Çantamı vestiyerden alıp koşar adımlarla merdivenlerden indim. İlk iş günümde geç kalmak tam bana göre bir hareketti. Bursa'da doğup büyümüştüm ne kadar memleketime aşık bir kız olsamda Kayseri'ye atanmış olmak beni çok sevindirmişti.
Çünkü en yakın arkadaşımla aynı okula öğretmenlik yapacaktım. Ben ilk seneden sınavı kazanamamıştım ama Nilda çok yüksek bir puanla Kayseri'ye yerleşmişti. Özellikle ilk tercihlerime vermiştim. Nilda'yla bir hafta öncesinden gelip Kayseri'yi karış karış gezmiştik.
Normal şartlarda müdürle halletmem gereken prosedürü soylediklerine göre sağlik nedeniyle müdür yardimcisi halletmisti. Hatta yapılan seminerlere bile katilmamisti. Okula ilk gelişim değildi elbette ancak heycandan olsa gerek yürüyerek gideceğim okulu bulamazdim. Sanırım tanışmak için ilk olarak onun yanına ugramam gerekiyordu.
Taksi görev yapacagım lisenin önünde durunca düsüncelerimden sıyrıldım. Ücreti ödeyip arabadan indiğim zaman görevli beni görür görmez dış kapıyı açmıştı.
"Kızım geç kaldın ama daha öğretmenler zili çalmadı acele etsen iyi olur" dedi görevli abi. "Sağol abi kolay gelsin"
Geç kalmış sayılmazdım aslında okulun girişindeki merdivenleri çıkmaya başladım yamulan maske mi düzeltip içeri adımladım.
Öğretmenler odası hangi kattaydı hiçbir fikrim yoktu. Hangi sınıfa gideceğimi bilmediğim için mecburen oraya gitmek zorundaydım. Nilda'ya yanıma gelmesi için kısa bir mesaj attım.
İlk kattaki müdür yardımcısının odasına ilerlerken duyduğum ayak sesleriyle adımlarımı durdurdum.
Takım elbiseli bir adam görüş acıma girdiğinde istemsizce üstünü inceledim. Vücuda tam oturan takım elbisesiyle oldukça şık görünüyordu. İçinde ki beyaz gömleğinin ilk birkaç düğmesini açmıştı. Bakışlarım yüzüne tırmandığı da oldukça yakışıklı bir adam olduğunu fark ettim.
Çatmış olduğu kaşlarıyla "Geç kaldın Sınıfında olman gerekmiyor mu?" diye sordu. Çok güzel bugün yasadihim talihsizliklerin ustune adam bir de beni öğrenci sandı.
Tam cevap vereceğim sıra da "forman nerede neden sivil geldin?"
Sorduğu soruyla giydiğim kıyafetlere baktım. siyah bir bluz altına Mavi Jean giyip siyah Vans ayakkabılarım ile kombinlemiştim. Saçlarıma da hafif dalga vermiştim. Bence öğrenciye falan benzemiyordum. Maske işi biraz bozuyo olabilirdi orası ayrı mesele.
"Yanlış anladınız galiba ben öğren.." sözümü bitirmeme izin vermeden tekrara konuştu.
"Kızım hala konuşuyor musun sen? Sınıfına hadi" gerizekalı mıdır nedir çarpıcam bir tane şaftı kayacak.
"Siz beni azarlayamazsınız kendinize gelin lütfen. Hem soru soruyorsunuz hem de cevabını beklemiyorsunuz" adamın çatılı olan kaşları daha da çatıldı.
O sıra da öğretmenler zili de çaldı bir bu eksikti gerçekten geç kalacaktım şimdi. "Derhal odama" dedi.
"Siz neden beni dinlemiyorsunuz?Gelmiyorum al zorla götür" dudağının kenarı alayla kıvrıldı. Koluma uzanmak için atıldığı zaman Nilda'nın sesi duyuldu.
"Doğa hocam" olduğu yerde durdu. Bir Nilda'ya birde bana baktı. Ne oldu gerizekalı hani derhal odana gidiyorduk?
Nilda bana sarıldığında hala put gibi bakıyordu. yaa bakarsın öyle "hoşgeldin"
"müdür Bey le tanışmışsınız galiba" mesela ben anlamıştım onun müdür olduğunu zeka farkı işte.
"Yaa öyle oldu sağolsun çok kibar bir şekilde yardımcı oldu" lafımı soktuktan sonra baş selamı verip oradan ayrıldım.
"Doğa kâl geldi galiba adama ne oluyor?" artist artist merdivenleri çıkarken asla nereye gittiğimi bilmiyordum.
"Okul çıkışı anlatırım hangi sınıfa girecegim ben?"
Beni gitmem gerek sınıfa yonlendirdikten sonra kendide derse girmişti. Sanırım bu adamla bu saaten sonra yıldızımız barismayacakti. İlk dersler tecrübesizliğimde dolayi biraz zorlu gecmisti ama idare edebilmistim.
Bugün ki derslerim bitmişti Zilin çalmasına son on dakika kalınca rahat bir nefes aldım. Tabiri caizse öğrenciler pertimi çıkartmıştı. Bugün okulda ki ilk günüm olduğu için derslerin çoğu tanışma faslıyla başlasa da on ikinci sınıf oldukları için ufaktan bir giriş yapmıştım. çantamı toparladığım sıra telefonumun olmadığını fark ettim.
"Arkadaşlar telefonumu gören var mı?" diye sordum. "Hocam iki ders boyunca telefon kullanmadınız başka bir sınıfta bırakmış olabilirsiniz"
"Doğru ben bir bakıp geliyorum çok fazla ses çıkarmayın" en son C sınıfına girmiştim. Kapının kulpunu kavradığım da içeride ki gürültüden derslerinin boş olduğu anlaşılıyordu.
Kapıyı açtığımda ögrencilerin bir kısmı arka sıra da toplanmış telefonla uğraşıyorlardı. "Gençler telefonumu gören var mı?" çocuklar tedirgince birbirine baktılar.
İçlerinden biri mor kılıflı telefonumu kaldırdı. "Hocam telefonunuzun elimde ki olma ihtimali var mı?" diye sordu. Gülümsedim "evet canım, benim telefonum" bu çocuk nie telefonumu getirmemişti.
Aynı andan yükselen "sıçtık" kelimesiyle irkildim. kafayı yemişler! "Versene oğlum telefonumu" dedim. Arkadaşlarına bakıp konuştu "Vermesem?"
"Ne demek vermesem ne yaptınız telefonuma" hızlıca yanına ilerleyip telefonumu elinden çektim. Bir grup ergen ne yapacakları belli olmazdı.
Fotograflara girdim bir şey yoktu. Aramalara girdiğim de yaklaşık beş yabancı numara aranmıştı. "Kimi aradınız?" birbirlerine bakıp sustular elimi onumde ki sıraya sert bir şekilde vurdum "kimi aradınız?" diye sesimi yükselttim.
"Hocam valla bilmiyorduk sizin telefonunuz olduğunu ögrencilerden birinin sandık. Numara sallayıp işletmek istedik" dedi sarı saçlı kız. "Kızım manyak mısınız siz? "
Watsapp'tan gelen bildirim sesiyle bakıslarımı telefona indirdim.
0559*** : Saçmalamayı ne zaman keseceksin? (15.18)
0559***: Seni bulmam ne kadar sürer?
Atılan mesaja tıkladım bir sürü mesaj vardı. Neler yazmışlardı böyle "hocam"diyen sese döndüm az onceki sarışın kızdı korkudan elleri titriyordu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sende ergen oldun Doğa sakin ol.
"Bizi şikayet edecek misiniz?" etsem bir dert etmesem bir dert başıma ağrı girmişti şimdiden .
En fazla engel atarım canım çocuklar sınava hazırlanıyorlardı. Değmezdi bunca strese
"Kime mesaj attıgınızı biliyor musunuz?" yine sessizlik bunun altından da bir b*k çıkacaktı. Erkek bir ögrenci "hocam biz numaraları sallıyorduk Eren salağı farkında olmadan Abisinin numarasını söylemiş"
Veliyse daha iyiydi en azından konuşur çözerdik. Sabahtan beridir tek kelime etmeden köşede oturan sessiz çocuğa hepsi öldürecekmiş gibi bakıyordu.
"Eren" dedim bana baktı "Efendim hocam"
Allah'ım şu öğrenci milletine üzüldüğüm kadar başka hiçbir şeye üzlümüyorum sen biliyorsun. Yoksa haşlamıştım hepsini"
"Abin?" İçimde nedense çok kötü bir his vardı bu işin sonunda Cafer bez getirecekti galiba
"Müdür"
Hikayeme hoşgeldiniz. Bu yolculukta benimle birlikte yol aldığınız için size minnettarım💜
Sol alt köşedeki yıldıza basmayı unutmayınnnnn⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜDÜR
General Fiction"Hocam biz numaraları sallıyorduk Eren salağı farkında olmadan Abisinin numarasını söylemiş" Benim telefonumdan?!! "Eren" dedim bana baktı "Efendim hocam" "Abin?" İçimde nedense çok kötü bir his vardı bu işin sonunda Cafer bez getirecekti galiba "...