atarak.
"Yaklaşma,Allah'ın cezası neden izin vermiyorsun öleyim neden"diye bağırdım.
Kaşları hafiften çatılırken kollarımı vücuduma sararak ilerlerken onun da arkamdan geldiğine haber veren ayak seslerini duyuyordum.
Bir süre daha yürürken hem hava soğuktu hemde üstüm ıslaktı.
İçimden kendime lanetler yağdırırken birden havalanan beden ile ağzımdan firar eden çığlık ile beni kucağına alan zahire tam ağzımı açacaken ben daha konuşmadan koşmaya başladı.
"Allah kahretsin "diye küfürler ederek kucağında ben ile birlikte koşarken yolun uzak kenarından araba farını görmem ile zahire baktığımda
Bir kaç dakika sonra bir kırsal taştan bir evin bahçesine girdik.
Gözlerimi etrafta dolaştırırken taşlık evin kapısını açarak içeriye girerek beni küçük salona bıraktığında bir kaç adım geriye gittim
İçeri karanlıktı.ama birbirimizi görecek kadar aydınlıktı.
Salon diye tahmin ettiğim odad sadece küçük bir şömine yer minderleri ve yan kenarında bir masa beyaz iki kapı vardı.
"Üşüyorsun "dediğinde gözlerimi onun gözlerine çevirdim.
"Şa-ka-yapı-yorsu "dedim titreyerek.kaşlarını çatarak kolumu tutuğunda kolumu çekmeye çalıştım ama başaramadım.
"Dolapta giyecek giysiler koydum al bakalım"dedi beni sürüklediği odanın ortasında bıraktığında kapıyı suratına kapatarak eşofman altını ve siyah beyaz kazağı giydim.
Kapıyı açarak içeri girdiğimde zahir sömineyi közlüyordu.
"Ben biraz odun alayım"dedi.bana bir bakış atarken ona sert ve nefret edici bakışlar atıyordum.
Masanın üzerinde bıraktığı silahı dikkatimi çekerken buradan kurtulabilmek için sadece bu seçenek kaldı.
Silahı elime alarak kapıyı tam açacaken içeriye zahir girdi.
Önce elimdeki silaha sonra gözlerime baktı.
"Bir yere mi gidiyorsun "dedi silahı işaret ederek. Silahı zahire dorultarak.
"Bırak gideyim bırak artık peşimi"dedim sesimi yükselterek.
"Bırakmıyorum, ha gitmek istiyorsan önce beni vurman gerek"dediğinde biraz daha yaklaştığında gözlerime bakarak.
"Ben bu gözlerde cenneti görmüştüm meğersem beni yakacak cehennemiş,sende o cehennemde yanarsın"dudaklarımdaki kelimeler tükenince bir anlık sinir ile parmak ucumdaki tetiğe baskı uyguladığımda silah patladı.
Zahirin bedeni yere yığılırken gözlerimde affalama vardı.
Elimdeki silah kayıp yere düşerken sadece şu vardı ki aklımda özgürlüğümü yoksa tutsaklığım mı?
👉❤️👈
Evet arkadaşlar yeni bölüm geldi bol yorum yapmayı unutmayın arkadaşlar sizi seven yazarınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM-MPREG+BXB
Teen FictionTAMAMLANDI. (DÜZENLENDİ) mavi kılıçhan: Üvey babası tarafından sevilmeyen sadece annesinin sevgisi ile ayakta duran interseksüel kılıçhan soyadının ve ailesinin tek varisi. zahir Şerefoğlu: babasının intikamını almaya çalışan anne ve babasız büyüy...