MiMi "İyi Kızlar Ölür"

28. MiMi "İyi Kızlar Ölür" ☠️

    "Saygıyı susmakta sanıyorlar..."

   Üzerimdeki kıyafete bakıp derin bir nefes aldım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, MiMi defalarca kez beni uyarmak zorunda kalmıştı. Ancak bir türlü sakinleşememiştim. Ta ki Haydar elime bir beyzbol sopası ve muşta verene kadar.

   Minik yumruklarım artık daha tehlikeliydi ve silah ile başkalarına zarar verebileceğim için beyzbol sopası vermişlerdi. Artık bir mafya çetesinin elemanıydım.

    Ben bir ... mafyaydım.

   "Hazır mısınız?" diyen ele başımız Levent abi ile derince bir nefes aldım.  Herkesin sessizliği bir onay gibiydi. "Saldırın!"

    Mafya olmanın altın kuralı.

    Kural falan yok!

    Bam bam bam!

    Kafamdaki motorcu kaskını düzeltip bayırdan aşağı kayarak inmeye başladım. Saatlerdir pusuda yatmış, Rusların yemek vardiyasına girmesini beklemiştik. Şimdi tıkın tıkına yemek yerlerken nöbetçilerinin icabına bakacaktık.

    Son kısımda yapraklar etrafa saçılmışken sopamı yere dayayıp doğruldum.

   "Vurmadan önce derin bir nefes al ve tut. Kendine güven, olman gereken kişi bu. Güçlü ve kendine güvenen bir kız!"

     MiMi'nin sözleri ile hızla sopamı kaldırdım ve bana doğru gelmekte olan adama salladım. Bir anda geriye doğru eğilmiş ve sopamdan kurtulmuştu.

    "Iskaladın." diyerek dalga geçtiği sırada kafamı iki yana salladığımda kaşlarını çatmıştı ki bir anda beşliğine tekme attım. Acıyla inlemiş ve iki büklüm olmuştu. Hiç düşünmeden bu sefer sopayı kafasına indirdim. Acımasız bir kız değilim ama çatıda yediğim dayağın tadı damağımda.

    "Asla ıskalamam çünkü vizyonsuz bir savaşçıyım."

      Nefes nefese doğrulup etrafa bakındım. Garip bir çadır vardı ve içimden bir ses bu çadırın içinde önemli bir şey olacağını söylüyordu. Yanımda dövüşen Haydar'a kısa bir bakış attım ve hırpaladığı adamın bacağına vurdum sopamla. Gülerek bana bakarken arkasından gelen bir adamın attığı yumruk ile kaşlarını çatıldı.

   "İşte bunu yapmayacaktın." dedi ürkütücü bir ses ile. "Bittin sen."
  
     Onun bu lafı ile adama dalışına baktıktan sonra hengameye bakıp derin bir nefes aldım.  O sırada gözüme yerdeki bir ışıltı takıldı. Bir çakı. Koşarak lastiklerin arkasını dolandım ve demir bir kovayı alıp ilerimdeki adamın kafasına geçirdim. Kafasından çıkarmasına fırsat vermeden de muşta ile kovaya yumruk attım. Çıkan yüksek ses ve adamın bağırışı birbirine karışmıştı. Ölümcül darbeyi de attıktan sonra dizlerinin üstüne düşürmüştüm.

    Nefes nefese çakıya koşarken ayağım bir halata takıldı. Yüzüstü yere düşsem de kask beni bir hayli korumuştu. O sırada düştüğümde için yumruğu boşa giden bir adam da yanımda yere düşmüştü. Elimden düşen beyzbol sopama baktım ve hemen ardından uzanıp elime aldım. Yere düşen adam da emekleyerek üzerime geldiği sıra sopamı doğrultmuştum ki Muzaffer geldi. Adamı belinden kavradığı gibi tutup fırlatmıştı. Şaşkınlık içerisinde ona baktım ancak adamı yumruklamakla meşguldü.