Güneyin kapıyı açması ile birlikde kafede bir kaç zombi dışında kalmadılar. Çoğu kafeden ayrılınca hızla kafeye girdik Güney kapıyı tutmaya çalışırken ben içerideki bir kaç zombiyi öldürdüm. Zombileri öldürdülden sonra ağır masalardan birsini itirerek kapıya yaslamaya çalışdım.
"Lanet olsun bu masa harekert bile etmiyor"
Güney kapıyı kısa bir süreline bırakıp yardım edince masayı kapının önüne itire bildik. Biz masayı itirirken bir kaç zombi elerini kapıdan içeriye uzatmış dı bile,Güney eline aldığı bıçağı hızlı hızlı zombiler in içerideki elerine saplamaya başladı.
"Rahat bırakın artık lanet olası yaratıklar"
Kopan zombi eleri masanın üzerine düştü bu istila boyunca gördüğüm en iğrendirici görüntü olabilir di. Yerde bulduğum bir kaç dağılmış dergiyi parçalayarak kapının camlarına tutururken,Güney kafenin perdelerini indiriyor du. Penceleri kapama işi bitince içerisi iyice karanık olmuşdu. Yiyecek bir kaç şey bulma umuduyla kafeyi gezmeye başladım.Bulduğum raf benzeri şeyin üzerini elimle yoklamaya başladım karanlık pek göremediğim ayak parmaklarımın üzerine kalkarak biraz daha yoklamak istedim galiba bardak olan birsürü şey vardı. Ben rafı yoklarken raf birden kırılıp cam pardaklarla birlikde üzerime düşdü. Düşen bardaklar dan olacak ki vücudumun çeşitli yerlerinde bir çok kesik oluşdu.Oluşan kesiklerin canımı yakmasından dolayı istemsizce küçük bir çığlık adım.Güney çıkan sesler den dolayı olucak ki kısa süre içinde olduğum yere geldi.
"Bade Bade noluyor burda naptın sen yine?"
Acıdan dişlerimi sıkarken konuşmaya çalışarak tan birkaç kelime mırıldandım.
"Bir kaç kesik sadece"
Önümü görmeye çalışırken pencerenin yanındaki masalar dan birine oturdum.
"Güney şu perdeler den bir kaç parça yırtıp verirmisin"
Güney aldığı bıçakla perdeden bir kaç parça koparıp masanın üzerine bırakdı kolarım daki cam parçaların dan kurtularak perde parçalarını kulanarak kesik yerleri sardım ulaşamadığım yerleri Güney sardı acım az da olsa dinmişdi buna rağmen hala mikrop kapmasından korkuyordum.
"Bu kesikler böyle kalırsa mikrop kapa bilirsin"
"Farkındayım"
Güney olduğu yerden kalkarak kapıdaki dergileri sökdü.
"Güney neyaptığının farkındamısın?"
"Buralar da alkol benzeri şeyler olmalı kesiklerin mikrobunu kırar bulmak içinde içeriyi biraz aydınlatmak gerek"
Dergiler den birkaçını sökünce içeriye nihayet biraz gün ışığı girdi. Masaların üzerlerini,dolapları,çekmeceleri bir çok yeri aradı uzun bir arayış dan sonra elinde küçük bir şişeyle tekrar döndü.
"Şimdi yaralarını açıp biraz alkol döküp tekrar kapatacağız"
Güney bez parçasına biraz alkol dökdü.
"Biraz yanıcak malesef"
"Sorun değil"
Alkole ısladığı bez parçasını hafifce koluma basdırdı. Acıdan yanan kolumla yüzümü buruşturdum.
**********
Oy vermeyi takip etmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Sonraki bölümde görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı İstila
Ciencia FicciónKanlı bir istilanın ortasın da acımasız,korkunç,vahşet bir lider tarafın dan kampa kaçırıldık. Kamp'dan kurtulma çabalarımız ile birlik de tanışdığımız bir yabancı tarafın dan ihanete uğradık. Belki dünyayı kurtaramadık ama bunun için çok çabaladık...
