"Tırnaklarıma toprak doluyor, insanlar ise hâlâ yıldızları sayıyor..."
Derince bir soluk alıp verdim. Elimdeki pinpon topu ile koşuyordum. Bugün koşarken havaya atıyor, tutuyor ve tek ayağım üzerinde sekiyordum. Saatin anlattığına göre bu benim reflekslerimi ve dengemi geliştirecekmiş.Sabahın köründe kalkmak çok zor olsa da, sanırım kullandığım vitaminler nedeniyle, kendimi yorgun ya da bitkin hissetmiyordum. Hatta tam aksine giderek dinçleşen bir yanım vardı.
"Günaydın!" arkamdan gelen ses ile yüzümde istemsizce bir gülüş oluştu. Pinpon topunu ellerimin arasında saklayıp arkamı döndüm.
"Günaydın." dediğimde gülerek gözlerime baktı. Üzerinde bir badi vardı. Altında ise siyah bir eşofman.
"Azmine hayranım Eliz." dedikten sonra, tebrik edercesine, beni alkışkadığında balkonlarının altına geldim. Kafamı geriye atıp da gözlerine bakarken içimde garip bir mutluluk vardı. Sanırım ilk kez...arkadaşım oluyordu.
"Ben de senin pozitifliğine hayranım." dediğimde daha da gülmüştü.
"Hadi git hazırlan." diyerek işaret parmağını bileğine vurarak akan zamanı ima etti. Hızlıca başımı sallayıp geri geri gittim.
"Görüşürüz!""Görüşürüz!"
Koşarak eve geldikten sonra hızlıca bir duş almıştım. Saatin verdiği tariflere dayanarak hazırladığım kahvaltıyı etmiş, vitaminlerimi almış ve servisi beklemek adına yola çıkmıştım.
"Doğa, mucizevi bir döngüyü ele alan bir sanattır. Su, oksijen ve güneşin mükemmel uyumu ile hayat bulan dünya insanların çözemediği milyonlarca sırrı içerisinde barındırır.
Şimdilik senin bilmen gereken kısım..."
Gözlerimi kapatıp, ninni gibi gelen, saatin dersini dinlemeye başladım. Her boş anımızda bana bir şeyler anlatıyordu. Normalde sıkıcı bulduğum her şeyi , merak uyandıracak şekilde, çok güzel bir dille anlatarak beni cezbediyordu.
Şaşkındım.
Bir anda gelen cızırtı sesi ile kaşlarım çatıldı.
"Bak şimdi, servise binince suyu direkt yüzüne atacağım."
Burçin?
Bu sesler de nereden çıkmıştı şimdi."Şükreder şimdi o."
Bir başkasının lafı ile gelen gülüş sesleri iyice gerilmeme sebep olmuştu.
"İstersen, canlarını sıkabilirim." diyen saat ile kaşlarımı çattım.
"Anlamadım."
Servis köşeyi dönüp de önümde durduğunda derince bir nefes aldım.
Servise binmek üzereyken arkadan gelen başka bir arabanın korna sesi ile kaşlarım çatıldı.
"Sana getirdiğim arabaya binebilir misin?"
Merakla geri çekilip arkadaki arabaya baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MiMi "İyi Kızlar Ölür"
Ficção CientíficaSessizlik #1. 06.03.02022 MiMi, dünya üzerindeki en akıllı yapay zekâ. Kendine bir yönetim kurmuş ve bu yönetim ile bir şeylerin önüne geçmeye çalışmaktadır. Bunun en büyük sebebi ise bir önceki sahibidir. Eliz, aşırı sakar ve aptal olduğu i...