taehyun chose to continue

2.5K 171 651
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

brand new city/ mitski

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


brand new city/ mitski



















taehyun'u odak olan bakış açısı;

günlerden pazar. serin bir yaz gecesi. en azından başını dışarı çıkarırsa az önce bulunduğu mekana girmeden önce saçlarını dağıtıp geçen rüzgarı tekrardan hissedebileceğini biliyor. sıcak yaz gündüzlerine inat bir fırtına var dışarıda.

morali bozuk, bahsedecek bir moral bile yok. gözleri çok sık boşluğa dalıyor. günlerden pazar. cumartesi nasıl geçmişti? hatırlamıyor. çok sık içiyor, kendini yargılıyor. aptalsın diyor kendine. güçsüzsün sen, en küçük darbeyle dizlerinin üzerine çökmeye hazır, en küçük bir depreme bile dayanıksız yıkılmaya hazır o az katlı apartmanlar gibisin artık sen. artık değil, hep öyleymişsin zaten.

ne zamandan beri?

cevabı kendisi rahatça verebilirdi. o hayatına girdiğinden beri.

elindeki bardağı hafifçe oynatıp son zamanlarda kokusunu solumaktan bıkmış olduğu o içkiyi dalgalandırdığında gözleri masanın üzerindeydi. içerisi kalabalık değildi, bu mekana son zamanlarda çok gelir olmuştu. nefret ettiği bir oda kokusu vardı mekanın kendine ait. içkileri boktandı. köşeden birinden çevirip sigarasını yakmak için zipposunu istediği o adam güvenilir değildi, garsonlar bile değişikti. hapishaneden fırlayıp buldukları ilk yerde garsonluğa başlamış işsiz iri yarı adamlar gibilerdi. özetle burası eskiden olsa onun değil içeri girmek göz ucuyla tabelasındaki adına bile bakmayacağı bir yerdi. işler değişmişti.

ama nefret ettiği, burnundan silinmeyen o kokuya rağmen gitmiyordu ordan. ağzında her yudumda ekşi, çürük bir tat bırakan içki dilini yakıp geçse de kalkmıyordu yerinden. tarihi mi geçmişti? olabilirdi. köşedeki bara bakıyordu. yabancı bir barmenin sıfır hijyenik bir ortamda doldurduğu içkileri görüyordu. yine de kenarında temizlenmemiş önceki müşterilerden birinin hafif pembe rujunun kalıntısını taşıyan o bardaktan iğrenmiyordu. içiyordu içkisini. yutuyordu viskiyi. çünkü bunu yapabiliyordu. gücü vardı, canlıydı, bok gibi parası vardı, yürüyebilirdi, onu oraya getirebilecek bir arabası vardı. bu boktan yer için bile oldukça canlıydı.

stockholm sendromu • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin