Hayali kurgular ömil

Hayat 17

Selamlarrr.... neler yapıyorsunuz bakayım.. bu bölüm o kadar uzun olmayacak aktifligi korumak için atiyorum canlarım....

İlyas ve ömür geçirdikleri muhteşem gecenin ardından önce çakırbeylilere ardından da façalılara gitmek için otelden çıktılar bavullari arabada hazırdı. El öpme işleri bitince buradan direk kuşadasına gideceklerdi.

Çakırbeyli ailesinin kapısı çaldiğında herkes masadaydı sandalyesinden kalkarak mine açtı kapıyı. "Hoşgeldinizzz" diyerek karşıladi ikiliyi. Onun bu sıcak tavrîna ilyas ve ömürde ayni sıcaklıkla karşılık verdiler.  Içeri girdiklerinde ömür önce hayriye hanıma yöneldi eğilerek elini öptü"günaydın anne" dedi gülümseyerek

"Sana da günaydın kizum" dedi hayiye elini öpen ömüre. Ve sonra sevecenlikle kollarinin arasına aldı. Ömürden sonra ilyas ta annesinin elini öptü " günaydın ana" dedi hayriye ona da gülümseyerek sarıldı "günaydın uşağum" dedi.

Ömür ve ilyas hayriye hanımdan sonra herkesle sırasıyla selamlaştı." Mine uşagumla kizuma servis aç da" diye seslendi hayriye mutfaga doğru giden mineye. Mine daha cevap vermeden ilyas girdi araya "yok ana yok tokuz biz, el öpmeye geldik fazla kalmayız" diyerek mineyi durdurdu.

"Abi bi çay içersiniz ama dimi" diye sordu mine. Minenin bu sorusuyla ilyas ömüre baktı ömür gözleriyle onayladı "iceriz minecim bana açık koy" dedi ilyas masaya her zamanki yerine yöneldi boştu cunki onun yanina da ömür oturdu.

" ee amca balayına nereye gidiyorsunuz" diye sordu zeynep merakla "kuşadasına gidiyoruz canım ömür daha önce gitmiş ama ben hiç gitmedim"diye yanıtladı zeynebin sorusunu ilyas "ne zaman çikacaksiniz peki yola" diye sordu bu seferde ömer " buradan abimlere gecicez oradan da yola çikarız herhalde dimi ilyas" dedi ömür "evet hayatım şu çaylarımizı içip kalkalım ama" dedi ilyas

Mine çayları getirmişti çay esliğinde biraz daha sohbet ettiler. Bardaklar boşalmis ömür ve ilyas artik kalkmak için hazırlaniyorlardi. Tam kapıda vedalaşirlarken bi hızla zeynep indi merdivenleri "hıh amca daha gitmemişsiniz iyi" dedi soluk soluğa "hayrola zeyno" dedi ilyas merakla " ııı benide hasmet abilere götürümüsünüz acaba dedi fermanı özledim de" dedi en şirin tavrıyla

" eee çüş kızım bari benim yanımda söyleme" dedi hızır "ay ne var baba sevgilim o benim ve sevdigimi söylüyorum sevnek suç mu" dedi isyankar sesigle zeynep meryem çikacak polemiğin farkıma vararak araya girme hissiyatı duydu "hop hop hop tamam, hadi hızır abartma hadi " dedi zeynep tekrar dikkatini amcası ve yengesinin üzerine verdi.

"Tamam hadi geç eşşekk sıpası seni" dedi ilyas gülerek "amca eşşek sıpası falan ayıp oluyor kaç yaşındayim ben artık" dedi zeynepte ilyas gibi gülerek. Ücu beraber arabaya bindiler konuşa konuşa façalı eve gelmişlerdi. Onları kapıda karşilayan ferman boynuna dolanan zeynebin kollarına karşılık vermişti. En son ilyasın yalandan uyarıcı   boğazını  temizleme sesiyle ayrıldılar. "Kusura bakma enişte buyrun geçin" diyerek kapının önünden çekildi ferman.

Onlar kapıdan girerken ikilinin geldiğini gören hasmet oturma odasındaki oturduğu koltuktan kalktı "hoşgeldiniz gencler, sende hoşgeldin zeynep" dedi kibarca "hoşbulduk hasmet abi" dedi zeynep " hoşbulduk " dedi ömür ve ilyasta.

Ömür içeri girdikten sonra etrafına bakındı" behzat yok mu " diye sordu"uyanmadı daha" diyerek güldü hasmet. "Saat iki olmuş daha ne uykusu bu böyle" dedi ömür "hala başına gidil uyandırıyorum  beş dakika daha diyor hop vuruyor kafayı yine yatıyor yirmi sefer yaptım odayla burası arasında" dedi ferman "halla halla tamam uyusun da saat epey geç olmuş hasta filan olmasin" dedi bu sefer endişeliydi sesi

O tam merdivenleri çikmak için yönelmişti ki gerek kalmadı çünkü behzat gözlerini ovuşturarak iniyordu zaten " bi uyutmadıniz ya biri tepeme gelir öbürü evin içinde bağırır" diue söylendi. "Behzat saat olmus öğlenin ikisi daha ne uykusundan bahsediyorsun acaba" diyerek gözlerini devirdi ömür.