Harita

27 12 3
                                    

Güney tekrar haritaya döndü haritanın üzerindeki işaretli bölgeyi işaret parmağıyla gösterdi.

"Muhtemelen Dokdor patric in söylediği yer burası"

İşaretli yeri gösderir ken Güneyin de parmağı titriyor du. Muhtemelen o da benim kadar üşümüşdü galiba.

"Tamam gideceğimiz yer belirli şimdi nerden gideceğimizi belirlemeiz gerek"

Güney başıyla onayladı.
Soğuk dan titreyen elimle yolu göstermeye çalışdım.

"Eğer bu yoldan gidersek ana yola daha çabuk ulaşırız ve ormamlık alanlara girmemiz gerekmez."

Hava çok karanlık dı haritayı aydınlatan bir fenerden başka bir şey yokdu. Herhangi bir zombi gelse görmezdik bile veya Asırın adamları bir nevi tamamen savunmasız dık. Güney ikimizin de fazla üşüdüğünü anlayınca haritayı kaldırıp cebine koydu.

"Bunları yarın konuşalım artık"

"Tamam peki şuan napmamız gerek"

"Isınmamız gerek artık bir birimize yakın uyursak vücut ısımızı koruya biliriz."

Dondurucu soğuk dan dolayı bu fikire karşı koyamadım. Çantama sıkıca sarıldım. Ağaca yaslanmış dık ve yan yanay dık. Uykuya karşı koyamayan bedenim kısa süre içinde hafif ve endişeli bir uykuya daldım.
Tekrar uyandığım da Güney çokdan uyanmış haritayı inceliyor du. Yerimden doğrulup Güneyin yanına gitim. Haritanın üzerinde birkaç yeri daha işaretlemiş 'di.
Saçma sabah konuşmlarını umursamadan konuya girdim.

"Dün belirleeiğimiz yer için bugün yola çıkacağız değilmi?"

"Evet bir kaç yere daha göz atım
Şimdi yola çıka biliriz "

"Tamam ozaman"

Yerden çantamı aldım Güneyde çantası aldık dan sonra yola çıkdık yol boyunca bir kaç kısa konuşma dışında sohbete girmedik.

"Hala sağlam uyandığıma şükrediyorum"

"Senden erken uyandığım için ola bilirmi acaba "

"Tamam erken uyanmış olabilirsin ama tüm gece boyunca uyumadığın anlamına gelmiyor"

"Yani tam uyuduğum anlamına gelmez"

Galiba tüm gece boyunca ara ara uyanmış dı. Verdiği cevap beni biraz mahcup etmişdi.

"Hııı kusura bakmaya bilmiyordum."

"Şuan bunların hepsini bir kenara bırakmamız gerek çünkü yapmamız gereken bir görev var"

Yolun sonunu göstererek.

"İstikamet görev yeri kapdan"

Kısa bir kıkırdaman sonra zombiler yine ortaya çıkmaya başlamış dı.

"Koşmamız gerek çok fazlalar "

"Şuan emin olduğum tek şey bu olabilir"

Ardımıza bakmadan koşmaya başladık. Bu şeylerin bi türlü durmayacağını anlayınca bir kafeye saklanmaya karar verdik.
Bir kaç kilometre ilerideki kafeyi gösterdim.

"Kafeye sığına biliriz"

"Hızlı ve sesiz adımlarla kafeye ilerledik"

Kafenin pencerelerin den bile bakınca içerisinin ne madar zombi dolu olduğu belli oluyordu. Ya bu yaratıklar tarafından parçalınıcaz dık ya da içeride kapan kısılacazdık.

"Güney sen kapıyı aç ve kapının arkasına "

"Olmaz Ba-"

Sözünü tamamlamadan kesdim.

"Güney sadece söylediğim yap lütfen"

Kafedeki zombiler bizi görüp çok dan kapıyı zorlamaya başlamışlar dı.

"Üç dediğimde"

Başıyla onayladı.

"Biir ikii üç "

Güney hızlıca kapıyı açıp arkasına sığındı.


**********

Oy vermeyi takip etmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Sonraki bölümde görüşmek üzere.

Kanlı İstilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin