Korkunun ecele faydası yoktu. Bu kapıyı şuan açmamayı düşünsem de olanları geciktirmekten başka hiçbir işe yaramayacaktı.
İç sesim "Adam mı vurduk, canımızı mi alacak" diye savunmasını yaparken delikten sanki ona baktığımı anlamış gibi gözümün içine bakıyordu.
"Doğa açsana kapıyı" Nilda' nın sesi kulağıma dolarken kendimi yerden yere vurmak istedim. Herşey onun yüzünden başıma gelmisti.
Hem belki görmemıştir.
Evet evet kesin görmemiştir yoksa neden bu kadar sakin olsundu canım?Sessizce bir iki adım geri gidip yeni kapıya varmışım gibi ses çıkardım. Kapıyı açtığımda adam göz ucuyla bana bakıp Nilda'yı tekerlekli sandalyeyle içeri soktu.
"Nilda iyi misin Çok korkuttun beni aklım çıktı bir anda hastanedeyim yazılır mı?" Sorularımı sıralarken Nilda umursamaz tavrıyla "Öyle gelişti birden beni merak etme diye düsüp direkt yazdım"
Nilda fevkaladeninde fevkinde açıklamasını yapınca sarılı olmayan bacağınıda ben kırmak istedim.
Sen birdaha düsünme Nil!
Müdür Beye bakmadan tekerlekli sandalyeyi oturma odasına sürükledim. Kan ter içinde kalmıştım stresten onun içinde hazırladığım komtuğa yatırdım.
"Ayıp oldu adama bir hoşgeldin deseydin" kısık sesle söylediği cümleye hak vermiştim.
Kapıyı kapatmak için geri döndüğümde elinde Nilda'nın çantası ve ilaçlarıyla beni bekliyordu. Senin gitmiş olman gerekiyordu.
"Kusura bakmayın sizi karşılamayı unuttum. Buyrun içeri geçin lütfen" yazdıklarımı okuyup okumadıgını tartmaya çalışıyordum. Elindekileri bana uzatıp
"Lüzum yok ilacları günde iki kez kullanacak dikkat ederseniz sevinirim. Bir sorun olursa Nilda Hoca beni arasın size iyi günler" dedikten sonra konuşmama fırsat vermeden çekip gitti.
Adam bana yazdıklarını okudum Allah belanı versin dese bu kadar ağrıma gitmezdi. Ama kibar adam yüzüme vurmamıştı tabi bu bildiğin trip yediğim anlamına da gelmiyor değildi. O kadarı normal tabi.
Sanırım iyi anlaşmamız gerek konular var Müdür Bey.
İçeriye doğru koşar adımlarla gittim "NİLDA SENİ ÖLDÜRMEMEM İÇİN BİR SEBEP VER BANA" bağırmamla elindeki telefon yeri boylasmıştı. Parmağını damağına götürmüstü.
"Çünkü şuan savunmasızım, yaralıyım, hastayım ve en önemlisi en yakın arkadasınım" yaptıgı açıklamanın şacmaligi karşısında saçını başını yolmamak için zor duruyordum
" Anlat" dedim tek kelimeyle. " Ya bak arabaya binmemde yardimci oluyordu bende ekranı kapatmayı unutmuştum ondan sonra telefon elimden düştü hatta bak ekranı kırıldı" deyip yere telefonunu almak için uzandı.
Telefonun ekranını gosterdiginde gercekten de kirikti " ondan sonra yerden telefonumu almamda yardımcı olurken sen mesaj attın farkında olmadan okudu tabi"
Kendimi ve Nilda'yı tokatlamak arasında gidip geliyordum. Hint filmi çekmiyorduk yahu. Yok bide adam vurduğunda perdeye dolanıp boğulsaydı.
"Ne tepki verdi?" Bunu merak ediyordum. "Ay hiç sorma adam bildiğin gülümsedi ama inan bana bu gülümse keyifli bir gülümseme değildi." bitmiştim.
Sanırım artık aramızda aşılmayacak duvarlar vardı ve bunu kendi ellerimle örmüştüm. Elime tuğlaları o vermişti orası ayrı mesele.
Karanlık çöktügünde yemeğimizi yiyip sohbet etmeye başladık. Nil ne kadar inkar etsede Çağrı'dan hoşlanıyordu. Dışarda birkaç kez buluşmuş iki tarafta bu ilişki için adım atmayınca konu kapanmıştı.
"Sanırım hayatında biri var. Köşe bucak kaçıyor benden hayır yani sanki ilan-ı aşk etmişimde reddedilmişim gibi hissediyorum. Hem sevmiyorum ki ben onu." Cümlesini bitirince derin bir iç cekti.
Beni kandırmaya çalışıyordu. Beni, beni beni bihterini.
" Belki de seni rahatsız etmek istemiyor. Sonuçta bir sene boyunca aynı ortamda bulundunuz seninde ona umut verdigin soylenemez aksine ters davrandigin bile söylenebilir" öğretmenler odasında az laf sokmamıştı adama
" Ben mi ters davrandım yok artık asıl o beni insanların içinde rezil etti. 'Benim öğretmenliğine laf etti Doğa"
" Yani sen ondan önce adamın mesleğine laf etmedin öyle mi?" Bana bu olayı 9483892 kez anlattığı için konuya hakimdim. Öğretmenlik çocuklara top oynatarak yapılmıyor sen çocuklara hicbir şey ögretemiyorsun demişti.
Suçlu çocuklar gibi uzanıp kafasını pikeye soktu. Aklım hala bulanıktı iki gün sonra okulda ecel terleri dökecektim. Umarım o mesaji hiç görmemiş gibi davranmaya devam ederdi.
Oturma odasını toplayıp mutfakta ki bulasiklari makinaya attıktan sonra odaya geçtim Nil bugün ki yoğun tempoya dayanamayıp uyumuştu.
Oflayarak tekli koltuğa geçip telefonumu elime aldım. Sanırım biraz reels izlemek bana iyi gelecek ve yaralarımı saracaktı.
Annemden gelen birkaç mesaja cevap verdikten sonra bildirim ekranıma okulun idare grubundan mesaj gelmisti.Nedense gece gelen arama ve mesajlar beni korkutuyordu. Bekletmeden tıkladım.
Ben az önce o mesajı görmemiş gibi davranmaya devam eder mi demiştim.
Aydoğan Anadolu Lisesi
Müdür: Pazartesi ilk ders toplantı yapılacaktır. Okulda yapmak istediğim birkaç "DEĞİŞİK" lik var bilginize...
Değişiklik mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜDÜR
General Fiction"Hocam biz numaraları sallıyorduk Eren salağı farkında olmadan Abisinin numarasını söylemiş" Benim telefonumdan?!! "Eren" dedim bana baktı "Efendim hocam" "Abin?" İçimde nedense çok kötü bir his vardı bu işin sonunda Cafer bez getirecekti galiba "...