BÖLÜM²⁶

14.6K 745 68
                                    

"Doğa?"

Bu kadının burda ne işi vardı tam olarak.  Birde utanmadan benden fazla şaşırmıştı  umarım bu kadının evini nerden bildiği konusunda iyi bir açıklaman vardır Cüneyt!

Daha bana ne kadar bakacakti merak ediyordum. Cüneyt bornozuyla gelse mükemmel bir görüntü verebilirdik ama şans işte.

"Cüneyt yok mu?"

Cüneyt? Her zaman olduğu gibi Bey kısmını bile isteye söylemiyordu. Adamın evinde beni görmüşsün demek ki bu işte birşey var değil mi kardeşim?

"Cüneyt Bey duşta söylemeniz gereken şey acilse ben ileteyim" bey kısmını bastırarak söylemistim. Acil falan değildi bahane bile uydurmayacaktı biliyorum.

Doğa farkında mısın bilmiyorum ama kadın şuan yattığınızı düşünüyor!

Yeşil gözleri üzerimde geziniyordu. Kıyafetlerim gayet doğaldı bir kere o düğüne gider gibi giyinmişti.

Gözleriyle aynı tonda olan şalı ve üzerinde ki siyah uzun elbisesiyle her zamanki gibi çok şıktı. Siyah stilettoları  güzelliğine ayrı bir hava katmıştı. Ben olsam bu kadına aşık olurdum Cüneyt.

Ben bu kadar şık gezmek istemiyorum kardeşim. Beni beğenen böyle beğensin ki zaten böyle beğendiğini dün defalarca dile getirmişti.

"Ben kendisiyle görüşsem daha iyi olur" laftan anlamıyordu bu kadın belki sevgilisiyim hiçmi aklının ucundan geçmiyordu.

"Kübra Hanım varsa bir sorununuz telefondan arayabilirsiniz şuan müsait değiliz"

Gözlerine baktığımda kırgın bakışları beni üzsede bir erkek için bu kadar yıpranmaya değmezdi. Biz Cüneyt'le yakınlaştık diye elbette ben haklı olmuyordum ama insanların bazen geri adım atması gerekiyordu. Kendi için

"Kim geldi Doğa?" Elinde havlusuyla Saçlarını kurulayarak kapıya gelen Cüneyt'i böyle hayal etmemiştim. Bornozun nerde canım?

"Kübra Hanım gelmiş. Sanırım söylemek istediği şey önemli ben içeri geçiyorum" ikisini arkamda bırakarak mutfağa geçtim.

Onları yanlız bıraktığım için içim içimi yesede sakinligimi koruyup kahvaltı masasına oturdum. Kübra'nın incinmesini istemiyordum. Bu beni saf salak biri yapar mıydı orası şimdi muallakta

Cüneyt'in Kübra'yı içeri davet ettiğini duymuştum ama sanırım Kübra girmek istememisti. Olması gerektiği gibi....

Açık olan kapıdan Cüneyt'in odasına gidip bir iki belgeyi Kübra'ya götürdüğünü gördüm. Tatilde evine getirecek kadar önemli olan neydi çok merak ettim.

Bir iki dakikanın ardından Cüneyt kapıyı kapatıp masaya oturdu.  Konuşmadan çayları doldurup geri yerime oturdum. Sessizlikten hoşlanmıyordum.

"Neden geldiğini sormayacak mısın?" Cüneyt'in cümlesiyle yüzüne baktım. Ne dememi bekliyordu Allah aşkına.

"Hayır" istemsizce sinirli çıkan sesimle kendimi pencereden aşagi atmak istedim. Allah'tan caktimiyorduk

"Milli eğitime görürmesi gerek bir iki belge vardı. Onun için gelmiş" ben sormadan açıklama yaptığı için sevinmiştim.

"Evine gelecek kadar acil miydi?" dedim. Bu soru sadece acil olup olmadığı sorusunu içinde barındırmıyordu.

"Hayır bir hafta içinde götürmesi yeterliydi. Erken halletmek istemiş herhalde" bu kadar saf mıydı gerçekten?

Bir öğretmenin tatil gününde Müdür'ün evine gitmesi garibine gitmiyordu galiba.

MÜDÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin