first seconds of the new year

2.5K 276 690
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

lakabının namı gerçekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

lakabının namı gerçekti. bunu biliyordu. arkasından kapanan kapıların ardında kendi gözlerinin birkaç saniyeliğine baktığı yere dalmasını sağlayan o lakabı bir kez duymamıştı. defalarca kez duymuştu.

şımarık prens.

yalnız mıydı? evet, belki biraz. ama bu değişmişti. bu lakabı bir kişi  umursamıyordu artık. dağınık güneş gibi sarı saçlarıyla günlerden bir gün oğlanın teki aniden yanına oturduğunda farkında değildi. fakat rüzgarda bir o yana bir bu yana sallanıp yaprak gibi savrulan ve dengesiz geçen günleri o hayatına girdiğinden beri değişmişti.

beomgyu yalnız değildi.

akşam yemeklerine annesinin çağırabileceği biri vardı artık. okul çıkışları gittiği kafede telefonuna baktığı zamanlar gerideydi. çünkü diyordu ya işte bir şeyler değişmişti. parlak gülümsemesiyle bir saniye susmayan, hevesle anlattıklarıyla çocuğun içini ısıtan arkadaşı ve de sıcak lattenin yanına eklenmiş bir çikolatalı süt siparişi vardı artık. playstatiton oynarken yalnız değildi, yılbaşına girerken de öyle. sonunda sınavlar bitip okul kapandığı anda yaz tatili için planlarını sorduğu biri vardı. her şey rüya gibiydi.

insanlara sandığından daha fazla değer veriyordu beomgyu, birkaç günde bunu öğrenmişti.

özlem duygusu netti.

odasının kapısının aralandığını gördüğü an hızla yataktan kalktı beomgyu. gözleri kocaman bir şekilde kapıya baktı. sapsarı bukleleri gördüğü an kapıya olan üç dört adımı da koştu. çocuğu hızla kolundan içeri çekip sarıldı. öyle sertti ki hareketleri, öyle fevriydi ki elleri, oğlan sırtının sertçe kapıya çarptığını hissetti. 

beomgyu, arkadaşına, huening kai'ye sıkıca sarıldı.

gözlerine dolan yaşları hissediyordu. yüzünü huening kai'nin boynuna gömerken tanıdık parfüm kokusunun içinde bıraktığı rahatlama duygusu o kadar belirgindi ki beomgyu tüm duyu organlarıyla hissediyordu bunu sanki. sıkı sıkı sardı arkadaşının boynunu. huening kai belinden tutup beomgyu'yu kendine çekti. "beomgyu." başını geri çekip çocuğun yüzüne bakmak istese de beomgyu izin vermedi. kollarını biraz daha sıkıştırdı. huening kai boynunda bir ıslaklık hissettiği an dudaklarını sertçe ısırdı. "yüzüne bakmama izin ver."

stockholm sendromu • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin