"Baban ölmemiş güzelim." dedi adam şevkat ile. "Baban hapisteydi, yeni çıkmış." dedi adam. Artık rahatı. Saklamak için uğraşmasına gerek yoktu. "Hayır! Bu doğru olamaz. Neden annem onun öldüğünü söylesin ki o zaman?" dedi ve yeniden ağlamaya başladı. Sıkıca adamın tişörtüne tutundu. "Çünkü baban öyle istemiş." kucağında ki kadını yavaşça yatağa yatırdı ve yanına oturdu. "Neden?" diye yutkundu kadın.
"Baban İstanbulda bir cinayet işlemiş. Size katilin ailesi olarak bakmasınlar diye sizi buraya göndertmiş." dedi adam. Kadın buna hala inanmıyordu. "Peki niye geldi şimdi? Neden şimdi?" diye fısıldadı. "Çıkar çıkmaz soluğu benim yanımda aldı. Kızımla evlenmişsin dedi." diyen adamı böldü kadın. "Ne istedi senden?" diye sordu kadın korku ile. "Hiçbir şey. Bana biraz göz dağı vermeye gelmiş. Kızını üzmeyeyim diye, onu sahipsiz sanmayacakmışım."dedi adam bir gülümseme ile.
Jülide'nin içi sıcacık oldu. "Neden bana söylemedin?" dedi. "İstemedi. Beni yıllarca ölü bildikten sonra karşına çıkıpta herşeyi alt üst edemem, sen bil yeter, onun kapı gibi bir babası var dedi." adamın da gözleri doldu. "Bende senden bunu saklamanın yükü altında ezildim Jülide." dedi adam. Kadın kollarını kaldırıp adama uzattı. "Ah, neden söylemedin. Ben bir aydır delirmek üzereydim Gencer. Seni ne kadar özledim biliyor musun?"
"Bende. Bir daha olmayacak. Söz!" dedi adam ardından karısını öptü. Onu deli gibi özlemişti. Jülide dudaklarını ayırdı ve adama baktı yüzünde küçük bir gülümseme ile. "Sana söylemek istediğim bir şey var." dedi tutkulu sesi ile. Gencer merakla karısının yüzüne baktı. "Umarım boşanma saçmalığı değildir yine."
"Hayır. Umarım çok sevineceğin bir haberdir." dedi kadın sabırsızca. "Ben hamileyim." dedi hiç beklemeden. Adam yüzünde kocaman bir şaşkınlık oluştu. Yatakta dikleşti, sonra dayanamadı ve ayağa kalktı. "Ciddi misin?" diye sordu odanın içinde dolanırken. "Evet." dedi kadın.
Gencer birden olduğu yerde durup karısına baktı. Gözleri dolan adam yavaşça karısına ilerledi. "Jülide. Güzel karım benim. Beni yeniden baba yapacaksın yani öyle mi?" diye sordu adam. Jülide kocasının dolan gözlerini görünce, onun da gözünden bir kaç damla süzülüd. Başını salladı. "Hıhı." diye mırıldandı.
Uzun bir süre sadece sarıldılar. "Onu görmek istiyorum." dedi kadın. "Olmaz, nasıl tepki verecek bilmiyoruz." dedi adam. "Şimdi bir de hamilesin, hayatta olmaz." diye ekledi. Jülide omuzlarını silkti. "Aklımda var bir şeyler."
Sadece bir kaç gün sonra Jülide bir telaşla şirkete girdi. Babası ordaydı, eşi ona haber etmişti. Onu görecek olmanın mutluluğu vardı içinde. Öldü diye bildiği babasını görecekti. Acaba annesi biliyor muydu onun geldiğini? Kapıyı hızla açıp içeri adımını attı.
Ordaydı işte oturmuş kocası ile sohbet ediyordu babası. Yüreği deli gibi atmaya başladı. Ona koşup sıkıca sarılmak istedi kadın. "Ah misafirin mi vardı?" diye mırıldandı kapıyı kapatırken. "Sana kapıyı çalmadan içeri girmeyeceksin demedim mi ben!" diye çıkışan adam ile gözü babasına kaydı.
Kaşları çatılmış bir şekilde kocasına bakıyordu. Sonra sahte bir öksürük sesi doluştu odaya. Kocası önce ona baktı sonra boğazını temizleyerek. "Şey yani, keşke önce kapıyı çalsaydın." dedi bu sefer. Sakince babasının karşısına oturdu.
Ona sarılmak için tutuşan bedenini zor dizginledi. "Ben bir şey söylemek için geldim." dedi elinde ki çanta ile oynarken. "Ben kartımı kaybettim." dedi bu sefer. Sesinden korktuğunu belli edercesine. "Ne!? Sen aptal mısın! Bir karta bile sahip çıkamıyorsun!" diye bağırdı bu sefer Gencer.
"Biraz sakin ol istersen delikanlı." dedi bu sefer sertçe. Babasının sesi ulaştı kullaklarına. Derin bir nefes aldı kadın. Ne kadar da güven veren bir sesi varmış babasının oysa ki. "Birden parladım işte Şahin bey." dedi sakince.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlışlığın getirdiği mutluluk
RomansaDaha bir kaç adım atmıştı ki adam onu kolundan tutup çevirdi. Mihriban abisinin ona gösterdiği gibi çantasını alıp adamın kafasına vurmaya başladı. Sonra çantasının içinde olan biber gazını aramaya başladı, çıkarıp hiç düşünmeden adama doğru sıktı...