Sabah ilk uyanan Mihriban oldu. Gözlerini yavaşça açtı. Hafif üşüdüğünü hisseden kadın, yorganı üstüne doğru örtmek için kalkacaktı ki, adamın karnının üstüne de olan kolu ile duraksadı. Sonra başını yavaşça adama doğru çevirdi. Yüzü yastığa gömülmüş derin bir uykuda.
Bir gülümseme oluştu yüzünde. Sonra içi titredi kadının. Adama daha çok sokuldu. Bunu hissetmiş gibi adam onu daha çok bastırdı kendine. Mihriban gülümseyerek adamın arkasında kalan yorgana uzandı ve ikisinin de üstünü örtü.
Gözlerini yumdu ve adamın o güzel kokusunu ciğerlerine kadar doldurdu. Yavaşça açtı gözlerini ve içinde ki dürtüye engel olamadan saate baktı. Saat onu geçiyordu. Aslında bugün piknik sözü vardı Malik'in ona.
Ama genç kadın şu anda bu güzel yerden kalkmak istemiyordu. Burnunu bir anda adamın göğsüne sürttü. İçinden gelen bu isteği anlamlandıramadı kadın ama yaptı. Her zaman düzenini bozacak veya anlamsızca olan istekleri bastıran kadın, bu sefer tam tersi, artık onları yapmak için can atıyordu ve bundan gereğinden fazla mutluydu.
Yaptığı eylem o kadar hoşuna gitti ki bir kez daha burnu ile göğsünü okşadı adamın. Sonra ona daha çok yaklaştı ve elini adamın göğsüne koydu. Akşam ona yaptığı gibi adamın göğüslerini avuçladı. Birden bir hırlama sesi ile irkildi. Kafasını kaldırıp adama baktı. Uyku sersemi olan gözler hafif açılmış kadını izliyordu. Mihriban ona kocaman gülümsedi. "Günaydın." dedi.
Malik onun aksine boğuk bir ses ile. "Günaydın." diye karşılık verdi. Mihriban gülümseyerek demin yaptığı şeyi yeniledi. Adam izin verdi ona. Karısını anlamakta çok zorlanıyordu ama şu anda ki amacını biliyordu, aynı onun akşam ona yaptığı gibi, kocasının vücudunu keşfediyordu. Malik dayanmaya çalıştı ama imkanı yoktu.
Hızla kadını çevirdi ve aynı dün akşam ki gibi onun altında kalmasını sağladı. Mihriban'nın gözlerinde ki heycan pırıltılarını görüyordu. İçinden bir şevkat dalgası geçti adamın. Bu hisleri o da karısı ile ilk kez yaşıyordu belki ama daha önce sevgilileri olmuştu. Onlarla el ele tutuşmuş veya öpüşmüştü. Ama Mihriban öyle değildi.
Bundan dolayıdır belki de, onun bazı şeylere karış ki bu büyük heycanı. Malik, kadının dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "Birileri yaramazlık mı istiyor?" diye sordu muzipçe. Mihriban'nın kaşları çatıldı. "Yaramazlık?" diye sordu anlamadığını belli edercesine.
Malik gülümsedi. "Yani senin değimin ile, karı koca muhabetti." dedi adam. Mihriban'nın yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. "Ama saat 10." dedi sakince. Malik onu hiç duymadan, dudaklarını boğazında gezdirmeye başladı. "Tek kural, kural yoktur." diye yeniledi kendini.
Öğleden sonra evden çıktıklarında Mihriban küçük bir çocuk gibi heycanlıydı. Malik arabayı kullanırken arada ona bakıp gülümsüyordu. "Nerde yapacağız piknik?" diye sordu Mihriban dayanamayarak. Adamın yüzünde ki gülümseme silinmeden "Süpriz." dedi sadece. Oysa Mihriban için saten süpriz olacaktı herşey.
Daha önce hiç görmemişti ki piknik yerlerini. Sonunda ağaçlarla çevrili bir yere geldiklerinde, bir kaç arabanın park ettiği yere adam da park etti. "Geldik, hadi sepeti alalım." dedi. Mihriban heycanla arabadan indi ve arabanın bagajına doğru ilerledi.
Malik sepeti çoktan bir eline almıştı ve karısını bekliyordu. Mihriban onun yanına ulaşınca elini tuttu ve ormana doğru ilerledi. Biraz yürüdükten sonra, küçük bir boş masa gören adam oraya ilerledi ve sepeti masaya yerleştirdi.
Sepetin içindeki yiyecekleri yavaşça masaya çıkarmaya başladılar ve tabi ki termosu ve bardakları da. Hiç konuşmadan masaya oturdular. Mihriban önünde ki yiyecekleri yerken, merakla etrafını izliyordu. "Bu böğreği kim yaptı?" diye sordu adam, elinde ki böğrekten kocaman ısırırken. Adamın sesi ile ona döndü ve yüzünde gülümseme ile "Ben. Güzel olmuş mu?" diye sordu merakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlışlığın getirdiği mutluluk
RomanceDaha bir kaç adım atmıştı ki adam onu kolundan tutup çevirdi. Mihriban abisinin ona gösterdiği gibi çantasını alıp adamın kafasına vurmaya başladı. Sonra çantasının içinde olan biber gazını aramaya başladı, çıkarıp hiç düşünmeden adama doğru sıktı...