Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
taehyun'u odak alan bakış açısı
bir insanı kaybetmek ne demekti, bilirdi. üzerinden yıllar geçse de zamanın keskin soluğu hayatının cümlelerini taşıyan o kitabın tozlu yapraklarını her dalgalandırdığında o hislerle tek başına baş ederdi.
birini kaybetmenin aşamaları vardı. üç taneydi.
inkar. kabul edemezdi insan. nefesini tutardı. bir gün vardı karşısındaki. ertesi gün ise yoktu izi. bu da ne demekti? nereye gitmişti? ruh bedenden nasıl ayrılırdı ki, daha birkaç saat önce diriydi. beynini içten içe yavaşça yiyen bir tümör gibiydi. hislerle baş edemezdin. sanki şaha kalkan tüyler hiçbir zaman dikliğini kaybetmeyecekmiş gibi hissettirirken göğsündeki kalbin ağırlığını taşımakta zorlanırdın.
iki. uyuşma. alışırdın, hayır bu alışma da değildi. bir nevi duraklama gibi bir şeydi. gözlerin nereye daldığını bilmediği bir noktada kalır, o sırada saatlerce pozisyonunu bozamazdın. açlığı hissetmezdin ya da susuzluğu. sadece herhangi bir duyguyla atma heyecanını kaybeden kalbini fark ederdin. farkına varırdın. sonra ise şu soruyu sorardın: bundan sonra nasıl devam edeceğim?
sonuncusu ise pes edişti. kabul edişin midende bıraktığı bir his olurdu. bir insanın gururunu hiçe sayması gibi bir şeydi. fakat daha ağırı. empatisi yoktu bu duygunun, yaşamayan bilmezdi. gerçeği günlerce inkar ettikten sonra, bir anda hayatın devam ettiğini fark ettiğin an ise kendinden en çok nefret ettiğin an olurdu.
beomgyu kötüydü.
taehyun onu televizyonun önünde iki büklüm bir şekilde saçlarını çekiştirerek ağlarken görünce bir an tüm duygular gitmişti. siktir, çünkü bu kendi hatasıydı. nasıl onu televizyondan uzak tutmayı becerememişti? bunu nasıl unuturdu veya akıl edemezdi? iyi gidiyordu, her şey iyi gidiyordu. çocuğu sonunda kendi evine götürmüştü ve bir süre babası ve tüm boklardan uzakta birkaç gün geçirebileceğini düşünüyordu, ama yalandı. hiçbir şey iyi falan değildi. yolunda değildi.
chun hei yani beomgyu'nun annesine olanları arabadayken, evinin yolunda öğrenmişti ve şunu söylemeliydi. koca bir hasiktir. bunu yapanın kim olduğunu biliyordu. tek bunu değil, taehyun çok daha fazlasını biliyordu. fakat aklında düşünüp dilinin ucundan dışarıya bıraktıklarında o kadar cimriydi ki gardını iyi koruyordu. babasının soyadından bile nefret ettiği o ailenin oğlunu kendi evindeki misafir odasında, elleri bağlı bir şekilde yatağın üzerinde gördüğü o günden beri artık bunu yapmakta hâlâ iyi miydi, emin olamıyordu.