i will be your death

2K 240 215
                                    

iyi insan ya da kötü insan neydi? pek emin değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


iyi insan ya da kötü insan neydi? pek emin değildi. son zamanlarda adını bile hatırlayamadığı izlediği dizilerden birinde karakterlerden biri şöyle diyordu. beomgyu etkilendiğini, öyle ki izlediği o sahnenin zihnin bir köşesinde hiç silinmeyecekmiş gibi anısını hatırlattığını biliyordu. birine iyi insan diyebilmek için onun kendisine iyi davranmasına muhtaçtı kişi. ama bir insan herkese karşı iyi olabilir miydi ki? böyle bir şey mümkün değildi. iyi veya kötü insan yoktu. bir insan herkese iyi veya kötü olamazdı.

iyi veya kötü.

şartları nelerdi? neydi bir insanı iyi veya kötü yapan? bu sıfatlardan birini hak etmenin koşulu neydi? 

emin değildi.

küçükken tatilden eve döndükleri yolda bir benzin istasyonunda lavaboya giderken annesinin elini bıraktığı anıyı gördü rüyasında beomgyu. zihni neden tekrardan ona bu anıyı hatırlatıyordu şimdi? tam lavaboya girmek üzereyken deli gibi gülerek dişlerindeki kanla bileklerini kelepçelediğini hatırlıyordu adamın tekinin. o gün o kadar çok ağlamıştı ki gözlerini acıdan kapatamamıştı bile. üçüncü günün sonunda açlıktan ölecekmiş gibi hissettiği bir anda gecenin karanlığında babası ve adamlarının onu korkunç gülüşü olan adamın yanından koparırcasına alıp eve döndükleri zaman o kadar geride kalmıştı ki şimdi zihninde anıların saklandığı o kısım pusluydu. beomgyu o zaman dokuz yaşında olmalıydı. ama ne yaparsa yapsın o benzin istasyonunda onu kaçıran garip makyajlı ve kanlı yüzü ile kurtarıldığı günden sonraki bir ay boyunca kabuslarına giren adamı unutamıyordu. çok küçüktü. kelepçe ile bağlanmış bileklerindeki kanlı izlere bakarken algılayamıyordu. babasının düşmanlarından biri yüzünden orada olduğunu bilmiyordu. tek bildiği çok korktuğu ve de karanlığın içinde içi çıkarcasına ağladığı iki geceydi.

peki şimdi biri söylemeliydi. babası mıydı kötü kişi?

gözlerini açmaya çalıştı. sanki göz kapakları bir mumun eriyen kısmıyla birbirine yapıştırılmış, üzerine inanılmaz bir ağırlık çökmüştü. kirpiklerini ayırmakta zorlandı. deli gibi yanan gözlerini açtığında ilk gördüğü mavi gökyüzü olmuştu. rüya görmüştü. uzun bir süredir bu rüyayı görmüyordu. ağzında kötü bir tat vardı ve başı ağrıyordu. bu rüyayı ne zaman görse başına kötü bir şey geleceğini hisseder, huzursuzlaşırdı.

berrak gökyüzünden gözlerini çevirdi. ne ara sabah olmuştu? dalga seslerini duyunca hemen kenarında durduğu denize ardından da hızlıca etrafındaki siyah takım elbiseli adamlara baktı. bir elini kendine çekmek istercesine hareket edince gördü zincirleri. gözlerini hızla elleri ve bacaklarına bağlanmış zincirlere çevirdi. sağ elini hareket ettirip kendisine çekmeye çalışırken birinin ensesine sert bir şeyle vurduğunu hissetti. korkuyla adama döndü. döndüğünde fark etti, bu bir silahtı. "hareket etme ucube." sertçe yutkunurken zincirleri tekrar kendine çekti. rüya olmalıydı.

rüyada olmalıydı.

bacaklarının her birine zincirle bağlanan iri taş parçalarını gördü. gri tuğlalardı bunlar. aynılarından bir çift el bileklerine bağlanmış öylece sert zeminde yerde uzanmış bedeninin yanında duruyorlardı. beomgyu hızla sol elini sağ bileğine atıp demiri gevşetmeye çalıştı. bu gerçek olamazdı. hayır hayır. başını sertçe kaldırıp sonu yokmuş gibi görünen lacivert denize baktı. üzerinde tek bir kuş bile uçmuyor, batmak üzere olan güneşin altında ürkütücü görünüyordu.

stockholm sendromu • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin