ihtimaller 3

332 14 4
                                    

Yeni bölümden herkese merhabalarr. Umarim bir önceki bölümü beğenmissinizdir. Ve umarım bu bölümüde beğenirsiniz. Ve evey farkindayım bölüm cok kısaydı ama sizde beni anlayin lutfen uzun bi süredir yazamiyorum ama merak etmeyin bölüm uzunlukarı gun gectikce uzayacak.

O zaman herkese iyi okumalar

Ha bu arada bir önceki bölümde ömur ve ilyasın ikizlerini 3. Bölümde atacagımı söylemistim

Berra ve Zehra ile tanışın

Özlem ve Alparslanın münakaşasini tiz bir zil sesi bölmuştür

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Özlem ve Alparslanın münakaşasini tiz bir zil sesi bölmuştür. Mine kapiyi acip tanimadigi surete " buyrun kime bakmiştıniz" diye sormustu.

"Ben Hızır Çakırbeyliye bakmiştım"dedi karşi taraftaki kişi. Evdekiler kurulan cümleden çok gelen ses tonuna şasirmişlardi. Hepsi oturdugu sandalyelerden bir bir kalkip kapının önüne gelmislerdi.

Karşılarında Meryem , Zeyno ve Ömerı gören aile üyeleri oldukça saskındı. İlk konuşan minikler oldu Berra babasını bacagina yapismis ve " baba bunlar kim " diye bi soru ortaya atmişti.

Meryem önce konusan miniğe ve ona tipa tıp benzeyen kardeşine baktı. Zehrada annesinin arkasına sinmişti. Meryem ikisinin ortasına diz çöktü "merhaba güzellikler ben meryem tanısabilirmiyiz" diye narince sordu.

Berra ve Zehra anne ve babasına bakıp onay aldıktan sonra meryemin iki yanına geçtiler "ben Berra" dedi meryemin sagındaki kiz "Ben de Zehra" dedi solundaki minikde. "Sizin ne güzel isimleriniz var öyle, çok da tatlısıniz maşallah " diyerek yanaklarından öptü.

Meryem kizların yanindan dogrulup ayaga kalktiginda kendisine merakla bakan aile üyelerine döndü "eee noldu sizin misafirperverliginize beni kapinin ağzında mı ağırlayacaksınız yoksa" diyerek ufak bi kahkaha attı.

Hayriye hanım öne  atılıp kızı yerine koydugu ve her zamanda kızı gibi kalan kadının kollarini tuttu "olur mu hiç öyle şey kizim" diyerek önce kendine çekti daha sonra ise sımsıkı sarildi. "Hoşgeldun evune , barkuna" diyerek geri çekildi " buyur hayde geç içeri" derken de eli ile oturma odasini gosterdi.

Meryem önde içeri girerken çocuklarda önce babalarına ardindan da babaannelerine sarılarak annelerinin arkasindan içeriye geçtiler.

Oturma odasında yine bi sessizlik hakimdi. Mine ne çocuklari ne de meryemi tanitigi için meraklica onlari inceliyordu. Ömür ise isimlerini biliyordu ama daha önce karsılasmak pek nasip olmamisti. Sadece ilyas bazen eski anıları anlatirken geçirmisti isimlerini. Özlem zamanında ömür ve mineden daha çok içli dışlı olmustu bu üç kisiyle.

Meryem türkiyeden giderken ona meryem abla derdi ama şu durumda yenge diye hitap etmesi daha uygun düşerdi. Aradan akip giden zaman şu durumdan bile anlasılabilirdi bence.

İlk önce Hızır konuşmak icin bogazini temizledi " hangi ruzgar atti sizi buralar Meryem hanım " aslında en çok o sevinmisti cocuklari ve meryemin tekrar buraya ona dönmelerine ama kendince kuyrugu dik tutma çabasina giriyordu. Yoksa su an bir dakika bile durmaz meryemi içine katacak kadar sarilirdi o kadar çok ozlemisti.

Hayali kurgular ömil Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin