Sen umutsun çocuk.
en zayıf anlarınız sizin en güçlü yanınız olacaktır. kalbinizdeki fırtına ruhunuzdaki kara kışlar dayanılmaz denilen ama zaman ile şifasını veren derman son bulacaktır.
benim yaram şifasını buldu. kalbim onun yanında acımıyordu artık çünkü o yüreği yaralı bir çiçek bahçesine çevirmişti zahir.
"baba zahir babam beni yakalayacak "miranın sesini duyduğumda arkamı döndüğüm an bacaklarımın arkasına geçti.
"gel buraya yer fıstığı "diye mutfağa giren zahirin sesini duydum.
"siz yine ne yapıyorsun ya "dedim ikisine bakarak. arkamdaki miran küçük elleri ile zahiri göstererek "zahir babam beni yiyecek "dediğinde gülmemek için yanaklarımı ısırarak tombul yanaklı oğluma baktım.
"öyle mi peki neden seni yiyecek "dediğimde bana o çipil çipil ela gözleri ile bakarken dayanamıyordum bu çocuğa.
"söyle hadi söyle "zahire baktığımda bana bakıyordu."neyi söyleyecekmiş "dediğimde miran tek ayağını arkaya attı.
"baba ben özür dilerim bilerek olmadı "dediğinde anlamayarak küçük oğluma sonra zahire baktım.
"senin o cam vazon var ya onu kırmış "diyen zahir ile gözlerim kocaman açılarak endişe ile mirana doğru eğilip elini koluna vücudunun her yerine bakarken o gözlerini sımsıkı kapatmıştı.
"miran cama falan dokundun mu "dedim endişe ile. miran gözlerini açtığında başını iki yana salladı.
"şimdi sen bana kızmayacak mısın "dediğinde onu kendime çekil sarıldım. küçük oğlumu kucağıma aldığımda bana bakıyordu.
"bir vazo için oğluma neden kızayım ben senin için endişelendim varsın olsun vazo ama sen benim değerlimsin "dediğimde zahir gülümseyerek bize bakıyordu.
"özür dilerim bir daha yapmayacağım "dedi boynuma sarıldığında elimi sırtına koyarak kalçasından tutup saçlarını öptüm.
yanımıza gelen zahir elini belime koyup kendisine çekip sarıldık. biz kocaman bölünmez bir aile olmuştuk.
yıllar geçerken birbirimize öyle sıkı sarılmıştık ki değil kara kışlar kar boran fırtına hiç bir şey bizi yıkamazdı.
çünkü bizim umudumuz vardı. her sabah doğan güneş ile nefes alan umudumuz miranımız vardı o bizim tek değerli varlığımızdı.
miranı zahire vererek onları mutfaktan kovduğumda akşam yemeğini hazırlamaya devam ettim.
bugün özel bir gündü. bugün miranımızın doğum günüydü.
benim küçük yavrum bugün doğmuştu.
bütün hazırlıkları bitirdikten sonra odayı hazırlayıp süslemeleri bitirdiğimde içeri giren miran ve zahir ile "süpriz "dedik.
"aaaa balon "miran balona doğru gittiğinde zahir yanıma gelip yanağımı öptü.
"bugün benim doğum günümmmm"dediğinde başımı salladım. onu kucağıma aldım.
"benim bebeğim doğmuş bugün "dedim. boynuma sarıldı. "seni çok seviyorum "dediğinde yanağını öptüm.
"ben daha çok seviyorum "dedim. zahir yanımıza gelip oğlumuzu alıp onu öptüğünde "iyi ki doğdun aslan parçası "dediğinde babasına sarıldı miran.
pastaları kesip hediyelerini verdiğimizde ikimizde onun sevdiği arabadan almıştık. gülerek sohbet ederek gece bittiğinde miranı uykusuna daldırıp terasa çıktım. zahirin yanına geçip oturdum. beni kendisine çekip sardığında başımı göğüsüne koydum.
"mavi "dediğinde ona baktım. "ben sana ve mirana ölürüm lan "dediğinde gülümseyerek yüzüne yaklaştım. dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
"bizim için yaşa bizimle yaşa "dedim öpüşüme karşılık vererek.
bizim aşk hikayemiz buydu. aşk emek isterdi sabır isterdi alın teri isterdi.
umarım mutsuz sınanmamış bir aşk yerine mutlu sınanmış bir aşk ile yaşarsınız.
çünkü bedeli olmayan hiç bir güzel şeyin ömrü de mutluluğu da güzel değildir.
gerçek sevgiyi bulmaya çalışan bütün temiz yüreklere....
***********************************************************************
ONLARI YAZMAK O KADAR İYİ GELDİ Kİ VAR YA. BU SON ÖZEL BÖLÜMDÜ ARTIK ÖZEL BÖLÜM ATMAYACAĞIM. AMA ONLAR İLE İLGİLİ BİR SÜPRİZİM OLABİLİR.
YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM-MPREG+BXB
Teen FictionTAMAMLANDI. (DÜZENLENDİ) mavi kılıçhan: Üvey babası tarafından sevilmeyen sadece annesinin sevgisi ile ayakta duran interseksüel kılıçhan soyadının ve ailesinin tek varisi. zahir Şerefoğlu: babasının intikamını almaya çalışan anne ve babasız büyüy...