Multimedia Tuna
Gülce'den
-Demet saçmalamayı bırak artık. " diye bağırdım. Anlamıyor ki beni öldürmek istiyorlar diyorum yok Mete çok tatlı yok Mete iki gündür çok iyi davrandı. Çocuğu var ayıp be.
-Tamam ama çok tatlı Gülce." Allah'ım yine başladı. Artık çok sıkıldım bu konuşmadan. Bu lanet hastaneden kaçmam lazım.
-Hadi ama bu kokudan midem bulandı gitmek istiyorum. "diyen Elif'e hak verdim. Bende gitmek istiyorum.
Demet ile Elif işlemleri hallettikten sonra hastaneden çıktım. Neyseki Demet susmuştu. Biraz daha konuşsaydı ağzını dikecektim.
**
Demetlerin evine geldiğimizde derin bir nefes aldım. Sol kolum alçıda olmasından dolayı üzerimdekilerden kurtulmam için Demet bana yardım etti. Burdan taşınma fikrini biraz erteleyebilirdim.
**
-Gülce, Mete hiç Cengiz'e benzemiyor. Aksine çok tatlı, çok kibar bir insan. Çocuğu olabilir ama karısı da yokmuş. "yok yani ben onlarla aynı evde kaldım bu kadar bilgi edinmedim. Bu kız iki günde neler öğrendi böyle.
-Karısına ne olmuş?" diye sordum merakımı yenik düşerek.
-Karısı karnında başkasının çocuğuyla terk etmiş onları. "diye iç geçirdi.
-Pardon da Demet'ciğim sen bunları nerden öğrendin? Ayrıca o Mete denen adamı da unut o iş olmaz." sonlara doğru sesim yükselmişti. Demetin gözleri dolmaya başladı. Ona sarılarak
-Tamam üzülme. " dedim sesimi biraz daha yumuşatarak." Ama olmaz Demet unut bunu onlar beni öldürmek istiyorlar. "
-Seni eğer öldürmek isteseler neden hastaneye götürsünler ki?" Elif'in bu sözleri üzerine yavaş hareketlerle ona baktım. Elinde telefonla umursamaz bir şekilde oyun oynuyordu. Onun bu tavrına şaşırarak
-Tabi seni öldürmeyecekler beni öldürecekler, kızım onlar katil bir adamı öldürdüler. Ben de o cinayeti gördüm. O günden beri peşimdeler. Amaçları başka ne olabilir ki? "
Elindeki telefonu kenara bırakarak öne eğildi. Gözlerimin içine bakarak
-Ya Gülce az mantıklı düşün seni öldürmek isteseler sen o hastaneden sağ salim çıkamazdın. Seni orda temizlerlerdi. Emin ol!" Elif'in dedikleri aklımı karıştırmaya başladı. Oflayarak ayağa kalktım ve odama doğru yürümeye başladım. Demet'in yardımlarıyla yatağa uzandım.
-Demet, sence Elif haklı mı? "gözlerini kırpıştırarak bana baktı.
-Eğer Elif haklıysa beni Mete'den ayırmanın bedelini çok kötü ödetirim sana." dedi ve parmağını sahte bir sinirle salladı. Bu yaptığı harekete kahkaha atarak başımı yastığa gömdüm.
2 hafta sonra
Lanet açıdan kurtulduğum için çok mutluyum. Hareketini kısıtlaması sinirimi oldukça bozuyordu.
2 haftadır Elif'in söylediği saçma sözler aklımdan çıkmıyordu. Peki Cengiz yapmadıysa kim yaptı? Beni öldürmek isteyen de kim? Ortaya çıkıp görünmemesi, düşmanımı tanımamam beni daha da çok korkutuyordu.
Şimdilik bu saçma düşünceleri kenara bırakarak Elif'in yoğun ısmarlarım üzerine hazırlanmalıyım. Sevgilisinin barına davetliymişiz. Aman çok büyük iş yani. Bar sahibinden sevgili mi olurmuş.
-Hadi Gülce Elif hanımın sevgilisini bekletmişiz. " ahh Elif bugün bir bitsin gösteririm ben sana. Daha yeni ayağa kalktım bu kız benim sağlığımı hiç düşünmüyor. Beni öldürecekler diyorum umursamıyor. İnşallah bu umursamazlığı yüzünden başına bir şey gelmez. Gerçi onun gelmese bile benim kesin gelecek. Nasıl bir saçma oyunun içerisindeysem artık bu işten sıkılmaya başladım. Daha ne kadar kaçarak yaşayacağım.
-Tamam be tamam geldik patlama. " kapıya doğru yöneldim Elif kırmızı gösterişli bir elbise giymişti. Gören de düğüne gidiyor sanır. Gerçi düğüne bile gitsem böyle saçma bir elbise giymem. Demet oldukça sık görünüyordu her zamanki gibi.
-Ne dikiliyorsun Gülce yürüsene." Elif'in bu sözleri üzerine yürümeye başladım. Evden çıktığımızda arabanın yanında bizi bekleyen Elif'in sevgilisi Tuna'ya baktım. Oldukça yakışıklı ve kaslı fiziği vardı. Bizim Elif'e nasıl baktı pes doğrusu.
Çok geçmeden Elif'in biricik sevgilisinin (!) mekanına geldik. Hareketli ve yüksek sesle bir parça çalıyordu. Önde Elif ve Tuna arkada Demet'le sap gibi ben içeri girdik. İçerde herkes dans ediyordu. Boş bulduğumuz masaya geçerek bende olduğum yerde onlar gibi ritim tutmaya başladım. En azından bugün ölüm korkusu olmadan biraz eğlenebilirdim.
-Bayanlar ne içmek istersiniz. " diye sordu Tuna. Elif ve Demet votka istediler. Eh yuh yani biriniz ayık olun. Ne olur ne olmaz sonuçta burası bar.
-Ben soda alayım." dedim. Kızlara imalı bakışlar atarak. Onlarda aynı anda kafalarını 'ne var' anlamında salladılar. Neyse bari bugün onlara karışmayayım. İstedikleri gibi eğlensinler.
Yine aklıma soru işaretleri geldi. Tuna'nın getirdiği sodayı içerken düşünmeye başladım. Gerçekten Cengiz yapmadıysa benden ne istiyordu o? Dükkanı satmak için gittiğim 'ben yapmadım' diye bu yüzden mi bağırdı? Her ne olursa olsun ona inanmayacağım. O beni eve kapattı. Kaçmasaydım beni bırakmayacaktı. Sonrası ne olacaktı. Bir mafya tipli adamın evinde ömür boyu mu yaşayacaktım?
Yaklaşık bir saat oldu burdayız. Vakit geçtikçe burasıda igrençleşmeye başladı. Sarhoş erkekler kadınlara yavşıyor kadınlar da onlara karşı seslerini çıkarmıyorlardı. Gerçekten mide bulandırıcı. Midem bunu daha fazla kaldıramayacak sanırım.
-Kızlar ben bir lavobaya gidip geliyorum. "dedim iki sarhoş salak arkadaşıma bakarak. Bu arada bu gerizekalının sevgisi nerde? Aman banane diyerek lavobaya doğru yürüdüm. Aynaya bakarak saçımı düzelttim ellerimi yıkayıp dışarı çıktım. Çıkmaz olaydım. Gördüğüm manzara karşısında donup kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLCEN
चिक-लिट-Ne istiyorsun benden, ben birşey görmedim bırak beni gideyim, kimseye birşey söylemem söz veriyorum. " kalbim göğüs kafesimi delercesine atıyordu. Ben ona yalvaran gözlerle bakarken onun gözlerinde sanki şaşkınlık vardı. -Ne olur bırak söz veriyor...