✅Bölüm 5 ✅

198 10 0
                                    

Mihriban kaşlarını çattı. Telefonu kulağından çekip saate baktı. "Saaten haberin bar mı!?" diye çıkıştı.

"Gel lütfen." dedi adam. Mihriban bu sefer kabulenerek, kardeşini uyandırmadan kalktı. Üstüne kabanını alıp odadan çıktı.
Dışarı çıkmadan anahtarlarını alıp kapıyı yavaşça kapattı. Sorun çıkmadan onu göndermesi gerekiyordu.

Işığı yanan arabaya doğru yürüdü tedirginlikle. Malik camını açıp. "İçeri gel, dışarısı soğuk." dedi. Genç kız kabul etmedi, açık camdan adamala konuştu. "Gerek yok, iyi böyle. Neden geldin?" adam camını kapatıp arabadan indi. Elinde ki ceketi giyip yakasını iyice kapattı.

"Merak ettim seni, abin öyle götürünce." Mihriban sinirle kaşlarını çattı. "Benim abim bize zarar vermez. O bizi çok sever!" adam kızın atağa geçtiğini fark edip küçük bir adım geriledi. "İyi sevindim o zaman, ben asıl konuyu konsumak için gelmiştim."

Mihriban onun konuşmasını beklemedi. "Ben hemen yarın avukata gidiyorum. Bir an önce bu boşanma işini halletmek istiyorum. Senin ne dediğin umrumda değil!" arkasını dönmüş gideceken adamın sesini duydu.

"Bende bir şeyler söylemek istiyorum ama gözüme yine biber gazı yerim diye korkuyorum." Mihriban bunun hiçte fena fikir olmadığını düşündü o an.Elini bilerek cebine attı. Sanki biber gazı ordaymış gibi, oysa ki yanına almak aklına bile gelmemişti salak gibi!

Mihriban'ın içinde ki endişe ve korku dört bir yanını sarmıştı. Düşündükçe, samki tüm  hayatı bitmiş gibi hissediyordu. Kalbi korkudan deli gibi atmaya başlamıştı. Şimdi avazı çıktığı kadar bağırsa, suçlu o olurdu belki de yine.

"Yine, ben boşanmayacağım saçmalıysa eğer, hiç başlama!" sorusundan bile bu durumdan ne kadar rahtsız olduğu anlaşılıyordu.

Malik genç kıza baktı ve başını hafifçe yana eğdi. "Tam olarak sayılmaz, daha çok neden boşanmak istemediğimi açıklamak istiyorum." Mihriban bu saçmalığı dinlenmek istemese de, adamın başka türlü yakasından düşmeyeceği belliydi. Yüzünü buruşturdu. "Dinliyorum!"

Malik derin bir nefes aldı. Ellerini cebine koyup "Ben çok fazla skandala imza attım. Babam en son seferinde kalp spazımı geçirdi. Bu yüzden ona bir söz verdim, bir daha aptalca bir şeyler yapmayacaktım." derin bir nefesle durdu ve karşısında onu dinleyen kadının gözlerine baktı. "Ama şimdi Babama sarhoş olduğum için evlendiğimi söylersem, bu sefer sadece spazım olması için dua ederim.  Bu yüzden, lütfen."

Mihriban isteksizce. "Başka birini bulsan? Ben gerçekten yapamam. Benim de bir ailem var ve eminim ki benim Babam da bu konuda çok büyük bir sevinç yaşamaz." sona doğru sesi alaycı çıkmıştı.

Karşısında ki adam birden dikleşti. Mihriban elini daha çok cebine yerleştirdi, sanki her an ona karşı bir silah çekecekmiş gibi. Her iki tarafta kendi istediği için çabalıyordu.

"Ben hallederim orasını, sen sadece kabul et. Ben her şeyi senin yerine hallederim." Mihriban bir an adamın gözlerine baktı. "Yoksa sevgilin mi var?" diye sordu adam. Yoktu ve hiç olmamıştı çünkü Mihribanın bir sevgiliye ayıracak vakti yoktu. Başını olumsuzca salladı.

"Sevgilimin olup olmaması önemli değil, önemli olan böyle bir oyunla uğraşacak vaktimin olmaması!"

Mihriban karşısında ki adama yardım etmek istese bile bunu yapamayacağını biliyordu. Gerçi, Fatih gerçeğe inanmamıştı, büyük ihtimalle kimse inanmayacaktı. Yine de bu mesele ona çok saçma geliyordu.

"Üzgünüm Baban için ama yapamam. İyi akşamlar. Yakında boşanma kağıtları eline ulaşır. " Mihriban arkasını dönmüş giderken bu sefer adam onu yakalamış ve sıkıca ona satılmıştı.

Yanlışlığın getirdiği mutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin