Malik gözlerini açtığında şaşkınlıkla yatakta ki üçüncü kişiye baktı. Mihriban bundan bahsetmişti. Hakan geceleri uyanıp evde ki herhangi birnin yanına gizlice sokulduğunu. Ama küçük çocuğun, onu karısından ayırıp kendi sıkıca sarıldığına inanamıyordu.
Malik ablasına sıkıca sarılmış küçük çocuğa baktı. Kaşlarını hafif çattıp onu karısından uzaklıştırmak için uğraştı. Ama küçük çocuk öyle sıkı tutuyordu ki imkansızdı nerdeyse onu çekmek. Mihriban hisetmiş gibi irkilip uyandı ve gördüğü manzara ile dudaklarını ısırdı gülmemek için.
"İstediğin kadar çek, bırakmaz." dedi kadın en sonunda. Malik huysuzca karısına baktı. "Uyurken?" diye söylendi. Mihriban gülümsedi. "Uyumuyor ki. Numara yapıyor." dedi ve hemen sonra kardeşinin yanağından küçük bir öpücük bıraktı. "Dimi, küçük bey." Hakan kıkırdayarak gözlerini açtı. "Çekemedin ki beni!" dedi eğlendiğini belli eden bir sesle.
Malik küçük çocuğun gülmesiyle o da gülümsedi. "Demek öyle." diyip küçük çocuğu gıdıklamaya başladı. Biraz sonra ona elinden kaçma fırsatı vermişti ama Hakan bunu anlamadı ve kendi kendine kurtulduğunu sanırken kaçtı.
Malik arkasından gülümserken içinde bir burkulma oldu. Kendi yiğenleri ile hiç böyle oynamamıştı. Küçüken bir kaç kere onun ilgisi çekmeye çalışmışlardı ama o onlara bakmayınca bir daha ona yaklaşmamışlardı.
Malik çok seviyordu onları kesinlikle. Ama onları sevdiğini hiç göstermedi ki. Belki de amcalarından nefret ediyordular. Fidan'ın ne zaman geleceğini duysalar evin içinde neşe ile dolanıyordular. Çünkü Fidan, onlarla oyunuyordu. Hatta kaç kere oturup çizgi filim izlemişti ve Malik onunla sadece dalga geçmişti. Şimdi anlıyordu ama. Çok mu geç kalmıştı yiğenlerine?
"Ne oldu birden." diye sordu yumuşak bir sesle kadın kocasına. Malik yavaşça başını ona çevirdi ve başını onun koynuna sokup sıkıca sarıldı kadına. "Hiç." dedi sadece. Kadın anlamış gibi hiç ağzını açmadı sadece adamın saçları sakince okşadı.
"Biraz daha böyle kalırsak uyuya kalacağım ve hastalarım kaçacak." dedi sesinde ki neşe ile. Ama Mihriban uzakta bir yerde o sesinde ki kırgınlığı duydu. "O zaman kalkalım." dedi kadın sakince onu kalkmaya teşvik ederken.
Malik huzursuzca kalktı ve banyoya ilerledi. Banyonun kapısını açmak için indirdiğinde kilitliydi. Şaşkınca kapıya baktı. İçeri giremiyordu. Odalarından çıkan eşine baktı ve Mihriban onun şaşkın yüz ifadesini görünce kıkırdayıp ona yaklaştı. Sonra da yumruk yaptığı eli ile kapıya vurdu sertçe. "Hadi, çabuk ol!" diye bağırdı.
Malik şaşkınlıkla karısını izledi. İçerden bir cırlama geldi. "Saçımı yapıyorum!" diye. Mihriban dudaklarını ısırıp. "Eyvah." diye mırıldandı. "Enişten işe gidecek. Sen git saçını odada yap." diye bağırdı ve yeniden kapıyı yumrukladı.
Bir kaç saniye sonra saçında ki maşa ile kapıyı açtı Belgin. "Önce gelen kapar." dedi huysuzca. Mihriban hiç onu dinlemeden maşanın fişini çekti ve sonra kardeşini banyodan dışarı çekiştirdi. "Sen gir hayatım." dedi ve sonra kardeşine dönüp. "Gel ben yaparım saçını." dedi.
Malik şaşkınca kardeşini peşinden sürükleyen karısına baktı. Sonra duyduğu adım sesleri ile hızla içeri girip kapıyı kapatıp kitledi. Sadece kısa bir süre sonra kapı aynı demin karısının yaptığı gibi yumruklandı. "İçerdeki kimse, acele et!" diye.
Malik gülmek istedi ama durdurdu kendini. Akşama doğru işten çıktığında yorgundu. Son günlerde o kadar yoğun çalışıyordu ki, kendi bile inanamıyordu. Eve gitmek istedi önce. Ama sonra sabahki durum aklına gelince yiğenlerini almaya gitti. Birazdan servisleri gelecekti acele ederse servisten önce orda olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlışlığın getirdiği mutluluk
RomanceDaha bir kaç adım atmıştı ki adam onu kolundan tutup çevirdi. Mihriban abisinin ona gösterdiği gibi çantasını alıp adamın kafasına vurmaya başladı. Sonra çantasının içinde olan biber gazını aramaya başladı, çıkarıp hiç düşünmeden adama doğru sıktı...