"Sana, yıldızlardan taht yapsaydın bana ayın güzelliğini anlatırdın..."
Umut?
Gurur?
Tatmin?
Hiçbiri şu anda içimdeki hissi anlatamıyordu. Kalbim atmak istiyordu ama durmuş gibiydi. Nefes alsam ciğerlerim patlayacaktı sanki ama hiç çekemiyordum içime.
Ölüyor muydum?
"Aslında..." dedi bir adım geri giderken. Gözlerimi kırpıştırıp gözlerine baktım. "...sanırım..." bir adım daha gittiğinde telaşla doğruldum. Gitme.
Elimi kaldırıp uzattığımda ikimiz de durmuştuk. Ben onu ürkütüp kaçırmaktan korkarken o benden korkuyordu. Benden neden korkuyordu bilmiyorum. Her şeyi öğrendiğim için mi?
"Dur." dediğimde arkaya sakladığı elleriyle durup zorla yutkundu.
Kaybetme korkusu. Bulmuşken bile kaybolacak hissinin verdiği korku. Karşımda duruyor olsa bile.
"Nereye?" dediğimde gözlerini etrafta gezdirdi.
"Ben özür dilerim. " dedi en son. "Biliyorum en başında söylemeliydim, aptalca şeyler yaptım, kendi içime attım..." dediğinde üzerine birkaç adım atmıştım ki gerilemeye başladı. "...anlatmayı istedim ama bu o an hiç mantıklı gelmedi. Babamın bir şerefsiz olduğunu..." iyice yakınlaştığımda gözlerimden kaçmak için başını eğmişti. "...senden..."
Lafını bölüp de devam ettirince kafasını hızla kaldırmış ve gözlerime bakmıştı.
"Benden uzaklaşmaya bile çalıştın."
Gözlerini nereye çevireceğini bilemedi. Tedirgin hâli o kadar garibime gitti ki. O serseriydi. O Baha'ydı işte. Bağırıp çağıran, hiçbir şey umurunda olmayan, serseri.
Uzanıp da bir anda sarılınca, düşmemek için, geriye yalpaladı. Yine de bırakmadım. Kolları bedenime sarıldı.
"Özledim." dedim ağlayarak.
Öyle ki kokusu buram buram ciğerlerime dolarken yüzümde aptal bir gülüş vardı. Hem ağlıyor hem gülüyordum.
Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, etrafta olan biten hiçbir şeyin sesini duyamıyordum.
Sadece... derin bir nefes sesi, ufak bir fısıldı.
"Ben de özledim..."
.
.
.İşte bu kadar!
Hikayem diğerleri gibi güzel ya da şaşırtıcı başlamamıştı. Hayatım fazla sıradan ve fazlaca sıkıcıydı. MiMi ile tanışana kadar.
Her şey olması gereken yere oturmuş ve hayat bana sabrettiğim her şeyin karşılığını fazlaca vermişti.
Nasıl mı?
"Hey Eliz!" diye bağıran Yağız'ın yanındaki Büşra kafasındaki kebini kaldırıp salladı.
"Burdayım!" diyerek bacaklarıma dolanmış cübbemi düzelttim ve olduğum yerde birkaç kez zıpladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MiMi "İyi Kızlar Ölür"
Ciencia FicciónSessizlik #1. 06.03.02022 MiMi, dünya üzerindeki en akıllı yapay zekâ. Kendine bir yönetim kurmuş ve bu yönetim ile bir şeylerin önüne geçmeye çalışmaktadır. Bunun en büyük sebebi ise bir önceki sahibidir. Eliz, aşırı sakar ve aptal olduğu i...