"Acıttığını söylediğimde gülümsemişlerdi, acıttığını bildiklerinden..."
Çubuk krakerimi ağzıma attıktan sonra salıncağı daha da hızlandırdım. Saçlarım uçuşurken okyanusun üzerinde kurulmuş bu salıncağa bir kez daha aşkla baktım. Mükemmel manzara eşliğinde bu sefer dondurmadan bir ısır aldım. Geriye doğru kendimi çektikten sonra hızla öne doğru ilerlediğimde birden salıncağın ipi koptu. Avazım çıktığı kadar çığlık atıp okyanusa düşmeye başladım.
"Uyan Asker!"
Sırtıma vuran biri ile hızla doğruldum. Etrafımdaki askeri üniforma giymiş erkeklere şaşkınlıkla bakarken komutan karşıma geçti.
"Ne duruyorsun? Koş!"
Biri beni öne doğru ittirdiğinde garip bir kapıdan geçip dağa geldim.
"Ay akşamdan ışıktır!" arkadan bağıran biri ile yanımdaki askerlere baktım. Botları ile koşuyorlardı ama benim ayaklarım çıplaktı?
"Yaylalar yaylalar
Yaylalar yaylalar!"Anlamsızca ayak uydurmaya çalıştım ve yan taraftaki çocuğun uzattığı silahı elime aldım.
"Yüküm şimşir kaşıktır
Dilo dilo yaylalar
Yüküm şimşir kaşıktır
Dilo dilo dilo yaylalar"Ne?
Nereye gidiyoruz? Benim burada ne işim var?
"ELİZ!"
Telaşla doğruldum.
"Efendim Komutanım!"
Etrafı saran aydınlık ile dimdik oturduğum yatağıma baktım. Rüya mıydı yani? Böyle rüya mı olur?
"Komşu kızını zapteyle
yaylalar yaylalar
Yaylalar yaylalar
Bizim oğlan aşıktır
Dilo dilo yaylalar
Bizim oğlan aşıktır
Dilo dilo dilo yaylalar"Telefonumdan gelen ses ile kaşlarım havaya kalktı. Bunu kim açmıştı? Sabah sabah bu da neyin nesiydi şimdi? Üstelik son ses?
Sinirle telefonumu kapatırken ayaklarımı yere koydum. Korkunçtu. Tövbe Bismillah.
Dağılmış saçlarımı geriye atıp derin bir nefes çektim. Gelişi güzel bir şekilde üstümü giyindikten sonra saçlarımı topladım. Uğursuzluk mudur nedir?
Çantamı alıp hızla merdivenleri inerken hafifçe başım döndü. Acıkmıştım sanırım. Bir ekmek alıp ağzıma tıktım ve telaşla çıktım evden. Koşarak bayırı çıktığımda geç kaldığımı anlamak zor olmamıştı. Elimi çantama atıp cüzdanımı çıkartırken soğuk metal tenime değdi. Kaşlarımı çatarak saatti elime aldım. Ah, Derin...
Otobüsü görünce hızla bir onluk çıkarıp hazır ettim. Otobüs durduğunda içerisinin boş olduğunu görmek beni oldukça mutlu etmişti. Hemen ücreti verip boş bir koltuğa oturdum. Sonrasında ise içimdeki merak şahlandı. Çantamdan saati çıkartıp incelemeye başladım. O kadar naif bir tasarımdı ki... Çok pahalı olduğu resmen belli oluyordu.
Saati birkaç kez elimde döndürdükten sonra sol bileğime koydum. Bir kez denemekten ne zarar gelirdi ki? Hem eve dönünce anneme Derin'i gambazlayabilirdim. Alt dudağımı ısırıp saati özenle taktığım sıra birinin eli sertçe omzuma vurdu. Derin bir nefes alıp arkamı döndüğümde görmeyi hiç beklemediğim biri bana alayla sırıtıyordu.
"Senin şu 20 lira sanırım 60 falan oldu." dediğinde gözlerimi kırpıştırmıştım ki bir anda bileğime saplanan , iğne benzeri, şeyler ile olduğum yerde doğruldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MiMi "İyi Kızlar Ölür"
Science FictionSessizlik #1. 06.03.02022 MiMi, dünya üzerindeki en akıllı yapay zekâ. Kendine bir yönetim kurmuş ve bu yönetim ile bir şeylerin önüne geçmeye çalışmaktadır. Bunun en büyük sebebi ise bir önceki sahibidir. Eliz, aşırı sakar ve aptal olduğu i...