12

16.3K 649 45
                                    

Kendimden bu performansı beklemiyorudm.

İki gün zamanında bölüm attım, 💃🏻💃🏻

Yüzünüz biraz gülsün, yeni yıl ne de olsa, canım okurlarım.

🤭❄


Saat gecenin biriydi. Ve tahmin edin, şu an Uğur ne yapıyor. Oturmuş pepee izliyoruz. Arada bir dede rol play de yapıyor. Nasıl bir eve düştüm.

"Uğur, çocuğum pepe izleme zamanı mı?" Bana göz devirdi. Hayda.

"Sus, ve tadını çıkar." Bu adam cidden kafayı kaçırmış.

"Tamam, şu an seninle olmaktan rahatsız değilim. Ve ya kendimi güvesiz hissetmiyorum."

Tüm bunlar, beni rahatlatmak içindi. İki saat önce, yaşadıklarım yüzünden kimseye güvenmediğimi söylemiştim. O da beni rahatsız etmemek adına, ne bana bakıyor ne de başka bir şey yapıyordu.

Bir kere bile olsa bana bakmamıştı. Üstümde, Uğur'un basketçi şortu vardı. Üstümde durmadığı için, mandalla arkadan bağlamıştı şortu.

'Uğur, sana güvenim sonsuz." Duyduğu şeyle kafasını arkaya attı. Televizyonda olan çizgifilmi durdurdu.

"Rüya, sana rahatsızlık vermek istemiyorum." Dediği şeyle eğilip yanına oturdum. Ellerini tutarak yüzüne baktım.

"Uğur, sen bana rahatsızlık değil, güven veriyorsun. Anla artık." Gülümsemesiyle içimde olan kelebekler harekete geçti.

"Lütfen artık bana rahatsızlık verdiğini düşünme, cidden sevdiğim bir insandan rahatsız olmam mümkün mü?" Çok hızlı ilerliyordu olay. Ben bile bu hıza yetişemem.

"Sevdiğin?" Gözlerinde paralayan ışık, kalbime işliyordu. Şu ana kadar, bir kez bile bel altı şaka, ya da o gözle bakmamıştı. Bunu hissedebiliyordum.
Polis olması kenara, gülümsemesi bile bana güven veriyordu.

Kafamı salladım. "Sevdiğim." Ellerini elimden ayırıp, belime yerleştirdi. Benim de boşta kalan elim boynuna giderken, vücutlarımız birleşmişti.

Saçlarını okşarken, o kafasını boynuma koymuş sakince duruyordu. Nefes alış verişleri az önce hızlı, şimdiyse normale dönmüştü. Elimi saçından çekerek koltuktan yastık aldım. Elimi çekmemle doğrulurken, yastığı televizyonun önüne bıraktım.

Yere uzanırken, hafid gülümsedi.
"Soğuk olacak yavrum, kalk koltukta uzan." Dediği şeyle ellerimi karnıma vurdum. Sırıtarak kafasını karnıma yasladı. Huzur işte buydu. Yıllardır aradığım huzur. Saçlarını okşuyordum.

O da televizyondan film arıyordu. Çalan telefonumla, sağımda olduğu için kolaylıkla uzanıp aldım. "Annem" yazısını gördüğümde gözlerim yerinden çıkacakmış gibi açıldı.

"Uğur," sessizce söylediğim şeyle, rahatsızca yüzüme baktı. "Kötü bir şey mi var güzelim?" Endişesi sesinden belliydi. "Annem." Dediğim şeyle yerinde doğrulurken, 'aç' dedi fısıldayarak.

Telefonu açtışımda, annemin sesini duydum. Televizyonu durdurup, konuştum.

"Anne?" Gelen bulaşık sesleriyle, iyice gerildim.

"Neredesin, Rüya?" Büyüdüm artık diye çığlık atmak istiyordum.

"Anne ben," dediğim şeyle, sinirle nefes aldı.

"Kimin evindesin, ve hastaneye yanına gittiğin çocuk kim!?" Sinirlendiği her türlü belliydi. Hoporlörde olmasa bile, bağırdığı için Uğur duyordu.

Dudaklarını öne büzmüş, gözlerini kocaman açmıştı. Telefonu elimden aldığında ne yaptığını anlamaya çalıştım.

Hemen ayağa kalkıp, koltukta olan kiyafetlerimi yanıma koydu. Annem telefondan bağırırken anlamaya çalışıyordum. Sweat'imi kafamdan geçirdikten sonra ayaklarımı battaniye ile örttü. Zaten şort dizimden aşağı da. Neyin şekli, şüklü.

Görüntülü aramaya bastığında, ayağa kalkarak koltuğun arkasına saklandım. Aklını mı kaçırdın şapşik?

"Merhaba efendim." Saygılı bir şekilde konuşunca koltuğun arkasında izlemeye başladım. Ne yaparsın Osman'ım?

"Sen kimsin!?" Annem'in sesiyle korku tüm bedenimi ele geçirdi. Allah'ım sen yardım et.

"Efendim ben kızınız'ın ciddi düşündüğü insanım." Koltuğun arkasından 'tü sana!' Diyerek parmağımı salladım. Köpek gibi bir pozisyonda durmuş, bunları izliyordum.

"Rüya nerede?!" Koltuğun arkasından çıkarak, Uğur'un yanına oturdum. Aklıma bir şey gelmiyordu. Ne yapsam da kurtulsam.

Buldum!

"Anne bu Uğur." Annem telefonu sinirden nasıl tutacağını bilmiyordu.

"Geberteceğim seni Rüya!" Dediği şeyle dudaklarımı büzdüm.

"Açıklaya bilirim!" Uğur bana, 'nasıl yapıcalsın salak.' bakışı atarken gözlerimi bereltip dişlerimi sıktım.

"Anne, Uğur'un bavulunu topluyorduk, iki gün sonra babamla tanışmaya geliyor." Annem'in gözleri fırlayacakmış gibi olurken, Uğur "Ne!" Diye bağırdı.

Annem'in eli çarpıp telefonu kapatmıştı. Uğur'un sıratarak bana baktığını gördüm.

"Nikah için gün alalım."

Polis Bey Uğur | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin