✅Bölüm 22✅

68 8 0
                                    

Malik sabah o kadar erken kalkmıştı ki, bu saate uyanabileceğini hayatı boyunca aklından geçirmezdi. Ama sorumlulukları daha ağır basmıştı. Yatakta yatan kadına baktı sakince. O kadar güzeldi ki. Malik onu kaybedeceğini düşündüğünde delirecek gibi oluyordu.

Karısını uyandırmamak için kıyafetlerini giyip çıktı hızla. Kapıda duran arabasına binip bir arkadaşına gitti. Arabanın benzini bitmek üzereydi ve cebinde doldurabilecek kadar parası yoktu. Banka da ki paraya dokunmak istemiyordu çünkü o para onların geleceği içindi.

Bu işe başka bir çözüm bulması gerekiyordu. Şimdilik bu konuyu ertelemeye karar verdi. Arkadaşının evine geldiğinde hiç oyalanmadan zile bastı. Kapı kısa bir süre sonra açıldığında ona şaşkınlıkla bakan arkadaşı vardı. "Malik?" diye sordu tedirgince. "Günaydın dostum. Kahven varmı?" diye sordu eve girerken.

"Bu saate ne işin var burada?" diye sordu adam merakla. Malik daha önce geldiği evde mutfağa girdiğinde Sibel'i gördü.

Kadın da en az kocası kadar şaşkındı. "Malik?" diye sorguladı o da. "Kahven varmı?" diye sordu hiç aldırmadan. Malik masaya oturduğunda, bebek sandalyesinde, aynı annesi ve babası gibi ona şaşkınca bakan bebekle karşılaştı.

İçinde ki hüzün saniyelik kapladı onu sonra hızla kendini toparlayıp bebeğin burnuna dokundu. "Sen bilirsin, kahve varmı bu evde ufaklık?" diye sordu küçük bebeğe.

Bebek sanki onu anlamış gibi bir kaç neşeli çığlık attı ve gülümsedi. Sibel o sırada onun önüne bir bardak kahve bırakmıştı. Ahmet sakince masaya oturmuş arkadaşının konuşmasını bekliyordu.

Malik rahatça kahvesinden bir kaç yudum alıp yanında oturan bebekle oynuyordu. En sonunda dayanamayan adam. "Konuşacak mısın? Birazdan çıkmam gerekiyor." diye söylendi. "Senin çalıştığın şu fakülte." diye sordu sakince. "Evet, ne olmuş ona?"

"Birini arıyor mu?" diye sordu sakince. "Deniz ve Cenk ile yollarını mı ayırmaya karar verdin?" diye sordu şaşkınlıkla. "Ama neden ki?" diye sordu Sibel bu sefer. "Hayır tabi ki, hafta sonları ek ders verebilirim." dedi sonunda onlara dönerek.

"Nerden çıktı bu?" diye sordu Sibel. "Paraya ihtiyacım var, sen bana uygun yer varmı onu söyle." dedi. Ahmet kaşlarını hafifçe kaldırdı. "Doğrusu ek derse girmek isteyen öğrenciler var ama tahmin edersin ki, hafta sonları değil." dedi. "Neden olmasın? Mezun olmak isteyen her şeyi yapar!"

"Malik, kimse dersine katılmaz." dedi, kocasını desteklercesine. "Peki, deneyelim. Kursa kayıtları açın. Kimse yazılmasa herkes kendi yoluna gider." Ahmet derin bir nefes verdi.

Onu başından savmasına imkan yoktu. "Peki madem, müdürle konuşup sana bildiririm." dedi ve ayağa kalkıp karısını ardından bebeğini öpüp. "Benim artık çıkmam lazım." dedi adam mutfaktan çıkarken.

"Kahvaltı güzel görünüyor." dedi Malik sonunda yemeğe başlarken. Sibel onun bu haline o kadar şaşırmıştı ki, anlatmak mümkün değildi. Malik ile çalışmanın ne kadar zor olduğunu biliyordu Sibel. Hiçbir zaman bir şeyleri umursamazdı o. Hala daha nasıl mezun olduğunu kimse bilmiyordu. Herkes ona okuldan atılır gözüyle bakardı.

Nerdeyse hiçbir derse girmez, okula bile uğramazdı. Sadece sınav dönemleri gelir ve yine giderdi. Bazı hocalar sırf bu yüzden onu zorlamak için uğraşırdılar ama sonuç olarak başarmazdılar.

Malik karısının uyanmasına yakın eve gitmiş ve onu da alarak eşyalarını toparlamak için yola çıkmıştılar. Kapıyı açtığında, kadının içini biraz özlem kaplasa da, adam için hiçbir şey ifade etmiyordu.

İçinde Mihriban'nın olmadığı hiçbir yer ona bir şey ifade etmiyordu çünkü. Evin içine doğru ilerlediklerinde Malik birden durması ile kadın adama çarptı. "Ayy." diye bir nida koptu ağzından.

Yanlışlığın getirdiği mutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin