"stockholm sendromu mu?"
"evet. bugüne kadar hiç duymadığını söyleme bana."
"duymadım ve senin gibi popüler kültürün kölesi değilim." seslerden birinin sahibi başını kendini beğenmiş bir ifadeyle kaldırdı. diğeri karşı çıktı. "benim gibi biraz daha fazla kitap okumayı denedikten sonra cahilliğini çeker misin gözümün önünden? ya da vazgeçtim, candy crush oynamaya devam et sen 50 yaşındaki teyzelerle."
"candy crush teyze oyunu değil." soobin ve annesi aynı anda konuştu. ardından dönüp birbirleriyle göz göze gelince yeonjun kahkahayı patlattı. "min seo teyze sen de mi?"
min seo elindeki salatalık dolu tabağı masaya bırakırken yeonjun'un ensesine vurdu sinirle karışık bir eğlenceyle. "soobin'den daha ileri seviyedeyim ben." soobin annesini dürttü kaşlarını çatıp dudaklarını büzerek. yeonjun bir kez daha gülerken buldu kendini onlara. bu evde takılmayı seviyordu.
beomgyu mutfaktan gelen seslerle içeri başını uzattı. girmekten çekinse de ikinci defa düşünmeden içeri adımlarken buldu kendini. sessiz adımlarıyla min seo onu bir an fark edemedi. arkasında birinin bir bardak için dolaplara uzandığını görünce korkarak yerinde sıçradı. "beomgyu, sen miydin? korkuttun beni." beomgyu utanarak ona başını salladı. artık üç kişinin daha dikkati üzerindeydi. mutfakta hemen camın önünde duran yemek masasında oturan çocuğun telefondan başını kaldırıp ona baktığını görünce o ona dönmeden hızla başını çevirdi, gözlerini kaçırdı.
onunla yüzleşmeye hazır değildi.
sabaha hafif bir baş ağrısı ve burnundaki tıkanıklıkla uyanmıştı. bir önceki günün anıları aklına gelince yatakta dakikalarca debelenmiş, yastıklara yüzünü gömmeden duramamıştı. anılar tazeydi ve oradaydı. hepsi birer birer gözünün önünden geçerken ise beomgyu yerin altında bir çukur açılsa da içine düşsem ve üstüme kapansa, diye düşünüyordu.
yediği bir şeye ilaç karıştırılmıştı ve o farkında değildi. o kadar çok kaçmaya odaklanmıştı ki bedenini görmezden gelmişti. ardından taehyun meselesi vardı bir de. çocuğun üzerine atlamış, normalde dik bir şekilde başını kaldırıp nefretle karşılaştığı çocuğa karşı resmen cinsel açlık beslemişti. ve bunların hepsi gerçekleşirken taehyun da oradaydı. bir önceki güne ışınlanıp çocuğun ensesine koala gibi yapışmışken ve de gözleri gözlerindeyken kızılın ona bakma şeklini hatırladığında yanakları utançtan moraracak gibi oluyor, kendi varlığını dünya üzerinden silmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stockholm sendromu • taegyu
Fanfickang taehyun'un babasının choi beomgyu'nun babasıyla dertleri vardı. • tamamlandı