Sevgili okuyucularım verdiğiniz oylar için çok teşekkür ederim :)) çok mutlu oldum. Şimdilik bu kadarı kafi benim için keyifli okumalar :))
-Ev nerde? "Gizem geldiği yolları aklının bir köşesine not etmişti. Şimdi de bir bir abisine geldiği yolları tarif etmeye başlamıştı.
-Senin kaçtığını fark ettiklerinde orda kalmamışlardır. Onları nasıl bulacağız ve bir hafta sonra babasının onu alacağını söyledin. Onları bulmamız için yeterli zamanı bulamayabiliriz.
-Babası yurt dışında yaşadığı için Türkiye'yle pek bir bağlantısı yok. Yani başka bir ev bulup oraya saklanmaları onların da zamanını alır. Ayrıca Berkcan'ın haberi yok. Ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
-Hadi sen dinlen biraz "diyip Cengiz ayağa kalktı. Kardeşinin alnına bir öpücük kondurup" ben çaresine bakacağım " dedi. Gizem de anlattıklarının rahatlığıyla yatağına sinerek gözlerini yumdu.
Cengiz merdivenlerden inerken Gülce Cengiz'i fark edip ayağa kalktı. Gizem'in ne dediğini çok merak ediyordu. Cengiz ile karşı karşıya geldiklerinde gözlerini ayırmadan birbirlerine baktılar. Cengiz, Gülce'nin sabırsızlığını ve konuşmasını beklediğini gözlerinden görüyordu. Fakat şimdi ona ne diyebilirdi ki? Bunun için doğru zaman değildi.
-Gizem nasıl? Anlattı mi birşey? "dedi çekingen bir sesle. Nihayet sessizliği bozmuştu. Yoksa sonsuza kadar öyle kalabilirlerdi.
-Hâlâ çok yorgun eve gelirken çok uğraşmış ve korkmuş."
Cengiz kaçacak delik arıyordu. Gerçekleri bilirken Gülce'ye yalan söylemek istememişti. Ama bir nevi buna mecburdu. Nasıl hissedeceğini ne tepki vereceğini bilmiyordu. En iyi ona abi ve ablasının söylemeseydi biz söylersek yanlış olabilir diye düşünmeden edemedi.
-Benim şirkete gitmem lazım. İsmail'e söyle seni eve bıraksın. "diyip hızla hızla evden çıktı. Anahtarları adamından alıp arabaya bindiği gibi derin bir nefes aldı.
Gülce evde kala kalmıştı. Cengiz'in tepkisine anlam verememişti. Ondan kaçmasına akıl sır ediremiyordu. Gizem dinlendiği için ya da kısacası ona anlatmamak için nazikçe koyduğundan ona da sormak istemiyordu.
-Sanem.. Gizem uyandığında beni arar mısın? Biraz hava almaya çıkacağım. "diyip Sanem'e numarasını verdi. Her ne olursa olsun hakkındaki sırrın ne olduğunu öğrenmek istiyordu.
-Tabi Gülce hanım."
-Sadece Gülce. "diyip tebessüm etti. Ardından hızlı adımlarla evden ayrıldı.
Sinirlenmişti Gülce. Hiç olmadığı kadar çok sinirlendi. Biliyordu ve ona anlatmıyordu. Üstüne üstün ona yalan söylüyordu. Kulaklığını takıp orman yolunda yürümeye başladı. Müziğin ritmine kendini vermeye çalıştı. Fakat olmadı. Müziğin bile onu sakinleştiremeyeceği derecede Sinirlenmişti. O Gizem için çok endişelenirken Gizem ona anlatmamayı tercih etti. "Benimle ilgili bir şeyi ömürleri sonuna kadar saklayacak değiller ya. Bir de İsmail seni eve bıraksın diyor ya. Oldu Cengiz bey! Ben sana bunu ödetmesini bilirim elbet" kendi kendine konuşurken adımlarını daha da sert yere vurmaya başladı.
***
Genç adam sertçe şirketteki odasının kapısını açıp içeri girdi. Ondan bir şey saklamak, yalan söylemek zor gelmişti ona.
Masanın üzerine bırakılan dosyalara doğru ilerledi. Koskoca BEDER HOLDİNG'inin sahibi kendini bu kadar çaresiz hissetmişti.
Elindeki dosyalarla ilgilenirken içeri Mete girdi.
-Cengiz?
Cengiz tüm olan biten her şeyi Mete'ye anlatmıştı. Ve Mete abisine anlatamadığı için hak vermişti. Şimdi zamanı değildi. Başında zaten bir sürü dert vardı genç kızın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLCEN
أدب نسائي-Ne istiyorsun benden, ben birşey görmedim bırak beni gideyim, kimseye birşey söylemem söz veriyorum. " kalbim göğüs kafesimi delercesine atıyordu. Ben ona yalvaran gözlerle bakarken onun gözlerinde sanki şaşkınlık vardı. -Ne olur bırak söz veriyor...